Abartıyorsun перевод на испанский
818 параллельный перевод
Abartıyorsun. Sen çok daha fazlasını içersin.
¿ Qué es un poco de champagne para un hombre como tú?
Gladdie, iyice abartıyorsun tatlım.
Gladdie, te estás disgustando muchísimo, querida.
- Molly, abartıyorsun.
Molly, ha sido estupenda.
- Yapma Ninotchka, abartıyorsun.
- Vamos, Ninotchka, estás exagerando.
Canım benim, korkarım ikna gücünü fazla abartıyorsun.
Querida, me temo que está sobrestimando su poder de persuasión.
Abartıyorsun, Diana.
Eres formidable, Diana.
Konuyu gereğinden fazla abartıyorsun.
No se aflija por George.
Gestapo'nun etkisini abartıyorsun.
Sobrestima la influencia de la Gestapo.
Her şeyi abartıyorsun, Blanche.
- Lo dramatizas todo, Blanche.
Bence bu davayı çok abartıyorsun.
Te has involucrado mucho en este asunto.
Abartıyorsun gene.
Ya estás dramatizando.
Abartıyorsun.
Exageras.
Abartıyorsun.
Es exagerado.
- Abartıyorsun.
- Lo estás exagerando.
Abartıyorsun.
Exageras
Kendini abartıyorsun!
¡ Tu carga es demasiado grande!
- Bence biraz abartıyorsun.
Exageras.
Abartıyorsun.
Estás exagerando.
Aaa, olayı abartıyorsun artık!
No exageres. ¿ Que vamos a hacer?
- Abartıyorsun. - Hayır, ben...
- Jonathan exageras.
Bence abartıyorsun.
Creo que sobreactuaste
Abartıyorsun!
¡ Es una exageración!
- Abartıyorsun.
- Exagerado.
Hayatım, üzgün olduğun için çok abartıyorsun.
Cielo, estás exagerando porque estás enfadado.
Abartıyorsun biraz.
Eres un poco exagerada, ¿ no?
- Abartıyorsun.
- Tú exageras.
- Abartıyorsun.
- Exageras.
Fazla abartıyorsun.
Te lo diré, Kuma, ¡ Ya no lo soporto!
- İtibarını abartıyorsun.
- Exagera su importancia.
Özür dilerim Arthur, sinirlendiğinde biraz abartıyorsun.
¿ Estás de acuerdo, George? Oh! Oh, sí.
- Abartıyorsun ama. Cezayir'de işgal ordusundaydı.
¿ Qué hacía en Argelia sino ocuparla?
Bence olayı fazla abartıyorsun.
Me parece totalmente exagerado.
Herşeyi abartıyorsun.
¡ Siempre exageras!
Abartıyorsun!
- Desde hace 5 años. Exageras...
Çok abartıyorsun!
Qué exagerado es.
Fazla abartıyorsun, canım, çocuğun gözlerinde yaş yok.
- Exageras, querida, la niña no llora.
Niye her şeyi abartıyorsun?
¿ Por qué diantres tienes que dramatizarlo todo?
Biraz abartıyorsun ama.
Exageras un poco.
Başını belaya sokmuş biri olarak fazla abartıyorsun.
¡ Habla el que nunca ha estado metido en líos!
Her zaman abartıyorsun.
Tú siempre dramatizas.
Tekrar ediyorum, aşırı abartıyorsun.
Vuelves a exagerar.
Gerçekten abartıyorsun!
¡ Usted realmente está exagerando!
- Şimdi abartıyorsun işte.
- Vamos, vamos, no exagere.
- Olayları hep abartıyorsun.
- Siempre exagerando.
Ya, abartıyorsun hayatım
En absoluto.
Abartıyorsun.
Usted exagera.
Bence abartıyorsun.
Déjame que te vea mejor, aunque creo que exageras.
Yanılıyorsun. Çok abartılı bir tasarım aslında seni daha fazla çocuk gösterir.
Un estilo más sofisticado sólo te haría parecer más niña.
Abartılı davranıyorsun ama. Terbiyesizlik etmek istemedim.
Oh, sí, eres un desgraciado, Ferdinand.
Abartıyorsun Andrzej.
Estás exagerando, Andrzej.
Abartıyorsun.
Creo que exageras.