Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Ama bu

Ama bu перевод на испанский

148,359 параллельный перевод
Kötü kararlar aldığını görmüştüm Tom ama bu en büyüğü oldu!
Te he visto ejercitar mal juicio antes, Tom, ¡ pero esto se voló la barda!
Ama bu cidden garip.
Pero aquí viene lo raro.
Berbat bir şey ama bu konuda yalnız değilsin Patterson.
Es terrible, pero no estás sola aquí, Patterson.
Ama bu herifin "fahişe" olduğu her yerinden belli.
Pero este tío lleva escrito en la cara "prostituto".
Hayatım boyunca böyle sırlı işler içindeyim ama bu kadar gizlisini görmedim.
¿ Sabes? He estado en el mundillo de los secretos toda mi vida y... nunca he encontrado nada tan enterrado.
Üzgünüm bebeğim, ama bugün benim doğumgünüm, bu yüzden gerçekten de dans etmeni istiyorum.
Lo siento, cariño, pero es mi cumpleaños, y me encantaría ver el baile.
Ama bu halini bile kaçırmak istemiyorum.
Pero aún así no quiero escapar de ella.
Ama bu sözleri kim tutar diye bana sorsalar, ben sadece ikinizi gösterirdim.
Pero si confío en alguien para que las mantenga, es en vosotros.
Ama bu locaya ihtiyacım var.
Necesito esta mesa.
Ama bu sefer öyle yapmayacağım.
Comer y sabotearme, y no lo voy a hacer.
Ama bu?
¿ Pero esto?
Ama bu çok kötü bir zamanlama.
Oh, es el peor momento.
Ama bunu ona söyleyemem tabi ki, çünkü sonra... bu konuda sonsuza dek kırılır.
Pero no le puedo decir que creo que es una locura, porque entonces... estará resentida conmigo para siempre.
Ama bu derine dalışı, erkek giyim mağazasında yapabilir miyiz?
¿ Pero podemos hacer la inmersión en el departamento de ropa de caballero?
Ama bu bir bahane değildi.
Pero eso no es excusa.
Eminim bu mesaj vermek için iyidir ama fark etmediğin bir şey var. Biz eski usul siyasetçiler, prosedürden anlarız.
Entiendo que eso es bueno como mensaje, pero lo que no ves de nosotros, los políticos de la vieja escuela, es que comprendemos el procedimiento.
Farklı tarzlarımız olabilir Tom ama bizi iyi bir ekip yapan da bu bence.
Sabes, podremos tener estilos diferentes, Tom, pero creo que eso es lo que nos hace un buen equipo.
Bu izler eşsizdir ama işimde iyiysem, ki bence öyleyim, bir iz sürücü yazıp kalan dosyalara yerleştirebilirim.
Ahora, tienden a ser únicas, pero si soy bueno... Y me gusta pensar que lo soy... Puedo programar un rastreo y plantarlo en los archivos restantes.
Bu kadar çabuk beklemiyordum ama.
Sólo que no esperaba esto tan pronto.
Bu olağanüstü bir argüman Senatör Bowman. Ama bence sıradaki misafirim katılmayacak. Beyaz Saray eski Özel Kalemi Aaron Shore.
Ese es un argumento excelente, senador Bowman, pero seguro que mi próximo invitado probablemente disiente... el último jefe de gabinete de la Casa Blanca, Aaron Shore.
Savaşta olduğumuzu düşünmeyebilirsin ama öyleyiz ve bu haberi yayımlarsan kazanmamız çok daha zorlaşacak.
Bueno, puede pensar que no estamos en guerra, pero le prometo que lo estamos y si publica ese artículo, va a hacer mucho más difícil que ganemos.
Alınmayın ama kimse bu asık suratlının benim sevgilim olduğuna inanmaz.
Sin ánimo de ofender, pero creo que nadie se va a tragar que aquí Suzy Mirada de Hielo sea mi acompañante.
Kapı bu ama tutacak farklı.
Pues que esta es la puerta, pero el pomo es diferente.
Bu herif kesinlikle içeri tıkılmalı ama muhtemelen terörist saldırısı için değil.
Ese tipo tendría que estar encerrado, pero, probablemente, no por terrorismo.
Thad hadi ama sen bu değilsin.
Thad, vamos. Este no eres tú.
Bu çocuk oyuncağı olmayacak, ama doğru yaparsak, uzunca bir süre rahat edeceğiz.
Ahora, esto no será fácil. Pero si lo hacemos bien podremos establecernos por mucho tiempo.
Sanırım ama istemiyorum. Bu çok önemli.
Supongo, pero no quiero hacerlo.
Dur bakalım. Hadi ama! Bana bu konvoyu plütonyumu alabilesin ve biz "hiçbir şey" alamayalım diye mi, hayatımızı riske attığımızı söylüyorsun?
Aguarda ¿ estás diciendo que arriesgamos nuestras vidas tomando este convoy para que ustedes obtuvieran plutonio y nosotros no obtuviéramos nada?
Aslına bakarsan bu ciddi bir ameliyat, ama daha önce defalarca böyle ameliyatlar yaptım.
Aunque se trata de una cirugía más seria, la he llevado a cabo muchas veces.
Her ne kadar feminist hücrem varsa, bana bu soru için kızacaklar ama...
Aunque todo hueso feminista en mi cuerpo deje de hablarme...
Ama sen benim çocuklarımı taşıyorsun, işte bu yüzden seni, öğleden sonra yalnız bırakacağım.
Pero... llevas a mis niños, por lo que te voy a dejar la tarde.
Ama sakın bu eve, şu takındığın tavrı değişmeden gelme.
Pero no vuelvas a esta casa hasta haber cambiado completamente de actitud.
Ama olay bu değil.
Pero no importa.
Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz bilemem ama, hayallerinizi süsleyen, bir anne olmayacağım.
No sé lo que sabréis desde ahí, pero no voy a ser la madre perfecta con la que probablemente estéis soñando.
Siz, ikinizi seviyorum, ama bana bunu söylemeye devam ederseniz, bu evde artık hoş karşılanmayacaksınız.
Y os quiero a los dos, pero decidme otra vez de seguir adelante y no seréis bienvenidos a nuestra casa.
Ama uzun zamandır aramızdaki şey, yolunda gitmiyordu, - ama doğru olan şey bu. - Evet.
Pero obviamente las cosas no están bien entre nosotros hace un tiempo, pero, es lo mejor.
Saygısılık yapmak istemem ama, 12 yıldır bu işi yapıyorum. Yardımcıya ihtiyacım yok. Biliyorum.
Con todo el respeto, señor, pero llevo haciendo esto doce años.
Bu şeyler gerçekten çok hoş, ama 12 saatten az bir süre sonra üç farklı doğum günü partisi için, toplamda 45 çocuk burada olacak. Demem o ki, daha az geçmişi anıp daha fazla iş yapabilir misin?
Creo que todo esto es muy dulce, pero en menos de 12 horas vamos a tener a 45 niños aquí para tres fiestas de cumpleaños diferentes, así que ¿ qué tal si menos recuerdos... y más acción?
Hadi ama adamım, bu doğru değil.
Vamos, tío, eso no es verdad.
- Hadi ama yapma, bu doğru değil.
- Vamos, no, no es cierto.
Bu yaşta bunu söylemek çok ayıp ama, araba sürmeyi bilmiyorum.
Es vergonzoso tener que admitir que, a mi edad, no sé conducir.
Ama birden farkettim ki, bu çok saçma.
Y, después, me di cuenta de que eso es ridículo.
Ama sonra, Josie ile ben de ayrılınca bu durum beni daha da dibe vurdu.
Pero después, cuando Josie y yo nos separamos, toqué fondo.
- Hayır, biliyorum, biliyorum onu yani babanın ölümü hakkında temel şeyleri, ama bir kaç kere daha dile getirdiğimde hemen konuyu kapattın, ben de bu yüzden gerçekte ne olduğu konusunu merak ediyorum.
- No. Lo sé, sé que me has contado lo básico sobre como murió tu padre, pero las pocas veces que he sacado el tema tú me has hecho callar y me preguntaba si me podrías contar lo que sucedió.
- Hadi ama, Lazy River'ı kiralarız bu iş için.
- Vamos, podríamos hacer el banquete en el río Lazer.
Oyunlar, o adamın eleştirilerine göre, tutuyor ya da tutmuyorlar. İşte bu yüzden oyunun galasına gelmesini istiyorum, ama muhtemelen o gece gelmeyecek, çünkü daha önce o oyuna geldiği halde, ben gelmemiştim, yani...
Las obras sobreviven o no dependiendo de lo que Brandon Novak diga sobre ellas, por eso necesito que venga al estreno de mi obra, pero no vendrá al estreno, porque ya fue a un estreno y yo no estaba, así que...
Tarifi ancak bu kelime ile mümkün ama.
Es la única manera de describirlo.
Ama kimse izlemeye gelmeyecek, eğer siz gidin de izleyin demezseniz, bu yüzden size yalvarıyorum, lütfen... bize bir şans daha verin.
Pero nadie va a venir a verla, señor, a menos que usted se lo diga, así que le ruego, por favor... venga a darnos otra oportunidad.
Bu konuda pek bir bilgim yok ama, çevrimiçi kurslar alabilirim.
No sé nada de testamentos, pero tengo la voluntad de hacer un curso online.
Ama aslında, zaten sen bu dünyaya kusursuz bir şekilde gelmiştin.
Pero la verdad es que viniste al mundo siendo bastante perfecto.
En çok ben se... hayır, hayır, yani, dediğimde ciddiyim, ama artık koca adam oldum, bu yüzden bu çok tuhaf kaçar.
Yo te quiero lo má... no, no, lo digo de verdad, pero ahora soy un hombre hecho y derecho y si lo digo va a parecer muy raro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]