Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Ama onu gördüm

Ama onu gördüm перевод на испанский

437 параллельный перевод
Başını eğmeye çalıştı, ama onu gördüm.
Intentó esconderse, pero lo he visto.
Biliyorum, ama onu gördüm.
Ya lo sé, pero lo vi.
Ama onu gördüm.
Pero en verdad la vi.
- Ama onu gördüm.
- ¡ Yo lo vi!
- Hayır. - Ama onu gördüm.
- Pero yo lo vi.
Ama onu gördüm.
Yo la he visto.
- Joffrey yanmadı ama onu gördüm...
Joffrey no se quemó. Pero yo vi...
- Ama onu gördüm.
- Yo lo he visto.
Ama onu gördüm!
¡ Pero la vi!
- Ama onu gördüm.
- Pero la he visto antes.
- Ama onu gördüm.
- Yo la vi.
kandırıldım ama onu gördüm kung fu'yla ilgilendiğini biliyorum.
Me engaño, pero ella también cayó. Veo que le interesa el kung fu.
Ama onu kendi gözlerimle gördüm.
Oh, pero si la vi con mis propios ojos.
Biliyorum, bende ilk başta deneyimizin başarısız olduğunu sandım, ama onu yürürken gördüm.
Al principio yo también creí que habíamos fracasado. Pero le he visto andar.
Ama annemi, tıpkı babamın onu resmettiği gibi gördüm.
Pero te lo dije, vi a mi madre justo como mi padre la pintó.
Ötekiler de ona bakıyordu. Ama onu sadece ben gördüm.
Éramos varios mirándola, pero yo era el único que la veía.
Ben de kaçabilirdim... ama sonra onu gördüm.
Yo podría haber huido, pero descubrí que estaba aquí.
Onu bir kere gördüm. İkinci defa görme şansım olmadı, ama onun orada olduğunu biliyorum.
- La otra vez no lo vi, pero estaba.
Onu bu sabah gördüm. Bunu asla ama asla yapmaz.
Hablé con él esta mañana, jamás dirá eso.
Ama bugün onu gördüm.
Y hoy le he visto.
Sanırım onu Skagway'da gördüm ama emin değilim.
Me parece haberle visto en Skagway, pero no estoy seguro.
Ama onu birkaç defa gördüm.
Pero le aseguro que lo vi un par de veces.
Sadece birkaç kişiydik, ama onu yaparken gördüm.
Sólo estábamos algunos de nosotros, pero la vi haciéndolo.
Ama onu iş yerinde gördüm.
Pero le he visto hacerlo.
Ama ben onu Intermediate'tan önce gördüm.
Pero lo obtuve antes que el Intermedio.
Ben... Ben onu gördüm, ama bir şey söylemeyeceğime dair yemin ettim.
Ayer por la mañana vi a Philippe pero le juré que no diría nada.
O andan itibaren daha az tanrı daha fazla insan olarak gördüm onu ama zayıflığı yüzünden ondan nefret etmedim.
Le vi menos como a un Dios y más como a un hombre, pero no le odié por su debilidad.
Sana öyle olduğunu söylüyorum, sadece bir an için için onu gördüm ama..
Estoy segura, te digo que era así.
Ama kurtulunca pencereye koştum... ve onu Mayella'mla gördüm!
Pero cuando me liberé, corrí hacia la ventana... ¡ y lo veo a él con mi Mayella!
Ama ben- - Yemin ederim ki bu akşam onu orada gördüm.
Pero yo... juraría que la vi allí esta tarde.
Hayır ama, bir gurup askerin bir ağ içinde birini taşıdığı gördüm. Onu HamSweetham'e götürüyorlardı.
No, he visto pasar a un druida dentro de una red que unos legionarios conducían a Petibonum...
- Ama onu sadece bir kez gördüm.
- Pero si sólo lo he visto una vez.
Ama onu bir yerlerde gördüm.
Pero lo he visto en algún lugar.
Ama bu sabah gitti. Hayır, hayır. Onu şimdi Büyük Kanal'da gördüm.
La ví en el Grand Canal.
Ama sanırım bir keresinde gördüm onu kızıl saçlı bir kadınla bir at arabasındaydı.
Aunque creo que le vi una vez en un tranvía con una mujer pelirroja.
Onu gördüm ama düşündüğünüz gibi değil.
Pero no como tú te crees.
Onu orada bazı insanlarla gördüm ama kim olduklarını bilmiyorum. - Onu öldürmek isteyen biri var mı? - Onunla tanışan herkes.
Para asegurar que los edictos del consejo sean implementados.
Ama onu "gördüm"
Pero la vi.
Evet ama bu sabah onu başka bir yerde daha gördüm.
Pero ya le había visto en otro sitio esta mañana.
Ama gördüm onu.
Pero lo vi.
Onu gördüm ama bizden değil.
Si, lo vi, pero no es nuestro.
Ama nerede gördüm onu?
¿ Donde lo he visto?
Ama onu gerçekten gördüm.
De verdad que lo vi.
Ama onu orada gördüm.
Está ahí, yo lo vi.
Ama onu bu öğleden sonra gördüm.
- Pero si ya le he visto esta mañana.
Ama avukatın yanına gittiğim zaman, onu beklerken..... pencereden beni rahatsız eden bir şey gördüm.
Mientras esperaba al abogado en su despacho vi por la ventana algo que me contrarió.
Ama dün gece yine imgeler gördüm. Onu kendi kanı içinde yatarken gördüm.
Pero volví a tener esa visión anoche.
Onu erken saatte kulüpte gördüm. Ama 10 : 00 gibi oradan çıktım.
Le vi antes en el pueblo, en el club, pero me fui hacia las 22 : 00.
Seni daima kendi kızımmışsın gibi gördüm ; ama şimdi onu görüyorsun. O gerçekten çok güzel. Ve ben, asla ona sahip olmayı düşünmedim.
Hasta ayer veía a Doris como a mi hija pero ahora las cosas han cambiado, ahora la veo como una chica atractiva.
Ben onu gördüm ama tarif etmenin pek işe yarayacağını sanmıyorum.
Yo ya lo he visto, pero no creo que describírselos resulte muy útil.
Ama gördüm onu burdaydı!
Lo he visto. Era él.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]