Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Anlarsın işte

Anlarsın işte перевод на испанский

452 параллельный перевод
Anlarsın işte, resmi bir akşam yemeğinde duyurulmadığı sürece... evliliği tam olarak geçerli saymazlar.
No validarían el matrimonio... a menos que fuera anunciado formalmente en una cena.
Anlarsın işte, anne... Buradan kurtulmak istiyorum.
Ves, mamá quiero escapar.
Anlarsın işte, kalpleri tozla kaplanır.
Se les acumula el polvo sobre sus corazones.
Anlarsın işte'nin yerini söyleyebilecek birine götürmem karşılığında tam beş pound verdi.
Me da cinco libras por llevarle... ante quien le diga dónde está quien tú ya sabes.
- Anlarsın işte, bir yazar olarak...
- Ya sabes, eres escritor...
O kadar anlarsın işte.
Eso demuestra cuánto sabes.
Şimdi, bak! Evet demiyorum ama... anlarsın işte, şu iş teklifi hakkında konuşmak istiyorum.
Le advierto que no le digo que sí, pero... estoy dispuesto a hablar sobre el negocio que me propuso.
Anlarsın işte... Araziye göz atıyorduk
- Admirábamos el terreno.
değişik açılarda... anlarsın işte, ortalığa rastgele dağılmış bir görüntü sergiliyorlar.
Parecen palillos.
İnsanların buraya ne düşünüp neden geldiklerini, ve sonunda ne elde ettiklerini, anlarsın işte,... nasıl hazmedeceklerini düşünebiliyor musun?
La gente no sabe cómo vivir ni qué hacer y creen que aquí encontrarán la solución.
Ve düşündüm de anlarsın işte, bu aynı çatı altında, birlikte olmamız demek.
Había pensado que, mientras tanto,... tú podrías, ¿ sabes? ...... juntos, en la misma casa, ahora, ¿ comprendes? ...
- Oh, Anlarsın işte, bu sadece benim...
Es que, le explico, así soy yo.
Seni görmek, konuşmak istedim. Anlarsın işte.
Necesitaba verte para conversar, tú entiendes.
Anlarsın işte.
Si sabes lo que quiero decir.
Anlarsın işte,... baba ve kız gibi.
Bueno, ya sabes, como... Como padre e hija.
Bunu çıplak olarak çektirmek istemedim ama anlarsın işte...
Realmente no quería hacer este desnudo, pero ya sabes...
"Lillian, bunu yapamayız çünkü... Anlarsın işte."
"Lillian, no podemos hacer esto, porque... bueno, ya sabes."
Hadi ama. "Bunu yapamayız çünkü... Anlarsın işte."
"No podemos hacer esto, porque... bueno, ya sabes."
Anlarsın işte. - Evet, anlıyorum galiba.
- Sí, supongo que sí.
O istedi ama... Anlarsın işte.
Ella quería, pero... ya sabes.
Anlarsın işte. Gerisini yarın getiririm.
El resto te lo traigo mañana.
Neden küçük bir şeyler... anlarsın işte konuşmak falan gibi, bilirsin?
Por qué no haces, un poco, ya sabes... algo, ya sabes, di algo.
- Anlarsın işte!
- Lo entenderás.
Biraz utanç verici de. Anlarsın işte.
¿ Porque es algo avergonzante, sabe?
Bilmiyorum, bana, anlarsın işte bana aptalca geliyor.
No sé, a mí no me servía para nada.
Anlarsın işte.
Ya sabes a qué me refiero.
Ama anlarsınız, Ordu insanı değiştiriyor işte.
Pero saben, el Ejército lo cambia a uno.
Anlarsın ya, işte.
¡ Y yo que creía que eras decente!
Marianne biraz yorgun. - Anlarsın işte.
- Ya entiendes.
İşte o zaman anlarsın.
Lo verá.
Eşine ilaç falan veriyor musun? Anlarsın ya işte!
Le pregunta si atiborra a su marido con pastillas.
İşte sen çiftçilikten bu kadar anlarsın.
Demuestra lo mucho que sabes de ganadería.
Gelip gelip, gidiyor işte, anlarsınız ya?
Usted ya sabe. Viene y se va.
Asılmalardan hoşlanmıyor değilim. Şöyle işte, anlarsınız ya!
¡ Tal vez el doctor!
İlişki yaşayamayacağımızı biliyorum ama ânı yaşamaya çalışıyorum işte, anlarsınız ya?
No hay posibilidad de que nos liemos... pero intento grabar estos momentos.
Eski borular işte, anlarsınız.
Es tubería vieja. Ya sabe.
Fakat anlarsınız işte, mal mülk sahibi bir adam olmanın nasıl olduğunu hep merak etmişimdir.
Pero, siempre me pregunté qué se sentiría ser un hombre con propiedades.
Ve sonra da başından geçen son mahkemeden konuşmaya başlayınca "ananı sikerim" ve "seni dışarı çıkınca sikeceğim" falan anlarsınız işte.
Sintió pánico por primera vez al oír a dos guardas hablando en alto sobre el último "cobarde" que rehusó ir a la guerra, diciendo que la iba a pagar.
Oh, ama o da iyi, o da gerekli, yani anlarsınız işte, burada oldukça bol kız var ve burada diğer bulundukları yerlerden daha serbestler.
Eso es algo muy básico. Hay muchas chicas por aquí con actitudes muy libres.
Arabanızı yıkarım, anlarsınız işte bayan.
Mi marido manda a lavar el coche al centro.
- Jose'de kalmıyor işte. Anlarsın ya.
Lo conseguimos.
Anlarsınız yani işte
Se puede decir que nos entendimos.
Çok ağırdır anlarsınız işte.
- Usted sabe, e-e-es fuerte.
Anlarsınız ya.. işte onu diyenler.
Aquellos que dicen, tu me entiendes. Oh, si.
Anlarsın ya işte karakteristik özelliklerimiz.
Ya sabes, tengo mucho carácter.
İşler işte, anlarsın, maliye.
Negocios, ya sabes, finanzas.
Anlarsın, işte.
¿ Comprende?
İyi bir kavunu nasıl anlarsınız, işte öyle anladım.
Lo supe de la manera en que sabes que un melón está dulce.
İşte o, anlarsın ya, galiba bu ismi bir filmde filan duydu.
Debió de oír el nombre en alguna película.
İşte ben sadece, anlarsın, kafa dağıtıyordum, ve sonra ben...
Y estaba pensando, cuando me puse...
Anlarsınız işte, birlikte yaşıyorlar.
Sabe cómo es esto, viven juntos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]