Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ A ] / Artık biliyorum

Artık biliyorum перевод на испанский

2,822 параллельный перевод
Böyle bir adamın Bölüm'de ne aradığını hep merak etmişimdir. Artık biliyorum.
Siempre me pregunté qué hacía alguien como él en Division.
Beni buna zorladıysa da artık biliyorum ki bu kaderi hak etmedi.
Aunque me obligó, ahora sé que no merecía ese destino.
Doktorunla konuştum ve artık biliyorum.
He hablado con tu médico y lo sé.
Artık biliyorum ki siz aynı fikirde değilsiniz, ama sizin şu eski bağlantılarınız bizi bir yerlere çıkartabilir.
Sé que no lo haces, pero uno de esos, "viejos conocidos", podrían darnos pistas.
Bunu çok geç farkettim ama sonuçta artık biliyorum.
Lo descubrí tarde, pero es así.
Evet ve artık biliyorum.
Sí y ahora lo sé.
Artık biliyorum.
Se trata de la CIA.
Artık biliyorum.
Ahora lo sé.
- Artık biliyorum.
Ahora lo sé.
Biliyorum kendimi kaçık bir sapık gibi gösterdim ama artık önemsemez oldum.
Y sé que parecía una loca acosadora, pero estoy más allá de que me importe.
Babanla artık aynı evde yaşamadığımız için bazı şeyler daha uzun sürüyor biliyorum.
Mira, Grace, sé que las cosas tardan un poco más porque tu papá y yo no vivimos en la misma casa.
İnan ben de okumamayı dilerdim. Çünkü artık George'la ilgili hislerini biliyorum. Ve bir türlü aklımdan çıkaramıyorum.
Créeme, desearía no haberlo visto, porque ahora sé como te sientes por George, y no lo puedo sacar de mi cabeza.
Artık, senin de mutlu olmanın, zamanın geldiğini de biliyorum.
Y sé que ahora es... tu hora de ser feliz.
Artık bunu ben de biliyorum.
Pero ahora lo sé yo.
Şey, işe yaradı. Artık Dooku'nun tam olarak nerede olduğunu biliyorum.
Funcionó, y ahora sé la ubicación exacta de Dooku.
Çünkü artık çalışmam gerektiğini biliyorum.
Ahora sé que tengo que estudiar.
İyi niyetli olduğunu biliyorum ama dayanamıyorum artık.
Sé que tiene buenas intenciones, pero ya no lo soporto.
Biliyorum ama ben artık buralarda olmayacağım.
Punto. Lo sé, pero, no voy a estar por aquí mucho tiempo.
Biliyorum, daha önce yalnız hissediyordun, ama artık böyle hissetmene gerek yok. Çünkü ben varım.
Sé que antes te has sentido sola, pero ya no tienes que sentirte así, porque me tienes a mí.
Tüm filmlerde gördüm ve her lisede kötü bir kız olması gerektiğini biliyorum ama bu artık yorucu olmaya başladı.
Requiere el mínimo esfuerzo. Sé que se supone que uno tiene una compañera mala en el instituto. He visto todas las pelis... pero se está volviendo realmente agotador.
İkinizin şeyden beri arkadaş olmadığınızı biliyorum... her ne zamansa artık.
Sé que ustedes no son amigas desde... lo que sea
Artık neden kiliselerden nefret ettiğimi biliyorum.
Ahora sé porqué odio la iglesia.
- Artık baş cerrahi ikamet ediyorsanız. - Ben biliyorum.
- Ya no eres la jefa de residentes de cirugía general.
Ama en azından başka birini öpemeyeceğini biliyorum artık.
Pero al menos ahora sé que no te pondrás a besar a nadie más.
Aslında bunu yapmış olman hoşuma gitti, çünkü artık yerimi biliyorum.
¿ Sabes qué? Me alegro de que lo hicieras, porque ahora sé a que atenerme
Nerede yaşadığını biliyorum artık.
Ahora sé dónde vives.
Hiç değilse artık kaybolduğu gece onu öldürmediğini biliyorum.
Al menos sé que no lo mataste la noche en que desapareció.
Oğlunuzu çok sevdiğinizi ve başının artık belaya girmesini istemediğinizi biliyorum ama onu arayanın bir tek olmadığımı da bilmeniz lazım.
Sé que ama a su hijo y no quiere verle en más problemas pero sepa que no soy el único que lo busca.
Artık bu kibarlık duvarının arkasında ne olduğunu biliyorum- -
Bueno, ya se que hay tras esa pared de amabilidad...
- Bunu biliyorum artık.
- Ahora lo sé.
Güzel haber ise artık deli olmadığımı biliyorum.
Las buenas noticias son... que sé ahora que no estoy loca.
Artık adını biliyorum.
Ahora conozco su nombre.
Sana artık bu saçmalığa bir son ver demek isterdim ama biliyorum ki nefesimi boşuna tüketmiş olacağım.
Te diría que dejaras de hacer esta mierda... pero estaría malgastando saliva.
Çünkü artık yaratığın başkalaşım evresinde canının ne çektiğini biliyorum.
Porque ahora puedo entender lo que la criatura necesita para completar su metamorfosis.
Onu FBI kaynaklarını kullanarak araştırmamızı istemiyordu. Artık nedenini biliyorum.
No quería que le investigáramos con los recursos del FBI, y ahora sé por qué.
Victoria senin biraz düzenbaz olduğun hakkında beni uyardı ben de biraz araştırma yaptım. Ve artık Daniel'in o fotoğraflarını basına senin sızdırdığını biliyorum.
Victoria me advirtió que eras un poco conflictiva, así que investigué y he sabido que fuiste tú quien filtró las fotos de Daniel a la prensa.
Ama artık öyle olduğumu biliyorum.
Pero ahora sé quién soy.
- Ama bensiz de yapabileceğini biliyorum artık.
Pero estarás bien.
Benden şüphelendiğini biliyorum, ama planımın artık işe yarayacağını görüyorsun.
Sé que dudabas de mí, pero ahora ves que mi plan podría funcionar.
Biliyorum ki son 2 gündür çoğumuz olayları içgüdülerimize göre yorumladık, ama inanıyorum ki biz artık korkunun üzerine güneş gibi doğacağız ve kaybedilenleri geri kazanacağız.
Sé que muchos nos dejamos llevar por nuestros instintos los dos últimos días, pero tengo fe en que todos nosotros estaremos por encima del miedo y la recriminación a la hora de reconstruir lo perdido.
Bak, Bu akşam tam bir yıl olduğunu biliyorum... Baban ortadan kayboldu, ama hayatına devam etmelisin artık.
Sé que fue exactamente hace un año, esta noche que tu padre desapareció, pero tienes que seguir con tu vida de una vez.
- Artık, karaborsa tablonuz hakkında her şeyi biliyorum.
Bien, estoy al tanto de tu mercado negro de cuadros.
Artık onun Zimbabwe'yi nükleer silahlarla kirletmek istediğini biliyorum.
Ahora sé que contaminaría Zimbabue con armas nucleares.
- Biliyorum, onun da artık biraz "aga nigi" ye ihtiyacı var.
Sí, lo sé, necesita algo de chitty-chitty-boom-boom.
Bak zamanın olmadığını biliyorum ama, bugün öğleden sonra... "Artık Gün" partisi yapıyorum.
Sé que es en el último minuto, pero celebro una fiesta épica por el día bisiesto esta tarde.
Bak, zor bir dönemden geçtiğini biliyorum,... ama artık bitmek zorunda...
Mira, sé que estás pasando por momentos duros, - pero tienes que dejar... - ¿ Alguna vez ha oído gritar a una rana?
- Bencilce göründüğünü biliyorum ama küçük ailemizin artık mutlu olmasını istiyorum.
Sé que suena egoísta, en un momento como este, pero estaba muy entusiasmada con el momento feliz de nuestra pequeña familia.
Biliyorum, artık karısını öldürdüğü için Reichman'ın peşine düşemeyiz ama diyelim ki, 3 Nisan 2004 gecesi iki kişiyi öldürdü?
Sé que no podemos perseguir nuevamente a Reichman por asesinar a su esposa pero, hipotéticamente, ¿ qué sucedería si hubiese matado a dos personas... -...
O kadının öncesinde bana teklif vermemesinin bir nedeni olduğunu biliyordum. Artık amacının bunu görmemi istemen olduğunu biliyorum.
Ahora sé que es porque quería que viera eso.
Sanırım artık neden benim sürüme katılmadığını biliyorum Scott.
Creo que finalmente entiendo porque sigues rechazándome, Scott. No eres un Omega.
Hayır, bak, 1 yıldan fazla oldu biz bu adadayız. - Artık umut olmadığını biliyorum.
- No quiero esperar más.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]