Birlik перевод на испанский
4,325 параллельный перевод
Sutton seni öldürmek için peşinden birlik göndermiş.
Sutton envió un escuadrón a matarte.
Ark'ın, hiç olmadığı kadar birlik olmaya ihtiyacı var şu anda.
El Arca necesita unidad ahora más que nunca.
Birlik olmaya ihtiyacımız var hiç olmadığı kadar.
Necesitamos estar unidos ahora... más que nunca.
Sen ve ben, birlik olmalıyız, tamam mı?
Tú y yo... Tenemos que mantenernos unidas, ¿ de acuerdo?
New York Alayı, 4. Tabur, 2. Birlik'tenim tamam mı?
Estoy en La Segunda Compañía, Cuarto Batallón Regimiento de Nueva York, ¿ bien?
Siyahiler silah ticaretinin başında olduğundan kahverengi ve sarılar birlik olmuş durumdalar.
Los morenos y los amarillos se apoyan porque los negros tienen las armas.
Lakin... İkimiz birlik olursak sadece Kuzeyliler karşısında değil, ayriyeten Mercia karşısında da hepsinin üstesinden gelebiliriz.
Pero... si tú y yo nos juntamos, no sólo contra los Norteños, sino también contra Mercia, seguramente lo superaremos.
Büyük bir birlik ama yeteri kadar değil.
Un gran ejército, pero no lo suficientemente grande.
Onun yardımıyla Hindistan istihbaratı.. birlik kurdu militanları öldürmek için.
Con su ayuda, la Inteligencia india jugó su carta de triunfo..... formando una milicia para matar a los militantes...
Ben Özel Birlik'ten Polis Bir, çıkış talep ediyorum.
Se trata de un oficial de la Unidad Especial, solicitando la extracción.
Birlik olup onlara karşı direnmezsek aynısı senin kasabanın da başına gelecek.
Lo mismo le pasará a tu pueblo a menos que nos mantengamos unidos y resistamos.
Annem, Birlik'te bunu yapmama izin vermezdi.
Mi madre nunca me dejó hacerlo.
Çak birlik!
¡ Choca ese uno!
Kimsenin bilmediği bir husus... Amerika ve İngiltere, görünen Almanya tehdidine göz kulak olmak için birlik olmuşlardı. Beklenmeyen bir birliktelik.
Mucho antes de cualquiera lo supiese, los Estados Unidos habían hecho equipo con Inglaterra para mantener un ojo sobre la amenaza emergente de Alemania, un ojo inesperado :
Ama zaman zaman, uyumlu ortak amaç uğruna birlik olabilen bir yerdir.
Pero en otros, es agradable... construido por una causa común.
Para transfer kayıtlarına, isimlere, birlik numaralarına, her şeye ihtiyacımız olacak.
Vamos a necesitar todos sus registros de envío... nombres, números de unidad, todo.
Patronuma ve Deniz Kuvvetleri Merkez Karargahı'na göre Helmand Bölgesi'nde keşif görevine çıkmış bir birlik var.
Según mis jefes y el Mando Central... de los Marines, hay un equipo... en una misión de reconocimiento en la provincia de Helmand.
Gizli Birlik'in lideri gelsin.
Llamando. Al líder del escuadrón secreto.
Yihang'ı bulmak için Gizli Birlik'e eşlik edeceğiz.
Nos gustaría acompañar al Escuadrón Secreto para encontrar a Yihang.
Gizli Birlik'in lideri geldi!
¡ El líder del Escuadrón Secreto está aquí!
Gizli Birlik'in yardıma ihtiyacı yoktur.
El Escuadrón Secreto no necesita ayuda.
Gizli Birlik'in işine burnunu sokarsan, Ay Hisarı'nı yerle bir ederim.
Si interfieres con el Escuadrón Secreto, arrasaré el Fuerte Luna.
Birlik!
¡ Unidad!
Projektör birlik hattı.
Una fila de naves.
Pekala, gençlik komitesi. Birlik Konseri konusunda ne gelişme var?
Comité Juvenil, actualización sobre el Concierto de Unidad. ¿ Madison?
Ama eğer bu birlik konserini kotarabilir ve bu birleşmenin bir başarı olduğunu ispatlayabilirsem Pawnee bir kez daha beni tolere edebilir veya yok sayabilir.
Pero si saco adelante el Concierto de Unidad y pruebo que esta fusión fue un éxito puede que Pawnee vuelva a tolerarme / ignorarme.
Grant'ten, bizim birlik konserine güzel bir son olarak Eagleton Hills'i bir milli park yapmasını rica ettim.
Le pedí a Grant que declare Eagleton Hills parque nacional...
Bu gelişmeyle birlikte Pawnee'nin "Yeni Kuruluş Günü" birlik konseri artık resmen programın ilerisindedir.
Con esa noticia el Día del Nuevo Fundador del Concierto de Unidad de Pawnee está oficialmente... ¡ ADELANTADO!
Sizler, 2014'ün en büyük etkinliği Pawnee birlik konserine adını yazdırma ve Tricia'nın yeni permasının açılışını yapma fırsatına sahipsiniz.
CONCIERTO DE UNIDAD PATROCINIO Es la chance de nombrarlos en el Concierto de Unidad de Pawnee el mayor evento de 2014. Aparte de los nuevos visos de Tricia.
Burası, birlik konserini duyuracağımız basın toplantısı için mükemmel.
Es el lugar perfecto para anunciar el Concierto de Unidad.
Bu insanlar ne fena ya! Hareket çeken bir kartal resminin önünde birlik konseri duyurusu yapamam.
No puedo anunciar un Concierto de Unidad frente a un águila calva mostrando el dedo.
Bu ilkbahar, Pawnee ve Eagleton'un birleşimi anısına büyük bir birlik konseri düzenliyoruz.
En primavera, daremos un gran Concierto de Unidad para conmemorar la fusión entre Pawnee e Eagleton.
Bu birleşme son derece kırılgan herkesin sinirleri gergin ve hiç kimse birlik konserinden bahsetmiyor.
Esta fusión es tan frágil. Todos están nerviosos y nadie habla del Concierto de Unidad.
Birlik olun ve doğru şeyi yaptığınızda yüzlerinize bakarak onay verin.
Asegúrense de cooperar y completar sus tareas bien. No como aquél día en la montaña, ¿ eh?
Birlik olursak Lanetli Cadı'yı yenebileceğimizi düşündük.
Pensamos que juntas, quizás podamos derrotar a la Bruja Malvada.
Ama zaman zaman, uyumlu ortak amaç uğruna birlik olabilen bir yerdir.
Pero en otros, es agradable, construido por una causa común.
Gördüğüm her şeyi yazmayı kendime vazife edindim birlik hareketleri, silah yerleri.
Me encargué de escribir todo lo que vi movimientos de tropas, colocación de armas.
Herkes birlik oldu.
Integración.
# Biz sadece birlik olup sana şükrediyoruz. #
Londres, Japón, vamos, lanzan sus manos arriba.
Başbakan olarak birlik için.
Como Primer Ministro de la Unión.
Ve bazı konularda aynı fikirde olmasak da belki de birlik olmaya biraz daha devam edebiliriz.
Y pensé que tú y yo no estemos de acuerdo en muchas cosas, quizás deberíamos cooperar un poco más.
Birlik, New York'ta bir yere 12 saat içinde patlayacak olan bir bomba yerleştirmiş.
El Colectivo ha colocado una bomba en algún lugar de la ciudad de Nueva York y va detonar en las próximas doce horas.
Hindistan, bağımsızlıktan bu yana ilk defa böyle bir birlik içinde.
Primer movimiento de no cooperación de la India desde la independencia.
Ben, dışarıda bu denli olan birlik konusunda endişe ediyorum.
Preocuparse por el movimiento de no cooperación que tiene lugar al aire libre.
Ayrıca enerjimizi boşaltmak ve bir birlik gibi bağlanmamız için iyi bir fırsat.
También es una buena oportunidad para liberar estrés y unirnos como equipo.
Gelelim birlik konserine.
AYUNTAMIENTO Concierto de Unidad.
Askeri birlik için yarın bir konserimiz var... -... ve o yardım...
Mañana teníamos un concierto para las tropas... y él estaba ayudando...
Onların dördünü öldürelim sonra bütün birlik peşimize mi düşsün.
Si matamos a esos cuatro tendríamos a todo un pelotón sobre nosotros.
Belki bu olayda birlik olmuşturlar.
Quizás confabularon para hacer todo esto.
Başka bir birlik bulman gerektiğini bilmelisin.
Debes saber que tienes que encontrar otra compañía.
YABANCI MADEN ŞİRKETLERİ LUMUMBA'YA KARŞI BİRLİK OLDU.
INTERESES MINEROS EXTRANJEROS SE PONEN EN SU CONTRA.