Düşündüm de перевод на испанский
17,452 параллельный перевод
Aslında düşündüm de yapmam gereken bazı işlerim var.
No, en realidad, tengo trabajo que hacer.
Düşündüm de hoşuma gitti çünkü en azından şerifi öldürmüyoruz.
Solo creo... En todo caso, me gusta porque por lo menos no matamos al alguacil, que es un tipo, y eso no tiene sentido porque el asesino mata mujeres, así que eso sería
Evet, yani, biliyorum ama.. dergiden bir fotoğraf yırtmıştım, düşündüm de, eğer bu şekilde, yapabilirsen, .. iyi olur bunu beğendim de.
Sí, no, lo sé, pero ya sabes, toma, lo arranqué de una revista y lo traje, así que si pudieras hacer esto, darle una forma así.
Düşündüm de belki o da işin içindedir.. ... ve onu öldürürken temizlik yapıyorlardı.
Me puse a pensar, tal vez estaba implicado y limpiaron todo cuando lo mataron.
Düşündüm de belki işler istediğin gibi gitmezse, kızgın ve mutsuz olurdun.
Yo me decía si no lo haces la forma en que quieres hacerlo, serías una infeliz. ¿ Cómo puedo saberlo?
Düşündüm de, onu temsil edecek birini bulmalısın.
He estado pensando que deberías arreglarlo para que tenga representación.
Düşündüm de... Egzama konusunda haklı çıktığınıza göre,
, estaba pensando, ya que diste en el clavo con lo de mi eczema,
Düşündüm de...
Creo...
Bir kadının bakış açısını yakalayabilmek için yararlı olacağını düşündüm.
Me pareció que te ayudarían a obtener la perspectiva de la mujer.
Anna yardımcı olabilir diye düşündüm.
De usar a Anna.
Lanet olsun yalnızca biraz yakınlığın yardımcı olabileceğini düşündüm.
Estoy tan malditamente solitario, que creí que un poco de tibieza ayudaría.
Çılgıncaydı dedikten sonra düşündüm ve "Aman canım, o kadar da değildi." dedim.
Después de decir que fue loca, pensé : "No, no lo fue".
Ben de giyinmiş olduğunu düşündüm.
La puerta estaba abierta. Pensaba que estabas vestida.
Düşündüm ki, belki merkeze gelirsiniz ve biraz konuşuruz.
Pensé que podría acompañarme a la comisaría para hablar de eso.
Düşündüm ki, belki de bunca şey yaşadıktan sonra görevini en sonunda tamamlamıştır.
Quizá pensé que después de todo lo que le ha pasado ya habría cumplido con su deber.
Eskiden Napolyon'un büyük hayranıydım, hatta o olmak isterdim ama tutkusunun neye yol açtığını gördüğümde, bunca anlamsız ölüm yıkım, fikrim aksi yönde değişti dünya onsuz daha iyi bir yer olur diye düşündüm.
Solía ser un gran admirador de Napoleón, prácticamente quería ser como él... Pero cuando vi lo que su ambición había hecho... tanta muerte y destrucción sin sentido, cambié de parecer. Que el mundo sería un lugar mejor sin él.
Aklıma bir fikir gelmişti Borodino'dan sonra, Napolyon'a suikast düzenleyebilirim diye düşündüm bunun kaderim olduğunu düşündüm.
Tuve la idea... que después de Borodinó, podría asesinar a Napoleón. Pensé que era mi destino.
Neyse, bu canavarı enseledik ve ön duruşmada partnerlerden birinin yanında oturacağımı öğrendim. "İşte bu," diye düşündüm...
Bueno, aterrizamos en esa demanda enorme y descubro que soy el segundo abogado de uno de los socios en la audiencia preliminar, y pensé, " esto es.
Dışarıdan güzel bir yemek söyleriz diye düşündüm.
He supuesto que podría pedirte algo de comer.
McGill kabilesi de albino fare sürüsünden daha beyaz olduğu için biraz bronzlaşmaya başlarım diye düşündüm.
Como los McGill son más blancos que ratas albinas... será mejor broncearme.
Zamanında, fakülteden mezun olduğumda, kendi tabelamı asmayı ben de epey düşündüm.
Tiempo atrás, al acabar la universidad, pensé mucho en montar algo por mi cuenta.
Sonra ben de düşündüm, birkaç bin dolar uyuşturucu parası çalıp arkasında tanık bırakacak kim vardır?
Me dije a mí mismo : " ¿ Quién es el hombre que va a estafar a un par de cien mil en dinero de la droga y dejar un testigo?
Şimdi düşündüm de...
Ahora, he estado pensando...
Belki de asılmaları gerekirdi diye düşündüm ama kralın iradesi ağır şekilde cezalandırılmaları yönünde.
Creí que tal vez deban colgarles. Pero el placer del Rey... es que les destripen y descuarticen, así que debo estar preparado.
Bunu düşündüm ama olasılıklardan çıkardım.
Sí, eso pensaba, pero lo descarté, ¿ de acuerdo?
Canımı yakma " "Leprikon değilim" deyip duruyordu. Ben bir yankesiciyim. Ben de bunu diyerek leprikon olduğunu ima ettiğini düşündüm.
"No soy un duende", y solo pensé que era una metáfora para decir, ya sabes, "soy un duende".
Okulu, kiliseden daha güzel yaptıklarını düşündüm.
Siempre pensé que la casa de la escuela debió haber sido más bonita que la iglesia.
- Ben belediye başkanı olacağım ve sen bu işte liderlik rolünden fazlasını üstleneceksin. Daha güvenli bir yere ihtiyacımız olur diye düşündüm.
Voy a ser alcalde, y ocuparás un puesto de más responsabilidad en los negocios, así que he pensado que necesitábamos algo más seguro.
Bunu ilave bir ödül gibi düşündüm. En azından kendi gözlerimle görecektim. Yeni vali gırtlağına kadar benim son birkaç ayda boğulduğum boka gömülmüş.
Quería ver con mis propios ojos al gobernador hasta arriba de la misma mierda en la que estábamos meses atrás.
Adamları daha bilgilendirmedim. Nasıl cevap vereceğimi bilmediğim soruları olacağını düşündüm.
Aún debo informar a los hombres e imagino que tendrán preguntas que aún ignoro cómo he de contestar.
Ben de öyle düşündüm.
Eso pensé.
Tıp malzemeleri satan bir mağazada gördüğüm muhteşem pelerin dolu kutuyu satın almak için. $ 80 alabilirim diye düşündüm.
Pensaba que podía conseguir $ 80 para comprar una caja de capas que vi en una tienda de productos médicos.
Elektronik sigara içtiğini düşündüm.
Creí que era de los electrónicos.
Bu gizemli buluşmanın kutsallığını bozmuş olduğumun farkındayım... Fakat düşündüm ki bütün aile bugün birlikte olmalı.
Sé que profané la santidad de las citas sorpresa pero creo que la familia debería estar reunida hoy.
Bugün beraber olmalısınız diye düşündüm sadece.
Creí que debían pasar el día de hoy juntos.
Tırnaklarınla bu kadar geldikten sonra, New York'a hiçbir şeyin olmadan dönüşünü izledim ve düşündüm ki....
Te vi regresar a Nueva York sin nada y escalar hasta la cima, y pensé : " Por fin, aquí está el Rafael de mi Miguel Ángel.
Asistanım ikinci bir Köstebek kadının beni görmek istediğini söylediğinde önce, sevgili arkadaşım William Joel'un oynadığı başka bir keyifli şaka olmalı diye düşündüm.
Cuando me dijeron que una segunda Mujer Topo quería verme, primero pensé que sería otra broma exquisita de mi querido amigo, William Joel.
Modaya yönelik bir tercih diye düşündüm.
Pensaba que eran una declaración de estilo.
Hiç evlenmedim, o yüzden de düşündüm ki ne zarar verebilir ki?
No estoy casado, así que pensé : "Bueno, no hacemos daño a nadie".
Kertenkele adamınla biraz vakit geçirmek istersin diye düşündüm.
Pensé que tal vez te gustaría un poco más de tiempo de calidad con tu hombre lagarto.
Önceden de dediğim gibi uydularla bir bağlantısı olabileceğini düşündüm.
Como he dicho antes, creía que tendría algo que ver con satélites.
Evet, "Goodbye, Columbus", Philip Roth'un en iyisi olacağını düşündüm çocuklar için.
Sí, creo que es lo mejor de Phillip Roth para los niños.
Düşündüm ki şehrin gelecek başkanına... desteğimi açıklamak için daha uygun bir yer olamaz.
Y por eso no puedo pensar en un lugar más apropiado para dar mi respaldo al siguiente alcalde de nuestra gran ciudad,
Kitaplarda biraz teselli bulur memleket hasretini giderir diye düşündüm.
Pensé que podrían ser de algún consuelo, recordarle su casa.
'S.ktir Joey bu herifi maaşa bağlamış suçu bana atmak için tezgah kuruyor'diye düşündüm.
Estoy pensando, "Joder. Este tipo es en la nómina de Joey. " Él me va a enmarcar para tomar la caída. "
Ben de gelince anlatırım diye düşündüm.
Así que pensé que había que esperar y decirle cuando regrese.
Emin değilim, siz de bilmelisiniz diye düşündüm.
No estoy seguro. Solo pensé que debían saberlo.
Siz de bilmelisiniz diye düşündüm, hepsi bu.
Solo pensé que debían saberlo, es todo.
Ara verdik de sen de bir tane istersin diye düşündüm.
Necesitábamos un descanso, así que pensé que te gustaría uno.
Sırf Spock'a odaklanan bir film yapmanın ilginç bir fikir olacağını düşündüm. Spock kimdir, nasıl ortaya çıkmıştır ve neden 50 yıl boyunca adından söz ettirmeye devam etmiştir? Bu, Orijinal Seri'nin yıl dönümü kutlamalarının parçası olacaktı.
Me pareció interesante crear un filme que se centrara en Spock, en quién es, cómo surgió y por qué mantuvo su relevancia durante 50 años como parte de la celebración del aniversario de la Serie Original.
Ben de "Evet, haklı" diye düşündüm.
Y pensé : "Sí, tiene razón".