Dır перевод на испанский
66,194 параллельный перевод
Kusura bakma, herhalde elli kilo tuvalet kağıdı kullanmışımdır.
Lo siento, llevo como 50 kg de papel higiénico ahí metido.
Belki de haklıdır.
Puede que tenga razón.
Tamam mıdır?
¿ Todo en orden?
İncil çocuk kitabı mıdır?
¿ Es la Biblia un libro para niños?
Sevdiklerini noel arifesinde öldürenlere özel bir cehennem seviyesi var mıdır?
¿ Cree que hay un nivel especial de infierno para la gente que mata a sus seres queridos en Nochebuena?
6 aydır dışarıda, otobanın altında yaşıyor.
Lleva fuera seis meses, viviendo bajo un puente.
Hepimiz ona sadece bir kum fırtınasıdır küçük bir rüzgârdır dedik ama o yüzünü görmüş.
Todos le dijimos que era sólo una tormenta de arena, un poco de viento, pero, ella había visto su rostro.
- Amos farklıdır.
Amos es diferente. Sí.
Tamam, çok farklıdır.
Está bien, muy diferente.
Henüz değil. Savaş oyununda iki oyuncu olmalıdır.
Hacen falta dos para jugar a la guerra.
Tanrı'ya şükürler olsun ki Yüzbaşı Yvgeny soğukkanlıdır. Yoksa birbirimizin şehirlerini kırıp döküyor olurduk.
Gracias a Dios el capitán Yvgeny mantuvo la calma o ya nos estaríamos haciendo pedazos entre sí las ciudades.
- Bu savaş ilanıdır.
Esa es una declaración de guerra.
Tüm bu maddi yardım suçlaması müvekkilimin ilgili şahısla görüşmelerine dayandırılmışken o muhbiri şimdi dava dışı tutmaları art niyetlerini gösteriyor.
Y es mala fe de su parte restringir ahora el acceso al informante cuando toda la acusación por financiar material depende de las discusiones de mi cliente con dicha fuente.
Bu önemli işine devam edebilmesi kimliğinin gizli kalmasına bağlıdır.
Su capacidad para seguir con ese importante trabajo depende de que su identidad permanezca en secreto.
Kuzey Virginia'da.. ... herkesin güvenlik izni var mıdır?
¿ Tienen todos en Virginia del Norte una autorización de seguridad?
Charlie eski kafalıdır.
Charlie es más bien un chico de la vieja escuela.
Toprağı ve ticareti zenginleştirmek için barış ortamı olmalıdır.
Y para que florezcan las tierras y el comercio, debe haber paz.
Herkes için farklıdır.
Eso depende de la persona.
Bunlar canlıların doğasıdır, oğlum.
Ese es el orden natural de las cosas, hijo.
Belgeseller sıkıcıdır.
Los documentales son aburridos.
Ayrımcılık yasadışıdır.
La discriminación es ilegal.
Çünkü hata sadece yanlış yapmak mıdır?
Un error es meter la pata.
Onun yeri burasıyken benim yerim de onun yanıdır.
Y mientras él esté encadenado a este lugar, entonces yo también lo estaré.
Olaylar gerçek zamanlıdır.
Los hechos ocurren en tiempo real.
Olaylar gerçek zamanlıdır.
Los sucesos ocurren en tiempo real.
Bu Ajan Locke. ATB'deki en iyi taktik uzmanıdır.
Es el mejor especialista táctico de la UCT.
Babanın güvenini kazandın, Jadalla, yerin babanın yanıdır.
Te has ganado su confianza, Jadalla, un lugar a su lado.
Bütün yollar O gerçekten iyi olmasıdır.
Eso solo significa que se le da muy bien.
Veya belki kızgın olduğum Rebecca'dır.
O quizás es con Rebecca con quien estoy enfadado.
Belki yazıldığı dilde, Fransızcada daha manalıdır.
Quizá tenga más sentido en el francés original.
Hâkime Strauss'un kütüphanesinde yemek kitabı var mıdır?
¿ La jueza Strauss tendrá algún libro de cocina?
14. mecburi ayakta alkışlamanın heyecanıdır bu.
Es el estremecimiento de la decimocuarta ovación obligatoria.
Eğer gecikirsem, bu Babar'ın hatasıdır.
Si tardo más es culpa de Babar.
Beklediğinizden daha hızlıdır.
Es mucho más rápida de lo que pueda imaginar.
2012'de iki yıldır ülke dışında çalışıyordum.
En 2012 había estado trabajando en el extranjero durante dos años.
Eşim çok saygılıdır ve çok... mutlu bir aile olduk burada.
Mi esposa es muy respetada en mi familia y en mi comunidad, y construimos juntos, una vida muy feliz.
Belki de büyük resim... sivillerin on yıl boyunca bomba tehdidiyle yaşadığıdır.
Tal vez el panorama más grande es que, en las regiones fronterizas, los civiles han estado viviendo bajo la amenaza de estas bombas durante una década.
Oyundan tek farkı kurbanların gerçek olmasıdır.
La única diferencia está qué en este videojuego las víctimas son reales.
Onların yanında bulunacaksanız, Bir hayvan gibi bağlanmamalıdır.
Si van a encontrarte, no deberías estar atado como un animal.
O masadaki adamlar Pennsylvania sömürgesinin en zengin adamları ve kocamın en önemli iş ortaklarıdır.
Los hombres de esa mesa se hallan entre los más acaudalados en la colonia de Pennsylvania y son proveedores vitales para los negocios de mi esposo.
Aklına gelebilecek her ticaret yolunun dışındadır.
Bien lejos de cualquier ruta establecida.
Buradan gitmenin zamanıdır.
Es hora de largarnos de esta pocilga.
Ama ben de farklıydım, belki bu hâli daha anlamlıdır.
Pero yo también así que quizá esta versión sea más adecuada.
Yani onun rızası dışındaymış gibi.
Es decir, contra su voluntad.
Annemin tarifi. Galler'den Bristol'a kadar koynunda gizlice taşıdığı bir sır.
Era la receta de mi madre, el secreto que sacó de contrabando escondido en su pecho todo el trayecto desde Gales a Bristol.
Babam sınır dışı edildiğinden beri.
Desde que deportaron a mi padre.
Hayır, dışarıdan baskı uygulanması işleri daha da bozuyor.
No, la presión externa, aparentemente, solo empeoraría las cosas.
10.000 dolardan fazlasıyla ülke dışına çıkması yasaktır.
Es ilegal salir del país con más de diez mil dólares.
Bunun dışındakilerin hepsi sapkınlıktır.
Cualquier otra cosa es una perversión retorcida.
Çeviri :
- D R O N E -
Aziz DEMİROK Haziran 2017 ZONGULDAK
- D R O N E - 2017