Dıyorsun перевод на испанский
2,706 параллельный перевод
Ne yapıyorsun be?
D'Beat ha caído de una forma horrible. ¿ Qué demonios te pasa?
Justin, kavga çıkarıyorsun ve beni dışında tutuyorsun.
Justin, estás buscando pelea conmigo para alejarme.
Buradan gıdıklanıyorsun, değil mi?
- ¡ Tienes cosquillas eh! - ¡ Ay!
Dışarıda ölmek üzere olan bir çocuğu umursamıyorsun bile.
Ni siquiera te importa. Hay un niño ahí fuera que puede que se esté muriendo.
Büronun radarında olmadığında nasıl kontrol dışı kalıyorsun? İtiraz ediyorum.
¿ Cuán fuera de control estaba cuando estuvo ilocalizable para el FBI?
Yapacak daha mühim işlerim var ve de çok profesyonellik dışı davranıyorsun.
Hay cosas más importantes y esto fue muy poco profesional de su parte.
- Kesinlikle bir son sınıfla dışarı çıkamıyorsun.
- No saldrás con alguien mayor.
Dışardayken ortam biraz korkutucu ama sonra hemen alışıyorsun.
... salir asusta, pero después uno... se acostumbra.
O zaman neden gözüm dışında her şeye bakıyorsun?
Entonces, ¿ por qué estás mirando a todos lados menos a mi?
Neden sen dışarıya çıkmıyorsun?
¿ Por qué no sales?
Beni tanıdığını mı sanıyorsun?
Cree que me conoce.
SAT'ta hile yapanları enselemek dışında öğretmenlik mi yapıyorsun?
asi que cuando no estas cazando a tramposos de selectividad eres un profesor?
Dışarı fazla çıkmıyorsun, değil mi?
No sales mucho, ¿ no?
Fakat geri kalan günlerde, kendi işine gidiyorsun, dışarı çıkıyorsun, aşık oluyorsun.
Pero el resto de los días tienes un trabajo, tienes citas, te enamoras.
Ve sen çıplaksın ve akşam yemeğinin ortasında banyo yapıyorsun. Dışarı!
Y tú estás desnudo y tomando un baño a mitad de la cena.
Dışarı çıkıyorsun ve hiçbir zaman kaybolmuyorsun.
Sabes, sales, no tienes que volver a perderte otra vez.
Bir şey dışında tanıyorsun.
Y lo haces, menos por una cosa.
Beni tanıdığını sanıyorsun ama tanımıyorsun.
Crees que me conoces, pero no lo haces.
'" Ne yapıyorsun, Beyaz bir adamla dışarı mı çıkıyorsun? dediklerini.
"'¿ Qué haces saliendo con un blancucho?
Hayır, hatta daha iyisi gidip bir DNA testi yaptırmıyorsun?
No, mejor aún, ¿ por qué no te haces un análisis de A.D.N?
Beni çok iyi tanıdığını mı sanıyorsun, Michael?
¿ Piensas que me conoces muy bien, Michael?
Dışarıda yaşananları şaka mı sanıyorsun sen?
¿ Crees que lo que está ocurriendo detrás de esta puerta es una broma?
Anlamıyorsun. Bir Hristiyan okulunda evlilik dışı hamile kaldım.
Estoy embarazada, sin boda a la vista y matriculada en una escuela católica.
İnsanları tanıdığını sanıyorsun ama onlar, seni şaşırtıyor.
Crees que conoces a la gente... y entonces te sorprenden.
Bir kızla dışarı çıkıyorsun.
Vas a salir con una señorita.
Neden dışarıdan diploma almıyorsun?
¿ Por qué no te sacas el graduado?
Bu gece dışarı çıkıyorsun sanıyordum.
Pensé que ibas a salir esta noche.
Asılsız şeyler görmen dışında hakikaten çok çalışıyorsun.
Sí que estuviste trabajando mucho, pero algunas cosas no son ciertas.
d Adım bir, konuşmalıyız diyorsun d d O gidiyor d d Sen oturup konuşalım diyorsun d d Sana nazikçe gülümsüyor d d Sen nazikçe bakıyorsun d
- Un paso a la vez. * Paso uno, Tú dices que necesitamos hablar * * Él camina *
Bundan sonra F.D.A. bu hastanenin yakınından geçecek mi sanıyorsun?
¿ Crees que la F.D.A. volverá a confiar en este hospital?
Kanımın tadına baktın diye beni tanıdığını sanıyorsun.
Crees que porque probaste mi sangre sabes lo que soy.
Bu seyahatin dışında ne iş yapıyorsun?
¿ Qué haces cuando no estás de vacaciones?
Oyun satın alıyorsun, ama bizi davet etmiyor musun? Hala çirkin olmanın dışında neyi kutluyorsun?
Estás pagando rondas, ¿ Por qué no nos invitas? ¿ Que celebras aparte de seguir siendo asqueroso?
- Dışarı mı çıkıyorsun?
- ¿ Te vas?
Ne yapıyorsun? Artık evden dışarı çıkmıyorsun, yani artık buna ihtiyacın yok.
¡ ¿ Qué haces?
Kendini dış dünyadan soyutlayıp yeni insanlarla tanışmaktan kaçınıyorsun çünkü bir daha o hissi yaşamak istemiyorsun.
Huiste del mundo y odias conocer gente porque no quieres sentir esa pérdida nunca más.
Tanıdığını sanıyorsun ama tanımıyorsun.
Crees que si, pero no.
Evet, gösteriyor ki, sen onları tanıyana kadar, kimi tanıdığını gerçekten anlamıyorsun, öyle değil mi Ortak?
Sí, sólo iba a demostrarte que realmente no conoces a quien crees conocer hasta que los conoces, ¿ no es así, compañero?
Üstündeki o dar, mini zıkkımla, kırıta kırıta geziyorsun ve büyük beden destekli sütyen takıyorsun herkes bir kilometre öteden devasa göğüslerini görüyor!
¡ Siempre pavoneándote por aquí en esos pequeños y ceñidos, lo que sea que son, mini vestidos de suéter, y tus sostenes push-up doble D para que todos vean, a kilómetros a la redonda, tus pechos gigantes!
Demek Alicia'yla konuştuğun için beni dışlıyorsun?
Así que me pones en el congelador porque hablaste con Alicia.
Bütün eşyalarım dışarıda çünkü bodrumumda sen kalıyorsun.
Todas mis cosas estaban afuera porque tú estas en mi sótano
Michael, dışarıda ne yapıyorsun?
Michael, ¿ qué haces allá afuera?
Dışarıda ne yapıyorsun? What are you doing out there?
¿ Qué haces allá afuera?
60 milyon dolar çaldın fakat ülkeden dışarıya çıkaramıyorsun.
Robaste 60 millones pero no pudiste sacarlos del país.
İnsanların kafasına girerek gerçekten onları yakından tanıdığınımı sanıyorsun.
Entrar en las cabezas de la gente, no es un sustituto para dejarles realmente acercarse a ti.
Neden dışarı çıkıp maçın tadını çıkarmıyorsun?
¿ Por qué no sales y disfrutas el juego?
Dışarımı çıkıyorsun?
- ¿ Vas a salir?
Dışlanmış durumdasın. Hastanede yaşıyorsun ve berduşlara benziyorsun. Ayrıca nefesin hakikaten çok kötü kokuyor.
Estás viviendo en el hospital, y pareces un medigo y tienes... tienes muy mal aliento.
Buralarda dolanıyorsun, herkesi kemiriyorsun, piknik ve Noel hindisi dışında hiçbir şey vermedin.
Usted anda por ahí, tomando un poco del plato de todos sin dar nada a cambio, excepto un picnic en verano y un pavo en Navidad.
Neden dışarıda çalışıyorum sanıyorsun ;
Es por eso que estoy entrenando ;
Bir insanı gerçekten tanıdığını sanıyorsun...
Crees que conoces de verdad a alguien.
diyorsun 241
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279