Diyor ki перевод на испанский
4,140 параллельный перевод
Tamam, diyor ki, tavukları Kandora'daki adama vermiş.
- Bueno, él está diciendo que le dió los pollos al hombre en Kandora.
Gözlerini bana dikmiş, sanki diyor ki :
me está mirando, los ojos muy abiertos, como si dijera :
Diyor ki...
Él dice...
Yine de, kalbim diyor ki madem yanında, sorsana...
Pero aun así este corazón pensó. Mientras comencé a conocerte, que debería preguntarte esto una vez.
Dünyanın en zengin ve en tuhaf insanı olan "En Hızlı Hava Taşımacılığı" nın varisi... Neville Baddington diyor ki ;
Millonario trotamundos y heredero excéntrico de la Más Rápida Entrega Aérea,
İlk kural diyor ki, eğer yalan söylersen ölürsün.
La primera regla dice, si miente... se muere.
Arkadaşım diyor ki, yolun ilerisinde güzel bir gece kulübü varmış.
Mi amigo dice que hay una discoteca genial en esta calle.
Freddy diyor ki, bir buzdolabı minibüsten düşerse yolunu değiştirip ondan kaçınman gerekir.
Freddy cree que si una nevera se cae de una furgoneta es mejor salir de su camino.
Tom annesinin saçlarına baktığında diyor ki :
Cuando nos fijabamos en el pelo de la madre.
Toby diyor ki ; "Baba, artık hokey oynamak istemiyorum." Ancak baba, tüm bu seyahatlere, ilgiye bağımlı olmuş bir durumda. Sonra bir anda, her şey gidiyor.
Toby dijo "papá, no quiero seguir jugando jokey", pero el padre es adicto a todos los viajes, todas las atenciones, y de pronto...
Diyor ki, hayati tehlike yaratacak dünya dışı sızıntılara maruz kalmamışsınız.
Me dice que no han sido expuestos a ninguna emanación transmundana que ponga en peligro sus vidas.
Shady Shin, Viper Mako diyor ki Avatar'dan ayrılmış.
Oigan, Shady Shin, Viper. Mako dice que terminó con la Avatar.
" Sevgili Mako, Nuktuk diyor ki,'gülümsemekten vazgeçme.'"
"Querido Mako, Nuktuk dice'sigue sonriendo'."
Diyor ki... " Bir kral var, sağ elinden tuttuğum, Uluslara onun önünde baş eğdireceğim.
Dice : " Este es un rey al cual tomé por su mano derecha para someter naciones delante de él.
İkinci kıtada diyor ki "Suyun tek kötü yanı yer çekimi."
En la estrofa 2, él dice : "El único vicio del agua, es la gravedad."
Diyor ki, yer çekiminin kendisi kötüdür. Bu engellenemez.
Él dice que la gravedad es un vicio.
Sam diyor ki ; vajinasını bir lezbiyen gibi yalayabilirsen seni yaklaşık bir saat sonra bir sürüşe çıkartmak istiyor.
Sam dice que si puedes hacer sexo oral como una lesbiana te llevará de paseo en una hora.
Hayır, ciddiyim. İçimden bir his diyor ki Kevin'ın bu hafta sonunu ayarlama sebebi bana evlenme teklif etmek.
En serio, tengo el presentimiento de que Kevin eligió este fin de semana y lo planeó todo para proponerme matrimonio.
- Diyor ki -
- Ella dice que...
Burada diyor ki, "... karşısına başka aday çıkmazsa şehir meclisi başkanı otomatik olarak başkan seçilir, aday çıkarsa, özel bir seçim yapılmak zorundadır. " Bum.
Dice que el jefe del ayuntamiento sucederá automáticamente al alcalde a menos que aparezca otro candidato, en cuyo caso se debe celebrar unas elecciones especiales.
Babam diyor ki :
Mi padre dice :
Ve bu ses diyor ki : "Savaşacağız."
Y esa voz dice : "Lucharemos".
Diyor ki :
Dice :
Sauli diyor ki, XL beden alman gerek.
Shauli dice que necesitas un extra grande.
Diyor ki...
Dice que...
- Kim diyor ki be onu?
- ¿ Quién dice eso?
Billy diyor ki "Nasıl başladıysa en başta öyle bitecek sonunda."
Billy dijo : "Y así fue en los comienzos y debería serlo en el fin."
Eleanor O'Reilly diyor ki, babalar kanepede uyuyorsa kötüye alâmettir.
Una amiga dijo que cuando un papá duerme en el sofá, no es una buena señal.
Görüyorsun ya Christina diyor ki "Ben iyi ve eğlenceli bir kızım."
Christine acaba de decir : "Yo soy una chica simpática y divertida."
Turgenyef diyor ki : "Ölüm bana baktı... farkıma vararak."
Turgueniev dijo : "La muerte había posado su mirada sobre mí, notándome".
Mackan diyor ki "Punk öldü demek doğru olmaz."
"Es falso decir que el punk ha muerto, dice Mackan".
Kutsal kitap diyor ki, "Ülkeler karmaşaya sürüklenecek."
Las escrituras dicen, " Habrá en esta tierra aflicción de naciones.
Diyor ki mahkeme boyunca Maggie'yle haftada 3 yarım gün olmak üzere vakit geçirme hakkım var.
Dice que mientras dure el juicio tengo derecho a pasar 3 tardes a la semana con Maggie.
Bugünün gizemli malzemesi diyor ki :'Ben kötü stresle baş eden içine kapanık biriyim.'
El ingrediente misterioso de hoy dice : " Soy un introvertido que maneja mal el estrés.
Komşular diyor ki..... tüm aile Londra'ya uçtu.
Los vecinos han dicho que.. .. toda la familia se ha ido a Londres.
Ama annem diyor ki işin püf noktası kuşkonmaz ve sarımsakmış.
Pero mamá dice que hay que comer espárragos y ajo, así que :
Neden böyle birşey diyor ki şimdi?
- ¿ Por qué demonios diría eso?
Bay Barrett, raporlar diyor ki Jesse bilinç kaybı esnasında ormanda arkadaşıyla oynuyordu.
Sr. Barrett, el informe dice que Jesse jugaba en el bosque... Con su amigo, en el momento de este apagón.
Bir arkadaşım diyor ki Silver Lake'te daha çok sorun çıkıyormuş.
Un amigo mio dice que están enloqueciendo allá en Silver Lake.
Fred Best diyor ki, karşılığında bir şey vermelisin.
Fred Best dice que necesita que le muestren algo a cambio.
Diyor ki : "Bu sefer, son seferki gibi olmayacak, şimdi senin zamanın olacak."
Dice "no será como la última vez. Esta vez será como tú digas."
7. Mıntıka'dan Helen diyor ki, "Kantmiss bize umut veriyor!"
Helen del distrito 7 tuiteo, "Kantmiss me da esperanza!"
Bay Rabbit diyor ki, tahliye falan olmayacak.
El señor Rabbit dice que no saldrá en libertad.
Henry diyor ki herkes açığımızı aradığı için birbirimize karşı dürüst olmak aile olarak görevimiz.
Bueno, Henry siempre dice que es nuestro trabajo como familia ser honestos el uno con el otro porque todos los demás intentan engañarnos.
Krallığı Koruma Kanunu diyor ki açık kalma saatleri kesinlikle...
La Defensa de la Ley del Reino dice que las horas de apertura están estrictamente limitadas a...
Diyor ki bir çeşit duman canavarı korumasını öldürmüş.
Ella afirma, espera a escucharlo, que una especie de monstruo de humo mató al guardaespaldas.
Diyor ki...
Acabo de hablar con el hombre de la pizza. Dice...
"Kalbim diyor ki.."
Es una plegaria.
Bir yanım "Bu dünyadan biri eksilse ne olur ki" diyor.
Una parte de mí dice : ¿ Qué es una persona menos en esta tierra?
- İyi ki yaptım diyor musun?
¿ Estamos contentos con esto?
Bahsi geçen Paris 20. caddede ki ev Bayan Brisson'da kalmaya devam diyor.
En cuanto a la casa, la Sra. Brisson se quedará en la calle París, 20, en Sevran.