Fin перевод на испанский
57,439 параллельный перевод
Thawne'un atası olan Eddie Thawne onu durdurmak için intihar edince zamandan silinmişti.
Thawne fue borrado de la existencia cuando su progenitor, Eddie Thawne, se suicidó con el fin de detenerlo.
İşte o zaman, Büyük Patlama'dan dünyanın sonuna kadar hüküm süreceğim.
Y luego, gobernaré desde el Big Bang hasta el fin del mundo.
İşi bitince seni harcar.
Una vez que obtenga eso, será tu fin.
Nihayet bir tanrı olacağım!
¡ Por fin! ¡ Seré un dios!
Sonunda.
Por fin.
Neyse, bakın.
En fin, dale un vistazo.
3 yıl sonra, ortağımı öldüren adamı nihayet buldum.
Después de 3 años, por fin tengo en la mira al tipo que mató a mi compañero.
Aslında bu hafta sonu doğum günü var.
Y, de hecho, cumple años el fin de semana.
Hafta sonu iyi eğlenceler.
Buen fin de semana.
Nihayet karşılaştık.
Por fin te encuentro.
Bu hafta sonu için.
Para este fin de semana.
Bertie, nihayet seninle tanışmamız çok harika çünkü seni anlatıp duruyor ve annem bütün arkadaşlarına senden söz etmiş bile.
Bertie, qué gusto conocerte por fin, porque él no deja de hablar de ti, y mi madre ya les habló a todas sus amigas de ti.
Bak işte sonunda kendi odan oldu.
Qué bien, por fin tu propia habitación.
Herneyse hamile misin?
En fin... ¿ estás embarazada?
Herneyse, geçen gün, görüştüğüm danışman da bunun doğum kontrol haplarını etkisizleştirebileceğini söyledi.
En fin, la otra vez me dijeron aquí en la cita previa con la asesora que eso puede interferir con los anticonceptivos.
Sonunda kendi odam oldu.
Por fin una habitación para mí solo.
Neyse işte, sadece gazetecinin nasıl biriyle konuştuğunu bilmesini istedim.
En fin, solo quería que la periodista supiera qué clase de tío iba a entrevistar.
Şehre hakim olan kaos ortamına son veren olay amatör bir cep telefonuyla saniye saniye kaydedilmiş.
El video de un celular amateur capturó este mismo momento, poniendo fin al caos que se ha apoderado de la ciudad.
Başkan Oliver Queen'in yönetimi son bulabilir.
La administración del alcalde Oliver Queen podría llegar a su fin.
Nihayet bir yerlere varıyoruz.
Por fin estamos llegando a algún sitio.
Nokta.
Fin de la historia.
Sonuçların sebepleri akladığını düşünen tek kişi Felicity değil.
Felicity no es la única dama que cree que el fin justifica los medios.
- Nereye kadar?
- ¿ Con qué fin?
Ama asıl soru, bu iş nereye varacak?
Pero la pregunta es ¿ con qué fin?
Şimdi de bilimsel deneyinin icabına bakmamız gerekiyor.
Y ahora necesitamos ponerle fin a su experimento científico.
"Sona geldim diye düşünse de tırtıl yaratıcı ondan bir kelebek yaratır."
"Lo que la oruga interpreta como el fin del mundo es lo que su dueño denomina mariposa".
Kuşaklılar sonunda teslim olduklarında Albay Johnson'a teslim oldukları söylenmemiş.
El comando de la ONU estaba interfiriendo sus comunicaciones, pero cuando al fin los cinturinos cedieron, al coronel Johnson no le dijeron que se habían rendido.
Neyse, eskiden hep gözümü korkuturdu.
En fin, siempre me sentí intimidado por él.
Nihayet toparlanmaya başladığımı hissediyorum.
Parece que al fin las cosas están mejorando.
Benim için önemli olan her şeyi riske atıp feda ettim.
Me arriesgué y, a fin de cuentas, sacrifiqué todo lo que me importaba.
Sonunda iyi bir yerdeyim ve büyük kararlar alıyorum.
Y por fin estoy mejorando y tomando decisiones importantes.
Marfa'yı düşünmeden edemiyorum...
¿ Cuándo podré visitarte al fin?
Her şey bitti sanmıştım.
Creí que era el fin.
Her neyse, obezliği yüzünden birkaç saat sürer... diye düşünüyoruz.
En fin, estábamos pensando que tardaría unas horas por la obesidad.
Babam son için hazırlamıştı.
Mi padre se preparó para el fin.
Targaryen hanedanının sonu.
El fin de la dinastía Targaryen.
" Son yaklaştı!
" ¡ El fin está cerca!
Ve şimdi nihayet dualarım kabul oldu.
Y ahora, por fin, mis plegarias han sido atendidas.
Bugüne kadar, bu yere kadar. Öyle ki... Artık hayatımın amacını biliyorum.
A este momento, a este lugar, donde... por fin sé qué debo hacer en esta vida.
En sonunda.
Por fin.
Hüküm süren her şeyi yok ettikten sonra krallığı babamıza yani Tanrı'ya teslim ettiğinde sonumuz gelecek.
" Luego el fin, cuando entregue el reino al Dios y Padre, cuando haya suprimido todo dominio.
Sonra da bu kuş yıkılıp yalnız kaldığında insancıl şeyi yapacağız. Acısına son vereceğiz.
Y después, cuando este pajarito esté roto y solo, hacemos lo humano y ponemos fin a su miseria.
Acısına son vereceğiz.
Y poner fin a su miseria.
Bu amaçla, bir silah inşa ediliyor.
Para ese fin, se está construyendo un arma.
Nihayet karşılaştık.
Por fin nos conocemos.
Bu amaçla, inceleme ve onaylama listelerini teslim etmeyen üyelerin bugün yapması gerekiyor.
Para tal fin, cualquier miembro que no haya presentado su lista para revisión y aprobación deberá hacerlo hoy.
Ve anonimliklerini korumak için sevgili başkanımızın kafasının paramparça olmasına izin verecekler mi?
... ¿ dejamos que la cabeza de nuestro querido alcalde vuele en pedazos a fin de guardar su anonimato?
Onca zaman Bruce, Divan, Gotham'da bizim düzen sağlamamızdan başka hedefler edinmedi.
Todo este tiempo, Bruce, la Corte no ha sido más que un medio para un fin, permitiéndonos mantener el orden en Gotham.
Nihayet güzel haberler geliyor ha?
Por fin buenas noticias, ¿ no?
Bay Thawne'ın sıkıcı tehditlerine son vermek için.
Para poner fin a las tediosas amenazas del Sr. Thawne.
Ve perde.
Fin de la escena.