Görüsmek перевод на испанский
9,559 параллельный перевод
Bunca zaman sonra kendim değilken seninle görüşmek istemedim. Belki de seni öpmek isteyeceğimden korkmuşumdur. Ki bunu başkasının dudaklarını taşıyorken hayatta yapamam.
No quería verte después de todo este tiempo cuando no era yo misma, no así, y quizás, me temía que pudiera estar desesperada por besarte, que claramente no puedo hacer ocupando los labios de otra persona.
Sayın Başkan, birinci hatta sizinle görüşmek isteyen biri var.
Señora alcaldesa, hay una llamada para usted en la línea uno.
Tekrar görüşmek isterim.
Quiero volver a verte.
Tekrar görüşmek istersen, bir telefon kadar uzağındayım.
Si te desesperas por volver a verme, avísame.
Kızlarınla da görüşmek istiyorum.
También quiero ver a tus muchachas.
Bakalım Smitty seninle görüşmek isteyecek mi?
Voy a ver si a Smitty le apetece hablar.
Kabul edersen Alice seninle ve kardeşinle de görüşmek istiyor.
Así que, si estás dispuesta a ello, a Alice le gustaría veros a ti y a tu hermana.
Başbakanınızla sadece beş dakika görüşmek istiyorum.
Necesito hablar con el Primer Ministro.
Merhaba, Susannah Chaffee ile görüşmek için aramıştım, ben Meg Rayburn.
Hola, soy Meg Rayburn y busco a Susannah Chaffee.
Seninle bu konu için görüşmek istemedim.
Pero eso no es lo que yo quería ver contigo.
Ödüllerin yasallığını görüşmek için bir avukatla iletişime geçmenizi öneririm.
Sugiero que contacte a un abogado para discutir la legalidad de la recompensa.
Soruşturma Leydi Beresford'ın zehirlenerek öldüğünü ortaya çıkardı, Bu da demektir ki herkesle yeniden görüşmek gerekecek.
La investigación ha revelado que Lady Beresford murió envenenada,... lo que hace necesario entrevistar nuevamente a todo el mundo.
Teşekkürler, Shauna. Görüşmek üzere.
Gracias Shauna, te veo pronto.
Sizinle bizzat görüşmek istedi.
Pidió hablar con usted personalmente.
Chad hakkında seninle görüşmek istedim.
Yo sólo quería hablar sobre Chad.
Seninle görüşmek istemiyorum Paul.
No quiero saber de ti, Paul.
Seninle görüşmek bana zarar veriyor.
Me lastimas cuando te veo.
Bir ahlak masası dedektifiyle görüşmek istiyordum.
Tenía la esperanza de hablar con un Detective de Vicios...
Benimle mi görüşmek istedin?
¿ Quiere hablar conmigo? Sí.
Görüşmek üzere.
¡ Cuídense! Buena suerte.
Ah, görüşmek üzere.
Hmm... nos vemos.
Bundan dolayı mı görüşmek için beni aradın?
Es por eso que llamaste para reunirnos?
Kızınızla görüşmek için iş işten geçmiş değil, hazır hâlâ buradayken.
No es demasiado tarde para visitar a su hija. Mientras está aquí.
Brahim seninle görüşmek istiyor.
Brahim me pidió que te lleve con él.
Carter'a karşı tanıklık karşılığında sizinle bir itiraf pazarlığını görüşmek istiyorlar.
Están dispuestos a negociar los cargos contigo a cambio de que declares contra Carter.
Başkan sizinle görüşmek istiyor, Bay Hayes.
Sr. Hayes, al presidente le gustaría verlo.
Bize yalnız görüşmek üzere iki dakika verin...
Dennos dos minutos a solas para discutir...
Eğer benimle görüşmek istemiyorsan, bunu bilmeye hakkım var.
Si no quieres volver a verme, dímelo ya mismo.
Evet, yakışmıyordu. Yeni sezonda görüşmek üzere. Son sahneyi unutmayın!
No, es verdad.
Shah Rukh Khan'la görüşmek için.
Para ver a Shah Rukh Khan.
Kutsal Ana, Shah Rukh Khan'la görüşmek istiyoruz.
Madre, queremos ver a Shah Rukh Khan.
Bir sürü insan bu tarz rahatsızlıkları Shah Rukh Khan'la görüşmek için kullanıyor.
Una gran cantidad de personas fingen que tienen todo tipo de dolencias simplemente para acercarse a Shah Rukh Khan.
Görüşmek istemediğini anlamalıydım.
Tal vez debería haber dado por aludido.
Bir gün, eğer şartlar elverirse sizinle görüşmek ve Ejder'in gücüyle birleşmenizi izlemek isterim.
Algún día, si las circunstancias lo permiten, me gustaría encontrarme con usted y verle... transformado con la fuerza del Dragón.
Lecter ile görüşmek istiyorum.
Quiero conocer a Lecter.
Kral bu akşam benle oturup görüşmek istiyor.
El rey deseaba sentarse esta noche para negociar.
Dedektifle görüşmek istiyorum.
Me gustaría hablar con un detective, por favor.
Seninle görüşmek isteme sebebim, gözlerine bakıp yaptıklarım için ne kadar içten üzgün olduğumu söylemekti.
La razón por la que quise verte es porque quería mirarte a los ojos y decirte cuán profundamente lamento lo que hice.
Görüşmek üzere.
Nos vemos
- Konuştuğumuz gibi Gregory şu an onunla görüşmek için yolda.
Gregory está de camino para interrogarle.
- Neden benimle görüşmek istedin?
¿ Por qué querías verme?
İyi geceler, haftaya görüşmek üzere efendim.
Buenas noches. Lo veo la semana que viene, señor. Bien.
Bu akşam görüşmek üzere efendim.
Le veré esta noche, señor.
Öncelikle Ajan Coulson ile özel olarak görüşmek isterim.
Antes me gustaría hablar con el agente Coulson en privado.
Ofiste tekrar görüşmek üzere.
Lo veré en la oficina.
Sizinle görüşmek istiyormuş.
Quiere hablar.
Çıkmak denemez, görüşmek diyelim.
Bueno, no tanto saliendo. Nos estamos viendo.
Görüşmek de değil aslında, öylesine biri.
Viendo tampoco. Es más casual.
Başkan görüşmek istedi.
El presidente quiso reunirse con él.
Washington'a dönmüş. Sizinle görüşmek istiyormuş.
Ella está en Washington y quiere reunirse con usted.
Müteahhitle görüşmek için bekliyorum.
Estoy esperando a que sea el momento para ver al contratista.
görüşmek üzere 485
görüşürüz 4131
görüsürüz 30
görüşelim 28
görüşeceğiz 52
görüşürüz o zaman 27
görüşürüz tatlım 22
görüşürüz dostum 23
görüşebilir miyiz 16
görüşürüz baba 21
görüşürüz 4131
görüsürüz 30
görüşelim 28
görüşeceğiz 52
görüşürüz o zaman 27
görüşürüz tatlım 22
görüşürüz dostum 23
görüşebilir miyiz 16
görüşürüz baba 21