Hapishane перевод на испанский
5,072 параллельный перевод
- Hapishane Jensen'i değiştirmiş mi?
- ¿ Ha cambiado la prisión a Jensen?
Subaylarımızın neredeyse tamamının New York Limanı'ndaki hapishane gemisinde maruz kaldıkları barbarca muamele hakkındaki mektupla Efendi Hazretleri'nin canını sıktığım için üzgünüm.
Lamento molestar a Su Señoría con una carta en su totalidad sobre el tema del trato barbárico de nuestros oficiales recibidos a bordo de su barco prisión en el Puerto de Nueva York. "
Şimdi Martha Stewart'ın hapishane hücresine dönmüş. Ne oldu?
Ahora es la celda de Martha Stewart. ¿ Qué ha pasado?
Ancak bu sefer sorguyu durduracak bir hapishane müdürü olmayacak.
Solo que esta vez no habrá alcalde para detener el interrogatorio.
Barınaklar hapishane gibidirler.
Los Refugios son como prisiones.
Hapishane hadise raporuna göre uçuk öfkesi ve aşırı vahşiliğiyle biliniyor.
De acuerdo con los informes de incidentes de prisión, es conocido por su temperamento volátil y una brutalidad extrema.
Kokain, çocuk, hapishane falan.
La cocaína, el niño, la cárcel.
Sözde "Stanford hapishane deneyi" ile yöneltilen sorular, 45 yıl sonra hala devam etmektedir.
45 años después, la pregunta planteada por el llamado "Experimento de la cárcel de Stanford" permanece.
- Ufak bir hapishane zaten.
Es una jaula pequeña. Mamá.
Ben de hapishane muhafızıydım.
Tenía órdenes para proteger a los prisioneros.
Ayrıca ben bir "vor v zakone" yim. Hapishane çetesiyim ne bir pezevenk ne de bir uyuşturucu satıcısıyım.
Además, soy un vor v zakone soy un ladron de ley, no un rufian o un dealer.
Bütün hapishane ile yüzleşmek yerine, tek bir düşmanla yüzleşmeyi tercih ederim.
Es mejor enfrentarte a un enemigo que a toda la prisión.
Karanlık bir koridorda şişlenmekten ve soğuk hapishane zemininde kan kaybından ölmekten iyidir.
¿ No es mejor que ser apuñalada en la oscuridad de un pasillo...? ¿ Desangrada hasta morir en el frío suelo de una prisión?
Hapse gireceksin, bunlara alışman lazım. 1.Sezon 17.Bölüm "Bildiğin Hapishane ve Japon Pornosu" Çeviri :
Irás a prisión, bien podrías acostumbrarte. ¿ Estás dormida?
Bu yılki kötüleri öldürmeme kararın yüzünden hapishane doldu taştı.
Al dejar que los malos siguieran vivos, este año las cárceles están repletas a su máxima capacidad.
Bir sonraki üniforman hapishane grisi olmazsa şanslısın.
Serás afortunado si el próximo uniforme que te coloques no sea el gris de prisión.
Hapishane 20 yıl içinde hiç yenilenmemiş.
La prisión no ha tenido una actualización en 20 años.
Oğlum bir enstitüde, lanet bir hapishane.
Mi hijo está en una institución, una maldita prisión.
Bir de hapishane gibi. Bence birbirimizden bıkarsak hemen koridorun karşısına geçip odama giderim. Çok yakın.
- Bueno, creo que si nos cansamos, siempre puedo cruzar el pasillo hacia mi habitación.
Hapishane penceresinden içeri ırkçı alaylarımla bağırarak yüzlerce düşman edindiğimi anlıyorum.
Yo entiendo que he hecho cientos de mortales enemigos gritando insultos raciales a la ventana de la carcel.
Wi-Fi erişimi olmayan yüksek güvenlikli hapishane mahkumları dışında.
Salvo los presos de máxima seguridad que no tienen acceso al Wi-Fi.
Ve eğlenmek isteseydim asla bu hapishane gibi yere gelmezdim.
Si quisiera divertirme nunca hubiera venido a este desolador sitio.
- Hapishane gibi mi?
¿ Es como una prisión?
Bütün hapishane ile yüzleşmek yerine, tek bir düşmanla yüzleşmeyi tercih ederim.
- Es mejor enfrentarte a un enemigo - que a toda la prisión.
- Başka bir beladan kurtulmaya çalışıyordum. Karanlık bir koridorda şişlenmekten ve soğuk hapishane zemininde kan kaybından ölmekten iyidir.
Intentaba salir de uno. ¿ No es mejor que ser apuñalada en la oscuridad de un pasillo, desangrada hasta morir en el frío suelo de una prisión?
Hapishane gemisindeki benim akrabalarımdan biri olsaydı karşılamaya ilk giden olurdum.
Si fuera mi pariente en un barco prisión sería el primero en darle la bienvenida a casa.
Hapishane hücremde onunla karşılaşmıştın ama sonra artık bana o yüzü tarif edemeyecek ve boğazı yarık bir halde bulundu.
Le conoció en mis celdas y que aún así, acabó con la garganta cortada, incapaz de describirme esa cara aún más.
"Hapishane" olan hapishaneye gideceğim.
Voy a ir a una cárcel cárcel.
Hapishane gibi gelmiyor.
No parece una prisión.
Hapishane hekimi protezlere model olsun diye onun dişlerini kullanmış.
Los dentistas del centro usaron sus dientes para hacer prótesis.
Ama hapishane yönetmeliği tutuklulara protez sağlamıyor.
Pero el sistema del centro no proporciona dentaduras a los presos.
Sosyal medya hesapları silinmiş, hapishane yakınındaki ATM'yi soymuş.
Sus cuentas en las redes sociales han sido eliminadas, y apareció en el cajero automático cerca del centro.
Hapishane nasıld?
¿ Cómo fue la cárcel?
Hapishane beni değiştirdi.
- La prisión me cambió.
Kusura bakmayın, çok fazla hapishane dizisi izliyor.
Lo siento, ella ve muchos capítulos de " Encierro :
- Son buluşun doğru hatırlıyorsam seni hapishane hücreme taşıdı.
- Tu última idea... si la memoria no me engaña, acabó dando contigo en mi mismo módulo de la cárcel.
Anlat bakalım Wayne. Bildiğiniz gibi 2004'ten beri el yapımı hapishane şarabı ve ispirto konusunda bloğumuzun dağıtıcısı benim.
Como sabes, soy el distribuidor de mi bloque de celdas de vinos y licores de prisión hechos a mano desde 2004.
Ama sonradan bu "Bağımsız Ordu" gerzeklerine karıştı ve sonu hapishane oldu.
Después se mezcla con esos idiotas del Ejército Soberano, termina en prisión.
Komşusunun kedisini 10 yaşındayken barbeküde yakmış defalarca hapishane ve tımarhane hücrelerine girmiş çıkmış ta ki 6 yıl öncesine kadar bir okulun oyun bahçesine girmiş ve kasap bıçağıyla 1.sınıf öğrencilerine saldırmış.
Gato de un vecino a la brasa Cuando tenía 10 años de edad, dentro y fuera de las cárceles y Psiquiatría salas desde hasta hace seis años, Cuando caminaba hacia un patio de colegio y tomó un cuchillo de carnicero a un grupo de niños de primeras grado.
Peki hapishane hücresi?
¿ Qué tal una celda?
Bu hapishane hesaplaşması değil.
Esto nunca fue sobre un problema de la cárcel.
Seçeneklerin Hapishane, ölüm ya da bana güvenmek.
Tus opciones son la cárcel, la muerte, o confiar en mí.
Hapishane yerine askeri servise mahkum edildi.
En lugar de la cárcel, ha sido reclutado para el servicio militar.
Hapishane kayıtlarına göre bu sabah başka ziyaretçisi olmamış.
Bueno, el registro de la cárcel no muestra... ninguna visita esta mañana.
Önce, Savunma Bakanlığı, şimdi de hapishane güvenliği.
Primero el Departamento de Defensa y ahora el sistema penitenciario.
Muhtemelen hapishane zamanında yapmışlar.
Podríamos usar la posibilidad de tiempo en la cárcel.
Hapishane sistemi hiç bir çocuk için uygun değil.
El sistema no es bueno para ningún niño.
Hapishane, Savunma Avukatları Ofisine Henry'nin görüşmeyi iptal ettiğini söylemiş.
La prisión dijo al abogado que Henry había cancelado la cita.
Burası okul mu yoksa hapishane mi?
¿ Es una escuela o una prisión?
Hapishane gemisine mahkûm edilmiştik.
Estábamos condenados a un barco prisión.
Sen de bir hapishane kavgasında hepsini kaybetseydin aynı şeyi ben de senin için yapardım.
Yo haría lo mismo por ti si perdieras todos tus dientes en una pelea en prisión.