Hiç de bile перевод на испанский
3,278 параллельный перевод
- Hiç de bile.
- No.
- Hiç de bile. - Niye kapısını kapatmadı o zaman?
¿ Entonces por qué no cierra la puerta?
- Hiç de bile.
Me estás evitando.
Hiç de bile.
No está bien.
Hayır, hiç de bile Kevin bu yavru köpek gözlerine hiç dayanamam.
No, eso no es... Kevin... No puedo resistirme a estos ojos de cachorro.
Hiç de bile.
Para nada.
- Hiç de bile!
- En absoluto.
Hiç de bile pis değil!
¡ No es impuro!
- Hiç de bile. Ne oldu peki?
No. ¿ Que demonios pasó?
Hiç de bile.
Claro que no.
Hiç de bile.
No, eso no es verdad.
- Hiç de bile.
- ¿ Asustado?
Hiç de bile kolay kolay bırakmam ben.
No me rindo fácilmente.
Yo, yo, hiç de bile.
No, no, en absoluto.
Hiç de bile. Evime bir vampiri davet eden sizsiniz!
No, no, ustedes fueron quienes invitaron a un vampiro a mi apartamento!
Hayır, hiç de bile.
No, no, por supuesto.
Hiç de bile ama iş yapmanın bedeli bu işte.
Claro que no, pero me temo que es el costo de hacer negocios.
Hiç de bile.
No. ¿ Sabes qué?
Hayır, hayır, hayır, hiç de bile.
No, no, no, no, de ningún modo.
Hiç de bile.
Nada.
- Hiç de bile. Bay Grigg'i hatırlarsınız.
- Ni un poco. ¿ Se acuerda del Sr. Girgg?
- Hiç de bile öyle geçiştirilecek bir şey değil.
No, no es que lo diga yo.
Hiç de bile.
Ni siquiera un poquito.
Altı ay boyunca, hiç kimse kız kardeşim ve onun nedime ordusu hariç kimse beni bir kez bile görmedi.
- Por seis meses, nadie excepto mi hermana y su séquito de damas me ha visto por más de una semana o un solo día.
Denemeyin bile. Baskınların çoğu yeşil bölgenin çok ötesinde askerlerin "Reddedilmiş Alanlar" dedikleri yerlerde gerçekleşiyordu. Gazetecilerin soru sormak için hiç gitmediği yerlerde.
La mayoría de las redadas sucedían más allá de las zonas verdes, en lo que los militares llamaban "áreas negadas", lugares en los que los periodistas jamás aparecían para hacer preguntas.
Omzundaki R01 rütbesini hiç görmemiştim. Ve basında ondan pek bahsedilmiyordu basit bir fotoğraf bile yoktu.
Nunca había visto la insignia "RO1" de su hombro, y era difícil encontrar una mención de él en la prensa, y menos una fotografía.
... El-Kaide'nin bölgede bir eğitim kampı olduğunu her türden silah, mermi ve roket vb. için devasa depoları olduğunu ve haberlerde Amerikalılardan hiç bahsedilmedi bile.
en la que Al-Qaeda tenía un campo de entrenamiento. Y tenían grandes depósitos de todo tipo de armas y municiones y cohetes, y todo eso. Y no mencionaron para nada a los americanos.
Bu sektör palavra dolu, hızlı, ve aşırılıkla yürüyor. Ömrü taze kremanın yarısı kadar bile değil. Beş yılı geçtim, hiç kimse iki yıl önce bile ne olduğunu hatırlamıyor.
Este es un mundo de mierda, acelerado, con exceso de combustible... con la promedio de vida de Crème fraîche... donde nadie puede recordar... qué mierda pasó hace dos malditos años, ni hablar de cinco.
Hiç olmadıkları kadar yaklaştılar. Ama ormanda olan biten onca şeyden sonra bile Alex'in izini sürüyorlarsa senin de izini sürmediklerini nereden biliyorsun?
Pero si aún están tras el rastro de Alex después de todo lo que pasó en el bosque ¿ cómo sabes que no están siguiéndote a ti también?
Belki senden hiç etkilenmedim. çünkü sen ölmüş annemin yatağında yatarken bile Kendinden söz etmenin yolunu bulabilen bir kadınsın.
Además, quizás nunca me atrajiste, porque eres de las que encuentra la forma de hablar de ella misma
Hiç de bile.
De ninguna manera.
Hiç de bile.
Stewie, yo...
Onları hiç telaş etmiyorum bile.
Esa es la menor de mis preocupaciones.
Hiç de bile.
No.
Onu avucunun içine almıştın, her pazar seni arıyordu ve daha seni hiç görmemişti bile.
Lo tenías comiendo de tu mano todos los domingos y nunca había visto tu cara.
Çoğunu hiç duymadım bile.
Nunca había escuchado de la mayoría de estas.
Hiç de bile.
¡ No está ni cerca!
Pekâla, birkaç yıla kadar hiç yeni bir haber bile yoktu.
Bien, luego de un parde años no hubieron más noticias.
Ama hiç bir zaman, bir saniyeliğine bile, onun çaldığını düşünmedim. Çantayı bulduğumda, onları bir arkadaşı için sakladığını söyledi, ben de inandım.
Pero no pensé ni por un segundo que él era el que robaba.
Kim oldukları hakkında veya numaraları nereden aldıkları hakkında en ufak fikrin bile yokken nasıl hiç yanılmayacaklarından bu kadar emin olabiliyorsun?
¿ Cómo puedes estar tan segura de que nunca se equivocan si no tienes ideas siquiera de quiénes son o de dónde consiguen estos números?
Hiç gerçekten oldu mu bu, onu bile bilmiyoruz.
No lo sé. Ni siquiera sabemos si eso de verdad pasó.
Bunun normal olmasına hiç izin vermeyebiliriz hatta bizim tarafımızda olsalar bile.
No podemos permitir que esto sea normal, aunque estén de nuestro lado.
Bütün sakar Buttafuocos'ları ve Joey'leri satıp bitirdik. Hatta hiç satılmayacağını düşündüğüm Mary Jo'ları bile sattık.
Se nos agotaron todos los Dedos de Mantequilla Buttafucos, los Joeys, e incluso los Maria Juanes, que no pensé que se venderían.
Aşırı balık avlama, endüstriyel atık. Balina avcılığından hiç söz etmiyorum bile. Ya o plastik şişeler?
Sobrepesca, vertidos industriales, por no hablar de la caza de ballenas, oh, ¿ y las botellas de plástico?
Ve buradan kurtulmayı hak ediyorsun. Beni yanında götürmesen bile ki zaten öyle bir şey yapacağını hiç düşünmemiştim.
Y te mereces salir de aquí... incluso si no me llevas contigo, algo que nunca pensé que harías de todas formas.
Bildiğimi sandığım herşey sarsılmış bile olsa belki de onur diye birşey hiç kimsede yoktur. Belki de hepimiz yanlızızdır.
A pesar de que todo lo que pensé que sabía ha sido sacudido, quizás no haya ningún honor en ninguno y estamos cada uno por nuestra cuenta.
Hiç merak bile etmiyorum Kev.
No me interesa, de verdad, Kev.
Homoseksüelliğe hiç iyi bakmayan bütün dinler bile bu sınırı aşmazlar.
Ninguna la consentiría. Ni siquiera las que desaprueban la homosexualidad. Ninguna de ellas cruzaría esa línea.
Tuvaletlerdeki bakteri nüfusundan hiç bahsetmiyorum bile.
Por no hablar de la población de bacterias en los servicios.
Daha önce hiç görmedim bile.
Nunca lo vi antes de esto.
Hayır, hiç de bile.
No.
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç de komik değil 48
hiç de fena değil 32
hiç değişmemişsin 157
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç de komik değil 48
hiç de fena değil 32
hiç değişmemişsin 157
hiç değişmeyeceksin 16
hiç değişmemiş 30
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
hiç değişmemiş 30
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39