Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ H ] / Hiç de değil

Hiç de değil перевод на испанский

10,861 параллельный перевод
Hiç de değil, özellikle yapılmış.
Está calculado.
Hiç de değil. Ben çok daha karmaşığım.
Para nada, soy mucho más compleja.
Hiç de değil, gayet iyi.
- Ni caso, está muy bien.
Hiç de değil, Amrish amca!
No, en absoluto tío Amrish
Hayır, hiç de değil...
No, para nada
Hiç de değil.
No hay ninguna diferencia.
- Hayır, hayır, hiç de değil.
No, no, no, para... para nada, no.
Hayır, hiç de değil.
No, en absoluto.
Hiç de değil, çok isteriz, değil mi baba?
En absoluto, nos encantaría, ¿ verdad, papá?
Ayrıca öğrenmek için hiç de geç değil. Beni böyle tanırsın sen ama hayatımın bir dönemecindeyim.
Nunca es tarde para aprender, he llegado a una encrucijada.
Hic benim tarzim degil.
No parece algo de mí.
Bence hiç de deli değil.
No creo que esté loco en absoluto.
Güçlerini, S.H.I.E.L.D. ajanlarını öldürmek için kullanıyorlar o yüzden niyetlerinin ne olduğu hiç umurumda değil şu an.
Están utilizando sus poderes matar escudo Agentes, Así que no les importa un bledo acerca de las intenciones en este momento.
Hiç de senin hatan değil.
No es culpa tuya en absoluto.
Bu koltuk hiç de rahat değil.
Este sofá es muy incómodo.
Bu gemideki hiç kimseyle değil S.H.I.E.L.D.'la alâkalı.
No es acerca de nadie de esta nave. Es acerca de SHIELD.
Söylemek gerekirse Helitaşır gibi büyük bir şeyi sır olarak saklamak hiç de kolay değil.
Tengo que decírtelo. No es tan fácil esconder algo tan grande como un helitransporte secreto.
Nine, şimdi şöyle ki... Burada araba park etmek hiç de kolay değil.
Nana, aquí está la cosa... No es fácil aparcar en este lugar.
Hiç bir çekimde yüzü net değil.
Ninguna toma clara de su rostro.
- Hiç sızlandığımı duymadın, değil mi?
No me oyes quejarme de eso, ¿ verdad?
Böyle bir şey hastanenin itibarı için hiç iyi değil.
Este tipo de cosas no es bueno para la reputación de un hospital.
- Hiç sorun değil.
- Echo de menos el café.
Aklımdan çıkaramadığım bir şey. Ki inan bana hiç hoş değil bu.
Es algo en lo que no puedo dejar de pensar lo cual no es placentero, créeme.
Hiç de fena bir takas değil.
No es un mal cambio.
Hayır, hayır, hayır benim aradığım hiç de öyle bir şey değil.
No, no, no, no, eso no es lo que estaba buscando para nada.
Tamam, susun, susun bu hiç de banal değil.
Vale, parad, parad, no es cursi.
Hiç sağlıklı değil ve problemlerimizi de çözmüyor. Değil mi?
No es sano y no resuelve nuestro problema.
Her türlü. â ™ ª Şimdi ben sana â ™ ª â ™ ª Geride bıraktığın yıkıntıları hatırlatmak için duruyorum karşında â ™ ª â ™ ª Beni yok sayman hiç adil değil â ™ ª â ™ ª Bana verdiğin haçın karşısında â ™ ª â ™ ª Bunu hatırlaman gerek â ™ ª
Estoy como, "lo que sea." ¿ Por qué la gente de Nueva York se refiere a su ciudad como "La Ciudad,"
Bu hiç de doğru değil.
Esto... no está bien.
Hiç kahramanca değil.
No es propio de un héroe.
Buraya gelip bunları söylemem hiç doğru değil ama, bu doğru.
Y sé que no es justo de mi parte venir aquí y decirte esto, pero es verdad.
O kulaklığın diğer ucundaki kişinin Bayan Heather olma olasılığını hiç düşünmüyorsun değil mi?
¿ No has pensado siquiera en la posibilidad de que quien hablaba por el auricular fuera Lady Heather?
Buz topları ile hiç adil değil!
¡ No es justo con las armas de hielo!
Hadi ama, bu hiç değilse kızın adın söylemene değer, değil mi?
Vamos, eso al menos vale el nombre de la chica, ¿ cierto?
- Hiç anlamıyorsun, değil mi?
De verdad no lo entiendes, ¿ cierto? Brooke.
- Hiç de iyi değil.
No está bien.
Bugün bizimle uğraşmak için hiç de iyi bir gün değil.
Hoy no es el día para meterse con nosotros.
Ayrıca, evliliğimizi bu şekilde kullanman hiç de adil değil.
Creo que ha sido muy injusto de tu parte utilizar nuestro matrimonio como ventaja.
Hiç durmadan gitmeyeceksiniz, herhalde, değil mi?
No será de una tirada, ¿ verdad?
Aslında bunların hiç biri gerçek değil.
Nada de esto realmente existe.
Bir ay önce arayıp ara verdiğini söyledi. Bu, hiç onun yapacağı bir şey değil.
Hace un mes llamó diciendo que se iba a tomar un descanso, cosa que no es típica de ella.
Babanla hiç karşılıklı sessizlik yapmadın, değil mi? Evet, yapmadım.
Nunca hiciste el intercambio de silencio con tu padre, ¿ verdad?
Taşralı bir çiftlik kızına göre hiç fena değil ha?
Nada mal para una chica de granja provinciana.
Tüm bunların cinayet olduğuna dair söylentiler var, ama hiç mantıklı değil.
Hubo un... rumor de que fue asesinato, pero eso es una tontería.
Yaptıklarının bedelini senin de ödeyeceğini hiç beklemiyordun, değil mi?
¿ No esperabas esto, verdad? Tener que pagar tú también el precio.
Geldiğim kasabada bir çocuk vardı. Suyun altında nefes alabiliyor, onun gibi bir şey. O yüzden hiç önemli değil.
Sí, hay... un chico a la vuelta de mi casa que le puede gustar respirar bajo el agua o algo.
Hayır. Bu hiç kimsenin hatası değil.
No, no es culpa de nadie.
Gaea'nın Altın Kemeri'ne göre Giganta, bu bayan için hiç uygun bir davranış değil.
Por el cinto dorado de Gaia, Giganta esa no es forma de comportarse una dama. Ni de vestirse.
Tabii gemisini de. Hiç mantıklı değil.
Eso no tener sentido.
Şu anda dost bir generali kötülemenin hiç sırası değil.
No es momento de despreciar a un General colega.
Bu şeker hiç de ucuz değil.
Estos caramelos no son baratos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]