Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ H ] / Hırsız

Hırsız перевод на испанский

10,889 параллельный перевод
Aşağı in hırsız pislik.
- ¡ Vamos! Bájate, ladrón de porquería.
Para için o değil bazı küçük hırsız.
No un ladrón de poca monta en él para moneda.
- Raftaar hep işe yaramaz biriydi. Şimdi de hırsız mı oldu?
Raftaar es un inútil que no sirve para nada y ahora también es un ladrón.
Bir hırsız gibi mi görünüyorum?
¿ Luzco como un ladrón?
Gözü açık, zekasıyla hayatta kalan şanslı bir hırsız.
El canalla hábil,... el ladrón afortunado que vive de su ingenio.
Araba hırsızı gibi mi görünüyorum?
Parezco a un ladron de autos?
Bir hırsız.
Es un ladrón.
Eve hırsız girse, anca onu yalayıp kuyruk sallar.
Entra un ladrón y se irá con el rabo entre las piernas.
- Hırsız!
- ¡ Oiga! - ¡ Ladrón!
Seyircinin kızın akıbetine kapılıp gitmesi için, hırsızlık yaptığı ve sonrasında başına gelenleri gösteren sahneleri kasten kısa tutmam gerekti.
Era necesario que el robo y lo que le pasa a la chica fuera deliberadamente largo para que la audiencia se comprometiera con su huída.
Hırsız mıyım ben?
¿ Soy una ladrona?
En azından bu evde bir hırsız olmayacak.
al menos no habrá ningún ladrón en esta casa...
Birkaç at hırsızı Meksikalı'nın peşindeydik.
Íbamos detrás de unos mexicanos, unos buscavidas eran.
Pis hırsız!
Ladrón!
Ben bir bok beceremeyen hırsız sense deli bir uyuşturucu satıcısısın.
Yo soy una jodida ladrona y tú un loco traficante de drogas.
Ve seninki de ahlaksızlık ve günahkarlık dolu hırsız bir ibnenin hikâyesi.
Y déjame decirte, lo tuyo es un compendio de depravación y maldad, fuiste una lesbiana ladrona.
Burası hırsız kaynıyor yani herkes olabilir.
Este lugar está lleno de ladronas, puede ser cualquiera.
- Bir sürü hırsızla yaşadığımızı unutuyorsun.
Olvidas que vivimos con un montón de ladronas. Ya.
Burada kadın olmayan birinin çağdaş olması ve hırsız, deli, yalancı, katil, uyuşturucu bağımlısı kadın olması Tanrı vergisi bir şey.
Tener aquí dentro a un coetáneo que no es mujer ni drogadicta, homicida, loca, mentirosa o ladrona me llena de dicha.
Gardiyanı duydun ya, burası hırsız deliği.
Ya has oído al guardia. Es un agujero para ladrones.
Tabii zeki bir hırsız değilse.
Salvo que sean genios.
Hep böyle olacaksınız, önemsiz hırsızlar.
Nunca serán más que eso, rateros insignificantes.
Kostümlerle hırsız polis mi oynamak istiyorsunuz?
¿ Queréis jugar a policías y ladrones con disfraces?
Kırmızıceketliler hırsızlık yapıyorum sandılar.
Los Casacas Rojas creyeron que estaba robando.
Kimin umurumda? Sonuçta o bir fikir hırsızı ve kendi şakasının olmasını hak etmiyor.
Él robó la idea y no merece tener su propio chiste.
L. Frank Baum şöyle demiş... "Ne kadar yetenekli de olsa hiçbir hırsız bilgiyi çalamaz bu yüzden bilgi en iyi ve en güvenli hazinedir."
Fue L. Frank Baum el que dijo "Ningún ladrón, por más habilidoso, puede robar a uno del conocimiento y es por eso que el conocimiento es el mejor y más seguro tesoro".
Sanırım hırsızın kim olduğunu biliyoruz.
Pienso que sabemos quién es el ladrón.
Anlayacağınız üzere hırsız benim için çok kıymetli olan bir eşyayı çaldı.
Verá, el... ladrón tomó un artículo muy querido para mí.
Hırsız değildi.
- ¿ Lo tomó prestado? - No era ningún ladrón.
Bu hırsız ve kaçakları, Gece Nöbeti'nin birer adamına dönüştürmem gerekiyor.
Tengo que convertir a esta tropa en hombres de la Guardia de la Noche.
İşleri bittiğinde de, Kıştepesi'nde kalan hırsızdan orayı alırsınız.
Y cuando hayan acabado, arrebate Invernalia del ladrón que sobreviva.
Dünyayı son görüşümde bir sürü çirkin, solgun yüzlü İngiliz olduğunu düşünüyorum da tek pişmanlığım size karşı savaşıp ülkeme hizmet eden bir vatansever olmak yerine hayatımı sıradan bir hırsız olarak boşa harcamış olmamdır.
Pensar que mi última visión del mundo sea un montón de desgraciados, y pálidos ingleses. Mi único arrepentimiento es que he malgastado mi vida como un ladrón, más que como un patriota sirviendo a mi país luchando mucho en vuestra contra.
Hırsız 40 bin dolarlık Rolex'i almamış mı?
¿ Pasa un ladrón en un $ 40.000 Rolex?
Ne fahişe ne de hırsızız.
No somos rameras ni ladronas.
Ne yaparsanız yapın. Hile, hurda, yalan, hırsızlık...
No me importa si tienes que hacer trampa, mentir, robar...
Kadın ismi tanır ve onu uyarır. O da hırsızı kovar.
Ella reconoce el nombre y lo avisa, así que él despide al ladrón.
İkisi için de yazık ki, hırsız bunu çözer. Adam geri gelip ikisini de öldürür.
Desafortunadamente para ambos, el ladrón lo descubre, vuelve y los mata.
Hırsız benim için çok kıymetli olan bir eşyayı çaldı.
El ladrón tomó un artículo que era muy preciado para mí.
Eğer onlar hırsız olsalar bile.
Si es que son ladrones.
Onların hırsız olduklarını bilmiyoruz.
Ni siquiera sabemos si lo son.
Siz ikinizin hırsız olduğuyla ilgili bir ifade veren Larry Dabkey'e göz kulak oluyor.
- Mirando cómo Larry Dabkey declara que ustedes dos son ladrones.
Soygun tıpkı Ocean's Eleven filmi gibi olacak. Ancak ağız sulandıran Bay Pitt ve Clooney'in yerine, hırsızlar bu sefer...
Este golpe será exactamente igual que en "Ocean's Eleven", solo que en vez de los señores Pitt y Clooney representando a unos ladrones felinos para hacer la boca agua...
Hiçbir hırsız bu parıltıyı kaçırmaz.
Ningún saqueador dejaría atrás este colgante.
Hırsızlık sonunda bulduklarınızı yani.
Así que lo que encontraste en tu robo.
Sen bizim payımızı ver, biz de belediyeyi, politikacıları.. .. polisleri, bankaları, hırsızları.. .. ve yoluna çıkabilecek herşeyi halledelim.
Danos nuestra parte y te evitaremos problemas con la municipalidad, los políticos, la policía los sindicatos, robos, todo lo que puedas enfrentar.
Onun yerine, geceleri hırsız gibi etrafta dolaştın sıçan gibi koşuşturdun ve ölü müfettişini soruşturdun.
En cambio has estado escabulléndote como un ladrón en el medio de la noche, escapándote como una rata investigando a tu inspector muerto.
Hırsız sandım falan derim.
Ya sabes, podría decir que le confundí con un intruso.
- Kahrolası hırsız.
Ese puto ladrón.
Bu hırsını kendisine karşı kullanacağız.
Y usaremos esa ambición en su contra.
- Yardım edin! - Hırsız!
¡ Hay un ladrón!
- Hırsız.
- La malversadora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]