Istasyona перевод на испанский
1,331 параллельный перевод
12. rıhtımda birinin istasyona çıkması için onun izni gerekiyor.
- Busco al Comandante. Alguien necesita su permiso directo para abordar.
Beni istasyona götür.
¿ Me llevarás a la estación, eh?
- Elbette, sizi istasyona kadar götürebilirim.
Claro, le llevaré a la estación.
Onu geri almak için çoktan istasyona doğru yola çıktı.
Viene de camino para reclamarlo.
Görünüşe göre Dukat kısa süre önce istasyona gelen yetime aniden alaka gösteriyor.
Y, de repente, Dukat se interesa por este huérfano que llega a nuestra estación.
Sanırım Gul Dukat'ın şimdi istasyona geldiğini bilmek istersiniz.
Gul Dukat acaba de llegar a la estación.
Gul Dukat'ın istasyona varışı manüple edildiğimiz hakkındaki şüphemi güçlendiriyor.
La llegada de Gul Dukat me hace sospechar que nos están manipulando.
Doktor, bilgisayarlarımıza ve istasyona karşılıklı erişim hakkı verdik bu yüzden bunlardan kendimiz de yararlanalım.
Doctor, les damos a la oposición acceso a nuestros Computadores y biblioteca así que usémoslos.
Komutan, bir Valerian nakliye gemisinin istasyona yanaşmak için izin istediğini duydum.
Comandante, acabo de recibir un reporte de que una nave valeriana ha pedido permiso para atracar.
Bilgisayar, son sekiz ay içinde, Binbaşı Kira Nerys ile ilgili bilgi almak için istasyona gelen tüm talepleri incele.
Ordenador, revise todas las peticiones externas de información sobre la mayor Kira Nerys en los últimos ocho meses.
Sadece "istasyona hoş geldin" konuşması.
Solo tuve con él una charla de bienvenida.
Onlar istasyona gelmeden hava kabinindeki acil durum kilidini açmam lazım.
Tendré que abrir el cierre de emergencia del descompresor.
Derhal istasyona geri dönün.
Regresen de inmediato.
Şey, bir sürü Bayoryalı kız istasyona geliyor... aileleriyle.
Bueno, muchas chicas bajoranas vienen a la estación con sus familias.
Neden tekrar istasyona duygusal bir yolculuk yapmıyorsun?
¿ Por qué no hacer un viaje sentimental de vuelta a la estación?
Birkaç hafta önce istasyona gelen bir kız.
Una chica que llegó a la estación hace dos semanas.
Örneğin şu iki Kohn-Ma teröristinin bu istasyona gelişi.
Por ejemplo, la llegada a la estación de esos dos terroristas del Kohn-Ma.
Geri istasyona geliyor.
Regresemos a la estación.
Başka bir deyişle Zek, ister Yüce Nagus ol ister olma,... burada bu görüşmeyi yapmanıza izin verirsek ve Dosi'leri aldattığınızı anlarsak bir daha bu istasyona adım atamazsınız.
En otras palabras, Zek si llevas a cabo esas negociaciones aquí y embaucas a los dosi no dejaré que vuelvas a poner pie en esta estación.
Birkaç yüz Skrreeanın bugün istasyona gelmesi bekleniyor.
Varios cientos de skrreea llegarán hoy a la estación.
Bu arada Bakan Rozahn ve Vedek Sorad Skrreeanların göç isteklerini yanıtlamak için istasyona geldiler.
La ministra Rozahn y vedek Sorad han llegado de Bajor para responder a la petición de inmigración de los skrreea.
Alt uzay iletimi doğruysa ve Villus Thed istasyona doğru yoldaysa, geldiği an bana haber vermenizi istiyorum. Onu göz altında tutun.
Si el mensaje subespacial es cierto y Villus Thed viene de camino a la estación, quiero que me avisen en cuanto llegue.
Li Nalas'ı istasyona neden gönderdiğini şimdi anladım.
Ahora entiendo por qué queria a Li Nalas en la estación.
Eğer istiyorsan seni istasyona geri göndermek istiyorum.
Estoy dispuesto a enviarla a la estación, si asi lo desea.
O hayatta ve bu istasyona geldiğindeki ilk düşüncesi deuridium sevkiyatı hakkındaki güvenlik dosyalarınıza ulaşmanın bir yolunu bulmaktı.
Está vivo y su primer pensamiento cuando llegó a bordo de esta estación fue planear el acceso a los archivos de seguridad del cargamento de deuridio.
Aslında Morag, bu kez parçalayıcısını istasyona kilitledi.
Morag ha apuntado los disruptores a la estación.
- Yani Klingonlar istasyona geldiler.
- Ellos abordaron la estación.
Onun veya başka bir Klingon'un istasyona girmesine izin verdiniz mi?
¿ Dejó entrar a algún klingon?
Bu doğruysa, o halde Morag veya başka bir Klingon, o gittikten sonra istasyona girmiş olmalı.
Si eso es cierto, entonces Morag u otro klingon abordó la estación después de que se fuera.
Aslında 9 ayı aşkın zamandır o istasyona çakılıp kalmıştım.
Bueno, llevaba atrapada en la estación más de nueve meses.
Bu arada, istasyona dönüp Rocha'nın kişisel günlüğüne erişebilir miyim diye tekrar bakmak istiyorum.
Mientras tanto intentaré acceder de nuevo a los diarios de Rocha.
Yani, istasyona gelen şey, aslında Üsteğmen Rocha gibi görünen ve onun gibi hareket eden bir organizmaydı.
Puede que un organismo que actuaba como Rocha abordara la estación.
Bir Al-Leyan nakliye gemisi 3 hafta sonra istasyona varacak. Bizi Kea'ya götürürler.
Está previsto que un transporte Al-Leyan llegue tres días más tarde, para llevarnos a kea.
Onu istasyona getirmelisin.
Necesitas llevarla a la estación.
Bay Lee istasyona gidip birkaç konuğu daha karşılamamı istedi.
El señor Lee me ha pedido que vaya a la estación a recoger a unos invitados.
- Nereye? - Yine istasyona.
A la estación.
O zaman istasyona onunla mı gittiniz?
¿ Fue a ella a quien llevó a la estación?
Daniela Februario'ya istasyona kadar nasıl eşlik ettiniz?
¿ cómo pudo acompañar a Danielle Février a la estación?
Önce yalnız olduğunuzu iddia ettiniz sonra birden menajeriniz geldi, onu istasyona bıraktınız. Beş ve beş buçuk arasında.
Primero aseguró que llegó solo, que le visitó su agente y que la llevó a la estación entre las 17.00 h y las 18.00 h.
O istasyona atanması konusunda daha baştan sana karşı çıkmıştım.
Sabes que me opuse a que lo llevaras desde un principio.
İstasyona bile gelmedi.
Ni siquiera ha venido a la estación.
İstasyona sizi almaya o gelecek ve benim de bu trene binmemi istedi.
Les espera en la estación y me sugirió que viniese en el mismo tren.
İstasyona tritium gazı basarsak parçacık akışının kaynağının izini bulabiliriz.
Si inundamos la estación con gas de tritio podremos seguirle la pista al flujo de partículas hasta su fuente.
İstasyona yanaştığı süre boyunca Profesör Seyetik dışında Prometheus'dan ayrılan olmamış.
Aparte del profesor Seyetik, nadie ha salido del Prometheus en todo el tiempo que lleva atracado en la estación.
İstasyona nasıl geldiğini?
¿ Cómo llegaste a la estación?
Hallederim. İstasyona ne olacak?
¿ Qué hay de la estación?
İstasyona gelip seni buraya davet etmemin nedeni bu.
Por eso vine a la estación, para invitarte a venir aqui.
İstasyona kadar arkamızda çekmeliyiz.
Debemos remolcarlo.
Peki, bakalım... İstasyona geri döndüğümüz zaman jeneratörler üzerinde seviye bir kontrol yapacağım.
Bueno, verá que cuando volvamos a la estación tengo que hacer un diagnóstico de los generadores.
İstasyona atanmadan önce Rocha, Triona Sistemi'ndeki bir karakolda görev yapmış.
Antes de llegar a la estación, Rocha sirvió en el sistema Triona.
Ben istasyona gidiyorum.
Iré a la estación.