Istasyonda перевод на испанский
1,127 параллельный перевод
Beni istasyonda bulunan Astral Queen'in Kaptanı Jon Daily'ye bağla.
Páseme con el capitán Jon Daily de la Astral Queen en la estación orbital.
Kocan ne zaman istasyonda olacak?
¿ A qué hora estará tu viejo en la estación?
Evden vaktinde çıktım, ama istasyonda aksilik çıktı.
Salí de casa con tiempo, pero todo se complicó en la estación.
"Hayatımı kahraman olarak mı geçireceğim..." "... yoksa herkes gibi bu istasyonda öylesine biri miyim? " " Bunu, bu sayfalar göstermeli. "
Si resultaré ser el héroe de mi propia vida... o si esa posición la ocupará... otra persona, estas páginas lo demostrarán.
Ben babamın arabasını alıp onu istasyonda karşılayacağım. Tamam, genç hanım.
Tomo el coche de papá para recogerle a la estación.
Muhtemelen bir sonraki istasyonda!
No lo sé, quizá en la próxima estación.
Dr. Lynne diğerleriyle istasyonda.
El doctor Lee está en la estación con todos.
Sizinle istasyonda buluşuruz.
Iré a buscarla a la estación.
Sizi istasyonda gördüm, herkesi korkuttunuz.
Lo vi en la estación. Los atemorizó a todos.
Berlin'de gittiğim üçüncü restoran, savaştan hemen sonra istasyonda gittiğim sosisli büfesini sayarsak.
Este es mi tercer restaurante en Berlín si cuenta el puesto de salchichas que puse en la estación al acabar la guerra.
Bir istasyonda buluşuyoruz, çocuğuyla birlikte.
Nos vemos en la estación con su hijo.
Kaptan Kirk, Klingon askerleri istasyonda.
Capitán Kirk, hay soldados klingon en la base.
- Peki, istasyonda tanıdığınız hiç kimseyi gördünüz mü?
- ¿ La vió alguien en la estación? - No
Bir istasyonda inip bir diğer vagona binmek sıkça başıma gelir.
Sabe. Me pasa a menudo... desciendo al andén y cambio de vagón... porque no hay nadie que me interese.
- Sorun istasyonda olmalı.
Era la emisora.
Bir çok işaret var, ve uşağım sizi istasyonda uyardı.
Hay muchos letreros, y mi criado se lo advirtió en la estación.
Yok, ama gideni bir sonraki istasyonda, Longview'da yakalayabilirsiniz.
No, pero pueden coger ése en Longv ¡ ew, Ia próx ¡ ma parada.
Ve Noel'i de istasyonda gördüm...
Y lo vi a Noel l en la estación...
Onu istasyonda bulduk.
Lo encontramos en la estación.
Valizimi istasyonda unuttum!
Me olvidé la valija en la estación.
Kurtarma ekibini yollayın. 45 dakika kadar istasyonda olacağımızı söyleyin.
Mantendremos la posición 45 minutos.
Burada istasyonda görevlisin ve aklın da başında.
Eres el jefe de esta estación y estás sobrio.
Onu istasyonda yakalayabilirsin.
Podrás alcanzarlo en la estación de diligencias.
Muhtemelen hâlâ istasyonda.
Puede que siga en la estacion.
- Her şey istasyonda.
- Está todo en la estación.
85 kişi kapasiteli olarak inşa edilen bu istasyonda şimdi üç mürettebat var.
En esa enorme estación, construída para 85 personas, ahora sólo trabajan 3 :
Şu an istasyonda sadece üçümüz varız : Siz, ben ve Sartorius.
Ahora sólo somos tres, usted, yo y Sartorius.
Snaut, istasyonda Üçümüzden başka kimse var mı?
¿ Hay alguien más en la estación además de nosotros tres?
Kris, o sadece bu istasyonda yaşayabilir.
¡ Kris! Ella sólo puede vivir aquí, en la estación.
Seninle bu istasyonda yaşayacağım.
Viviré aquí, contigo, en la Estación.
- Öyle, ama istedim ki... - Uh! Jeanne'ın nişanlısıyla istasyonda buluştuğu sahneden başlamak istedim.
Sí, pero quería... quería empezar con tomas de Jeanne recibiendo en la estación a su novio.
Pekiala yarın saat 3 de istasyonda buluşalım..
Entonces estamos de acuerdo nos vemos en la estación mañana a las 3.
Birazdan istasyonda olacağız!
¡ Llegaremos a la estación en unos minutos!
Lane sadece "istasyonda buluşalım" dedi.
Lane sólo me dijo que nos viéramos en la estación.
Ordu istasyonda bizi dışarı attı.
En las estaciones, el ejercito acapara todos los vagones disponibles
... tren terminali ve, istasyonda önlemler alındı. "
"de las terminales de tren y estaciones elevadas."
İstasyonda birden aklıma geldi.
He reconocido el nombre de la estación.
İstasyonda telgrafçı.
Trabaja de telegrafista en la misma estación que ese...
- İstasyonda.
- Ha ido a la estación.
Yani, şey... İstasyonda güzel ve iri göğüslü bir kız görürsün,..
¡ Porque quería violarlas, simplemente!
Gemiler istasyonda.
Las naves mantienen su posición.
- İstasyonda bir kurabiyeci biliyorum.
- Hay un puesto de donuts en la estación.
"İstasyonda, dışarı bakın."
"Busque en la Estación"
İstasyonda vurulmuş iki adamımızı bulduk.
Encontramos dos hombres muertos en la estación.
İstasyonda iki adamımı öldürmekle suçlanıyorsun.
Usted ha sido acusado de matar a dos de mis hombres en la estación.
Evet, malları taşıyacak trendeki adamın adı Bavul Matthew trene Bordo'dan binecek ve bizde onunla trene binp... kaldığı kompartımanı öğrenip Bordo'dan sonraki istasyonda trenden ineceğiz... 1923 sefer sayılı bu tren Fransa demir yollarının... en eski elektrikli trenidir.
La mercancia se le confiará a "Maleta" Matthew. Pero esta vez solo hasta Bordeaux. Ellos son más prudentes y desconfiados.
İstasyonda bunca yıl yaşadıktan sonra hala aşağıdaki yaşamınla net bir bağlantın var mı?
Habiendo pasado tantos años aquí, en la Estación, ¿ percibes con claridad la relación con tu vida terrestre?
İstasyonda 4-7 arası çalışmıştık.
El problema se prolongó desde las 4 am 07 a.m.
- İstasyonda yarım saat kalacağız.
- Llegaremos a la estación en una hora.
Sabah istasyonda onu bulursunuz
Ya la encontrara en la proxima estación
İstasyonda beklerken, onu tutmak için geriye asılmam gerekiyor!
En la estación, tengo que tirar hacía atrás para retenerla.