Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ K ] / Kameralı

Kameralı перевод на испанский

235 параллельный перевод
Kameralı arkadaş, yürü.
El de la cámara, sube.
Sen, kameralı, yanımdan ayrılma.
Quédate cerca con la cámara.
Harika bir peyzaj var....... ve ben de kameralı bir sanatçıyım, Ama ne işe yarar ki?
Hace fotos bonitas y soy un artista con la cámara, pero ¿ vale la pena?
Kameralı adamları getirin.
Coged a los chicos con las cámaras.
Forbin, füzelerin gözlemim altında hedef yeniden ayarlaması için kameralı kontrol sistemini kur.
Forbin, establezca un sistema de cámaras para que se reconfiguren los misiles bajo mi supervisión.
4 adet ikili kameralı çekimimiz var. Kamera 1'i söndür ve başla bakalım.
Cuatro segundos para el logo del canal, abre de negro en la cámara uno, todo tuyo.
Kilitler, telefon numara değişiklikleri, kameralı ve silahlı koruma personeli.
Ponemos candados, cambiamos el teléfono, vigilamos nuestro espacio con cámaras y pistolas.
Bahse girerim ki seni birkaç hafta içinde kameralı haber spikeri yaparlar.
Te apuesto, que en un par de semanas, te hacen camarógrafo por tu cuenta.
O aptalı işten kovduğumda yerine kameralı güvenlik sistemlerinden birini kurmaya karar verdim.
Cuando despedí a este idiota el otro día, decidí reemplazarlo... con uno de esos caros sistemas de cámaras de vigilancia.
Hani şu gizli kameralı olan.
Oh. Oh, ¿ quiere decir ese de las cámaras ocultas?
- Garber kameralı adamı yakalayın hemen.
- Garber, el hombre con la camara.
Yani işin o helikopterli... kameralı parlak kısmını değil ama... evsizlere yardım etmek hoşuma gitmişti.
No hablo de las cosas extravagantes con los helicópteros y las cámaras de TV, pero me gustó salvar ese hogar.
Kameralı olan adam, başka kim olabilirki?
El chico de la cámara, ¿ quién si no?
Kameralı adam? Sinemanın koca geçmişini olmamış gibimi yapsaydım.
Recorriendo las calles solo, un hombre con su cámara... y viva Dziga Vertov!
- Kameralı olan.
- El de la cámara.
- Evet. Jiletleri almam için kameralı pense.
Y pon una pinza en la sonda para poder coger las cuchillas.
Dijital kameralı bir öğrenci.
¿ Quién lo filmó?
- Kameralı adam, bir nonoş ha?
Ese tipo que filma es maricón, ¿ no?
Kameralı robotik bir kol.
Es un brazo robótico con cámara.
Kameralılar, çekiyor musunuz?
Vosotros con las cámaras, ¿ lo captasteis?
Hollywood, israf etmek için bir kaç kameralı adam tarafından yere serildi. Bunun neresi güzel?
Un par de chicos con una cámara arrasaron en Hollywood.
Kameralı sıska, bir deri bir kemik adam benim.
De hecho, el sujeto flaco y escuálido con la cámara soy yo.
Tüfek kameralı pilotlar aynı zamanda savaş kameramanıydı.
Los pilotos, armados con sus cámaras, también eran camarógrafos de combate.
İşte bu kameralılar bilet sattırır.
La gente de las cámaras ayuda a venderlos.
Video kameralı şahinler gibi.
Halcones con cámaras de video.
Her cep telefonunun kameralı olduğu bu dijital dünyada hepimiz yayıncılarız.
En la era digital, donde cada celular es una cámara todos somos reporteros.
Kameralı bir izleme sisteminizin olduğu görülüyor sadece gözlem yapabiliyorsunuz.
Ya veo que tiene una cámara de vigilancia. Estupendo.
Kameralı turistleri görüyor musun?
Hay turistas con cámaras.
"Kameralı Adam"?
- ¿ "El hombre con la cámara"?
- Şu kameralı adam kim?
Cariño, ¿ quién es ése de la cámara?
Jüri odasında telefon,.. ... kamera ya da kameralı telefon bulundurmak yasaktır.
Los celulares y las cámaras o los celulares con cámaras están prohibidos en la sala del jurado.
Şu kameralı kız kim? Ah O mu?
¿ Quién es la chica de la cámara?
- Kameralı kız da kim?
- ¿ Quién es esa chica de la cámara?
İyi ki kameralı cep telefonum var.
Gracias a Dios tenía la cámara de mi celular.
Tamam. Nate kameralı telefonun yanında mı?
- Bien. ¿ Tienes tu celular con cámara?
Aldığın kameralı telefona bayıldım. Gerçekten mi?
Me encantan los teléfonos con cámara que has comprado.
191 ülke delegesinin ve kameralı tüm haber ajanslarının önünde.
Que muera ante los delegados de 1 91 países y las cámaras de la prensa.
Gizli kameralı realite TV şovlarından biri bu, değil mi?
- Me crees ahora? Es uno de esos programas de golpes, no?
Atlamadan önce bunlara kameralı birer şapka verip atlama kampı olduğunu söyleyin.
justo antes de que salten, dales un sombrero con una cámara en el. y diles que es una cámara de salto.
Tamam, Evet burda kamerası yada kameralı cep telefonu olanlar, buranın resimlerini çeksinler.
Bien todos aquí tienen video cámara o celular con cámara. Todos tomarán fotos.
Kameralı araba sizin üstünüze kayıtlı.
¿ Está bromeando? Alguien instaló la cámara y el coche está registrado a su nombre.
Dijital kameralı bir öğrenci.
Un estudiante con una camcorder digital.
Beklemenin 3. gününde Kanal 8 eve kameralı bir telefon yerleştirmeyi başardı.
En el tercer día, el canal 8 pudo meter un teléfono con cámara en la casa.
Kameralı her polis kardeş kavgasıyla, araba hırsızlığıyla ve her türlü bokla uğraşıyor.
Cada policía con una Kodak acosa a los hermanos, confisca autos y drogas.
Kameralı telefon.
Es un celular con cámara.
Bu kadın Isabel yiyecek araklarken yakalamak için kilere kameralı oyuncak ayı koyan biri.
Ésta es una mujer que puso una de esas cámaras en osos de peluche en la despensa para poder ver cuando Isabel saca comida.
- Hayır, kızılötesi kameralı bir monitör.
- No, monitor con cámara infrarroja.
- Kameralı adam kim?
- ¿ Quién es ése de la cámara?
Video kameralı muhabir.
Es camarógrafa.
Etrafta kameralı telefon var mı?
¿ Tienes una cámara a mano?
Kameralı kız kim?
Si alguna vez sucediera, No me dejes en otro coma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]