Ne yaptığımı bilmiyorum перевод на испанский
771 параллельный перевод
Tanrım, ne yaptığımı bilmiyorum.
Dios, no sé lo que estoy haciendo.
- Demek ki artık ne yaptığımı bilmiyorum.
- Entonces ya no sé lo que hago.
Nerede olduğumu ve ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé dónde estuve ni qué hice.
Ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé lo que estoy haciendo.
Diyelim ki ne yaptığımı bilmiyorum. Ama sen onları ele vermiş oldun.
Bueno, no sé adónde voy, pero tú me guiarás...
Nerede olduğumu, kim olduğumu veya ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé dónde estoy, o quién soy, o qué hago.
Haftalar geçti ama hala ne yaptığımı bilmiyorum.
Han pasado varias semanas y realmente no sé cuál es mi función.
Ne yaptığımı bilmiyorum!
¡ No sé qué hice!
Sonra ne yaptığımı bilmiyorum.
Luego no sé qué hice.
Ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé lo que estaba haciendo.
Üzgün olduğumu söyledim. Onları ne yaptığımı bilmiyorum.
Lo siento, no sé dónde están.
- Ne yaptığımı bilmiyorum
- No sabía qué estaba haciendo.
Ne yaptığımı bilmiyorum...
No sé qué hacer, Bárbara.
Seni kollarıma alınca ne yaptığımı bilmiyorum.
Cuando te tengo en mis brazos no sé lo que me hago.
Ne yaptığımı bilmiyorum ki.
Ni siquiera sé qué hice.
Sana yaptığım doğru bir davranış değil. Ama ben de ne yaptığımı bilmiyorum.
No es justo para ti, y yo no sé qué es lo que hago.
Artık ne yaptığımı bilmiyorum.
Ya no sé ni lo que hago. ¡ Lo estoy intentando!
Ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé ni lo que estoy haciendo.
Ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé qué estoy haciendo.
Artık ne yaptığımı bilmiyorum.
No tengo vida privada.
- Ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé qué diablos estoy haciendo.
Kendimi kaybettim. Ne yaptığımı bilmiyorum.
Estuve muy loco.
Neden buradayım hiç fikrim yok, Ne yaptığımı bilmiyorum.
Ni sé porqué estoy aquí, ni porqué he venido.
Ne yaptığımı bilmiyorum.
No sé lo que hago.
Ne yaptığımı, nerede olduğumu bilmiyorum.
Ni sé dónde estuve, ni lo que hice.
- Burada ne yaptığımızı bilmiyorum.
- No sé qué hacemos aquí.
Neden yaptığımı tam bilmiyorum ama deneyip ona ne olduğunu öğrenmek istedim.
No sé muy bien por qué, pero he intentado averiguar qué ocurría.
- Bazen ne yaptığımı bile bilmiyorum.
- A veces no sé lo que hago. - Lo entiendo, querida.
Ne yaptığımı bilmiyorum!
Yo no sé lo que estoy haciendo!
Ne yaptığımı veya neden buraya geldiğimi bilmiyorum.
No sé qué hago aquí ni por qué he venido.
Önceki akşamlar ne yaptığımı ben bile bilmiyorum.
No sé ni lo que hice las otras noches.
Burada ne yaptığımı kesinlikle bilmiyorum, yine de teşekkürler.
No sé qué hago aquí. De todas formas, gracias.
Ne yaptığımı bilmiyorum tam olarak çünkü...
No sé lo que hago.
- Hem ben ne yaptığımı da bilmiyorum.
- No sé si estamos transmitiendo. - ¡ Socorro!
Sizi tanımıyorum ve aklınızdan ne geçtiğini ya da o adada ne yaptığınızı bilmiyorum.
No sé lo que tenía en mente. No sé por qué estaba en esa isla.
Sana ne yaptıklarını bilmiyorum veya neden bende işe yaramadığını ama sana göstermenin yolunu bulacağım. Daha önce yapmalyıdım, artık çok geç.
No sé qué os han hecho, o el porqué no ha funcionado conmigo, pero encontraré la forma de demostrároslo, antes de que sea demasiado tarde.
Yemin ederim Maxine, beni öyle geriyorsun ki ne yaptığımı bilmiyorum.
Y no me voy a poner el vestido rojo.
Şu anda ne yaptığımı bile bilmiyorum böyle ağlayarak.
Ni siquiera sé lo que estoy haciendo ahora, llorando así.
Burada ne yaptığınızı bilmiyorum, ben sadece hayatımı geri istiyorum.
No sé qué hacen aquí, pero yo quiero seguir adelante con mi vida.
Burada ne yaptığımı bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé qué hago aquí.
Aman Tanrım, ne yaptığımızı bilmiyorum.
Dios santo. No sé lo que estamos haciendo.
Sizi nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum. - Ne yaptığımı biliyorum.
- Sé lo que hago.
Şey, ben nasıl hissettiğimi bilmiyorum. ... ya da neden yaptığımı ya da ne yaptığımı da bilmiyorum.
No sabes cómo me siento ni por qué hago lo que hago.
Ne yaptığınızı bilmiyorum, ama senin yüzünü koparacağım.
No sé en qué andas, pero te partiré la cara.
Halkım için ne kadar çok şey yaptığını sana anlatabilir miyim bilmiyorum.
No se sí alguna vez seremos capaces de decirles cuanto han hecho por nuestra gente.
Ne yaptığımı artık bilmiyorum.
No sé lo que he hecho.
- Mükemmel biri olmayabilirim, bayım ama böylesine dövülecek ne yaptığımı kesinlikle ben de bilmiyorum.
- Puede que no sea perfecta, pero no sé qué hice para que me golpearan así.
"Bak anne" yardım et lütfen, ne yaptığımı, nereye gittiğimi bilmiyorum " dersen harika derim, çünkü ancak o zaman birbirimize dürüst olabiliriz.
Ayúdame por favor, no sé lo que estoy haciendo y no sé adónde voy. Diría, fantástico, porque ahora estamos siendo honestas la una con la otra.
- Onları ne yaptığımı bilmiyorum.
- Sí, sí. - Esto debería bastar.
Evet, ama şimdi hastanede, acayip bir şekilde, tıpkı bir belirti gibi nereden gelmiş bilmiyorum, yaptığım şey doğru. Sen ne yapıyorsun?
Sí, pero él esta ahí, ahora, de una manera extraña, es casi como una señal... ¿ Y qué estás haciendo?
- Ne yaptığımızı bilmiyorum ama...
- No sé lo que vamos a hacer, pero -
ne yaptığımı biliyorum 175
ne yaptığımı bilmiyordum 33
ne yaptığımı sanıyorsun 20
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
ne yaptığımı bilmiyordum 33
ne yaptığımı sanıyorsun 20
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapıyorsun ya 16
ne yapmak istiyorsun 234
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapıyorsun ya 16
ne yapmak istiyorsun 234
ne yani 731
ne yapacağız 1293
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411