Para önemli değil перевод на испанский
1,480 параллельный перевод
Para hakkındaydı. Ne hakkında olduğu önemli değil.
No importa por qué fue.
Şimdi bu ilişkiyi bitirmenin zamanı değil... bu birlikte hayatta kalmamız için çok önemli.
Ahora no es el momento de terminar una asociación que es vital para nuestra mutua supervivencia.
Sonsuza dek onun sınıfında olmayacağım. Yani gelecek sene, etraf boşalana kadar burada dikilecek başka salak bulman lazım. - Önemli değil.
Sabes, no voy a estar en esta clase para siempre, por lo que el año que viene vas a tener que encontrar otro idiota para estar aquí hasta que no haya moros en la costa.
- Önemli değil.
- No hay para tanto.
- Önemli değil diyor.
Dice que no hay para tanto.
Bu hale gelmek için hangi ahmaklarla... hangi salaklıkları yaptığın önemli değil!
¡ No me importa las cosas asquerosas que hiciste con esa gente asquerosa para acabar en este estado!
Ya da senin için önemli mi değil?
¿ O no es tan importante para ti? Mira, allí mismo, ese polvo me mató.
Al, yapma, bu önemli bişey değil.
Al, vamos, no es para tanto.
Para kızım kadar önemli değil.
No es tanto el dinero como mi hija.
- Bu ne için? - Önemli değil.
Oye, ¿ para qué es esto?
Ama, bu senin için önemli değil
Pero eso no es importante para ti.
Onun için önemli olan şey benim için hiç de önemli değil.
Lo que es importante para él, no es realmente tan importante para mi.
Başka kimse için önemli değil.
No tiene tanto valor para nadie más.
Görebilmek benim için ne kadar önemli olurdu, biliyorsun, değil mi?
Sabes lo importante que sería para mí si pudiera. ¿ Está bien?
Çok şaşırtıcı, değil mi? Benim için önemli olan hiçbir şeyi umursamıyorsun.
Eso es una barbaridad, no te interesa algo que es importante para mí.
Önemli değil. Dışkı benim takma adım sayılır.
Está bien, "zorra" es como un nombre de mascota para mí.
Atıkları yakıta dönüştürüyorlar. Bunun için de zekice bir teknolojileri var. Önemli değil.
convirtiendo asi los desperdicios en combustible y han inventado una ingeniosa nueva tecnologia para hacerlo... oh, oh
Evet, senin için önemli biri değil mi?
Sí, él es importante para ti, ¿ verdad?
Oh, anladım, önemli bir şey değil, siz her şeyi bilen zeki insanlar için. Ama biz köylüler için, şey, eğer ayakkabımızı bağlamayı biliyorsak şanslıyız, ya da sifonu çekmeyi.
Oh veo, no es grave para ustedes la gente inteligente que lo sabe todo pero... pero, para los campesinos... tenemos suerte de saber atarnos los zapatos y usar el inodoro!
Dinle, ne yapacağım ben? Önemli birşey değil, dostum. Sen sadece.. aa.. şey...
No es para tanto, hombre \ ~ El usuario puede, um, sólo....
Benim için ne kadar önemli olduğunu biliyor ve umurunda bile değil
El sabe que es una gran cosa para mi, y aun asi no le importa.
Ben de senin için önemli olduğunu biliyorum, ve umurumda değil.
Se que es algo grande para ti y no le importa.
Önemli olan para değil, Jake Kane'e ödetmek.
No se trata del dinero. Se trata de que Jake Kane pague.
- Bu önemli değil.
- No importa para qué.
Hayatta en önemli şey para değil.
Hay más cosas en la vida que ser rico.
Wall * Mart'ın bizi durdurmak için ne yaptığı önemli değil, güçlü olmak zorundayız!
No importa lo que el Wall * Mart haga para detenernos, ¡ Tenemos que ser fuertes!
Bu, senin için pek de önemli değil gibi duruyor.
Aparentemente no significó tanto para ti.
Bu film sıradan insanların ( bir kaç aşırı kaba ve kalpsiz istisnanın değil de insanların büyük bir çoğunluğunun ) aktif olarak katıldığı, kabullendiği, vergilerinin kullanılmasına izin verdiği bir durumu görüyoruz : kendi türümüzün önemsiz çıkarları için başka türlerin en önemli hakkının
VENENO CIANÓTICO Este film muestra seres humanos comunes. Salvo pocas excepciones de humanos muy crueles, mas la mayoría de los humanos participan activamente, consienten y permiten que sus impuestos financien prácticas que requieren el sacrificio de los intereses más importantes de miembros de otras especies, para garantizar intereses triviales de nuestra especie.
Savaşımız henüz kazanılmış değil. Hayattaki en önemli şeyimi korumanı isiyorum.
Nuestra batalla aún no está ganada, y te necesito para proteger la cosa más importante en mi vida.
Bu kadar önemli bir koç... ... ama pek bir şey yapmıyor, değil mi?
Para ser un gran entrenador, no hace mucho, ¿ verdad?
Bu kadar heyecanlanma, önemli birşey değil.
No te emociones, no es para tanto.
Bu gerçekten önemli bir bilgi Dolly Parton ve diğerleri gibi değil.
Hart, ésta es verdadera información. No Dolly Parton y asilos para ancianos.
Bu önemli değil, D. Sırf bize yakın olmak adına bu şehre taşındılar.
Eso no importa. Se han mudado aquí para estar cerca de nosotros.
Yani, atladığın o küçücük nokta vardı ama o kadar da önemli değil.
Estuviste genial. Se nos deslizó un error, pero no fue para tanto.
Hayır, değil çünkü bu yüzden öldürülmedi ama bu sizin için gerçekten önemli çünkü onu öldüren kişi çok yakınınızda.
No, no lo es, porque no la mataron por eso... pero es muy importante para ti... porque el que la mató está cerca de ti.
Belki istemeyerek, belki Pin'in işini sekteye uğratmak için, çok da önemli değil.
Quizá por accidente o para arruinar la operación de The Pin, no importa.
Sen gülebilirsin ama şu da bir gerçek ki günümüzde globalleşme bir gelişim kaynağı değil. Ve çok hızlı bir biçimde önlenemez hale gelebilecek felaketlere karşı birlik olmak çok önemli.
Tú podrás burlarte, pero es un hecho que hoy la globalización no solo crea progreso, y hay que unirse para luchar contra catástrofes que pronto serán inevitables.
Bak, senin hayatındaki yerim benim için önemli değil, ama sen benim için her zaman "birisi" olarak kalacaksın.
Tú tienes tu vida y yo la mía, vale, pero tú siempre serás alguien para mí.
- Evet! Ama önemli olan para değil, önemli olan resimler!
Pero no es por el dinero, es por las fotos.
Önemli bir şey değil.
No es para tanto.
Aşk umurumda değil, benim için para önemli.
El amor no me interesa, sólo la plata.
Bu benim için önemli değil.
Eso no tiene ninguna importancia para mí.
Şirketine kendi çıkarın için değil de kamu yararına ihanet etmiş olman önemli.
No, si para mí es muy importante saber que no traicionaste a la empresa para tu propio beneficio sino, digamos, para el bien común.
Bize sacece biraz sıcak ortam, yiyecek ve birazda para gerekli, gerisi önemli değil.
Necesitamos calor, comida y algo de dinero solamente.
Gerçeği söylemek gerekirse, bende asla Tata ya da Ambani'deki gibi.. ... çalışma azmi olmadı. Neyse artık önemli değil...
Para decir la verdad, nunca tuve la perseverancia que se necesita... para convertirme en un Tata o Ambani.
Onlar için her zaman yarışmak o kadar önemli değil.
No es tan importante para ellos competir todo el tiempo.
Nereye gittiğimiz önemli değil, benim için sorun olmaz.
Para mí está bien.
Bana sizin isminizi hiç söylemedi önemli değil.
- Ella nunca me dijo tu nombre... -... no importa.Dubek, nuestra comandante, - es su deber ser dura para
Ne yaptığın ya da kiminle birlikte olduğun benim için önemli değil.
Que has hecho y a quien conoces no es importante para mi
Önemli değil.
No es para tanto.
Önemli değil, ben de eğlendim.
Para nada, yo también lo disfruté.
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154