Peki bu перевод на испанский
18,029 параллельный перевод
Peki bu kişinin bir ismi var mı?
¿ Y esa persona tiene nombre?
Peki bu konuyu neden işverenine açmıyorsun?
¿ Por qué no lo hablas con tu empleador?
Peki bu sefer hikâyeyi bitirmeyi düşünüyor musun delikanlı?
¿ Y planeas terminar la...? ¿ historia esta vez, jovencito?
Peki bu harika Kaptan Video sen orada gelecekteyken ben burada işleri ayakta tutmaya çalışıyorum.
Genial, Capitán Video. Mientras estás en el futuro, yo, en el presente, intento seguir a flote.
Peki bu sizi yönlendiren şey mi?
¿ Entonces eso es lo que te mueve?
- Peki bu aptal kul ne kadar ödeyecek?
- ¿ Y cuánto va a pagar ese estúpido?
- Peki bu şansla ne yapmayı planlıyorsun?
¿ Qué piensa hacer con ese riesgo?
Peki bu mesajları bıraktıktan sonra Lynn ile bir daha görüştün mü?
¿ Y no volvió a ver a Lynn de nuevo después de dejarle los mensajes?
- Öyle mi? Peki bu ilgini çeker mi?
¿ Puedo ofrecerte... esto?
Sen niye girdin peki bu işin içine?
¿ Y tú por qué participas?
Peki bu soytarıların isimleri var mı?
¿ Y estos payasos tienen nombres?
Peki bu beni ne yapar?
¿ Eso en qué me convierte?
Peki buraya bu kadar çabuk gelmeyi nasıl gelebildin?
¿ Y cómo pudiste llegar tan rápido?
Nasıl olacakmış peki bu?
¿ Y eso cómo va exactamente?
- Peki bu güzel hanım?
- ¿ Y esta encantadora señorita es?
Peki bu beyefendi kimmiş?
Bueno, ¿ quién es este señor?
Peki bu iki hafta süresince nerede olacağız?
¿ Y dónde estaremos durante estas dos semanas?
- Peki bu durumun benimle ne ilgisi var?
¿ Y qué tiene que ver eso conmigo?
Peki bu puştu ne yapıyoruz?
De acuerdo, ¿ qué hacemos con este pedazo de mierda?
Peki bu yatırım karşılığında istediğin şey, tam olarak nedir?
¿ Y qué espera conseguir exactamente a cambio de esta... inversión?
Peki bu ufak şeyleri yapmaması ona ne kadar ödettiriyor?
¿ Y cuánto le cuesta... no hacer muchas cosas?
Peki, bu sizi ne harekete geçiriyor?
¿ Eso es lo que mueve?
Bu ne peki?
¿ Que es eso?
Peki, son sözünü bu demek.
Sí, bueno, se acabó, pues.
Peki ya bu dünkü yumurta?
¿ Y qué hay del huevo de ayer?
Yaşamaya mecbur kaldığım bu hayat yakında ortaya çıkacak. Peki tanrı ne yapmamı istiyor?
Y esta vida que me ha sido forzada que pronto saldrá a la luz ¿ qué quería Él que yo hiciera?
Peki tam olarak nasıl içeri girmeyi düşünüyorsun? Hadi bu ikisi bir ihtimal ama sen?
¿ Y cómo exactamente planeas entrar?
- Peki. Bu tariflere uyan bir ajan var.
Hay un agente que encaja con esa descripción.
Peki, bu bize neyi öğretir?
Entonces, ¿ qué nos enseña eso?
Bu arada ben de gidip şu siktiğimin SR'sine yükleneceğim. - Peki ya ben?
Veré a los de Talentos.
- Bu nasıl olacak peki?
¿ Cómo funciona esto?
Peki bir beyefendi gibi koltuğumda oturup sıcak kalmasını sağlayan bu adam kim?
¿ Y quién está en mi silla, poniéndola tibia amablemente?
Peki, bir adam doğru söylüyorsa Emin misin bu noktaya gelmek çok zaman alır .
Bueno, para un hombre que habla directamente, seguro que te tomas un largo tiempo para llegar al punto.
Peki, lanet olsun, hayır, bu açık değil.
Bueno, demonios no, no está limpia.
Peki ya bu?
¿ Qué tal eso?
Bruce, hadi ondan bu tür davranışları beklerdim de peki ya sen?
Esperaría esta conducta de Bruce, ¿ pero tú?
Bu türde atları sever mi peki?
¿ Crees que le gusten estos caballos?
Bu neydi peki?
¿ Qué fue eso?
Peki... Bu insanlardan herhangi birini bu süreçte yitirdik mi?
Bueno, ¿ alguna vez hemos perdido a alguno?
Ya bu peki.
Y aquí.
Peki hepsi ne için? Bunları bu kadar düşünmemelisin.
Bueno, no puedes pensar mucho en eso.
Bu kimin suçu peki?
¿ Y de quién es la culpa?
Peki, bu hikâye neden iyiydi?
Ahora, ¿ por qué esto fue bueno?
Peki, Bobby adaylığını koymazsa, bu Sirhan Sirhan'ın 1968'de Ambassador Hotel'de onu vurmayacağı anlamına geliyor.
Así que, si Bobby no se postula, significa que Sirhan Sirhan no estaría en el hotel Ambassador en 1968.
Peki bize bu deneyden ne zaman bahsedecektin?
¿ Exactamente cuándo ibas a hablarnos de este experimento?
Peki Howard bu "idari kararları" verirken senin dizlerinin üzerine yatmış götünü mü parmaklatıyordu?
Pero dime, cuando Howard tomaba su "decisión administrativa", ¿ estaba sentado en tus rodillas con tu brazo en su culo?
Bu içki yatırımının geri dönüşü nasıl olacak peki?
Entonces, ¿ qué tipo de rentabilidad de la inversión esperas conseguir por estas copas?
- Bu ihtimali düşündünüz mü peki?
¿ Habéis pensado cualquiera de vosotros en esa contingencia?
O zaman açıklayın lütfen o nasıl sanat oluyor da, bu çöp oluyor. Peki. İçeriğinden dolayı.
Bien, se trata del contexto.
Peki, zaten geç kaldığım maaşlı işimden sonra bu işi yaparım.
¡ Bien! Iré al terminar mi trabajo pagado, al cual ya llegaré tarde, ¡ rayos!
Peki ya bu?
¿ Y qué me dices de esto?
peki bu kim 24
peki bu ne 35
peki buna ne dersin 19
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
peki bu ne 35
peki buna ne dersin 19
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148