Santa fe перевод на испанский
514 параллельный перевод
Santa Fe taraflarında, Zeke.
Estaba en Santa Fe.
Santa Fe'de beni bekleyen önemli işlerim var.
Mi trabajo me lleva hasta Santa Fe.
Fakat Santa Fe'de iş için beni bekleyen iki adam var gitmezsem beni gebertirler.
Pero tengo que matar a un par de zorrillos... camino de Santa Fe.
Büyükbabanın bankada kaç parası var biliyor musun?
¿ Sabes cuánto dinero tiene el abuelo en el banco de Santa Fe?
Bankaya gömdüğün şu tahviller...
Esos bonos que tiene en Santa Fe...
- Bu plana Aziz Faith diyeceğiz.
- Se llamará Santa Fe.
- Aziz Faith.
- Santa Fe.
Bundan böyle, Aziz Faith'in Evi olarak bilinecek.
Desde ahora, se la conocerá como la casa de la Santa Fe.
Öyle olsun bakalım... Santa Fe'ye geri dönüyorum.
Bueno, vuelvo a Santa Fe.
Santa Fe Savcısıyım.
- Me alegro de conocerle.
Annemin Santa Fe'den aldığı müzik kutusu.
Eso es una caja de música que mamá recibió de Santa Fe.
Santa Fe için bir sonraki aşama ne zaman yapılacak?
¿ Cuándo sale la diligencia a Santa Fe?
Daha önce hiç "The Lone Rider of Santa Fe" yi duymuş muydunuz?
¿ Ha leído "El jinete solitario de Santa Fe"?
- Daha önce "The Lone Rider of Santa Fe" adlı kitabımı okumuş muydunuz?
¿ Ha leído "El jinete solitario de Santa Fe"?
Burası Santa Fe değil, ben şerif ve sen de bir kovboy değilsin.
Esto no es Santa Fe, ni yo un sheriff, ni usted un vaquero.
"The Lone Rider of Santa Fe" efendim.
"El jinete solitario de Santa Fe", señor.
Santa Fe, San Bernardino bölgesine gitmekte olan tren için bu son çağrıdır.
Último aviso para el tren de Santa Fe. Plataforma 42, sale a las 10 : 10.
Buradan Santa Fe'ye altın ya da gümüş tırtıklamak için gelmiş dolar yağmacısı bir üçkağıtçı olduğunu.
Un esquirol avaricioso que se arrastraría desde aquí hasta Santa Fe por tres dólares en oro en plata.
Santa Fe'ye üç saatlik yürüyüş yolunuz var. Haydi yürümeye başlayın.
A Santa Fe hay tres horas de camino.
Cayenne Santa Fe'den uzak değil.
Cayenne no está mucho más lejos que Santa Fe.
Şuradaki kulenin Santa Fe'deki katedrale benzediğini söylemiştin.
Dijiste que esa cumbre parecía una catedral de Santa Fe.
Burası yarından itibaren, Santa Fe'yi arayıp valiyi yatağından kaldırmak zorunda kalsam bile insan kaynıyor olacak.
Mañana este sitio estará hirviendo... Si he de llamar a Santa Fé y sacar al gobernador de la cama...
Pekala, biz de bu konuyu Santa Fe valisine kadar götürürüz.
Es mi jefe. Pues iremos hasta Santa Fe, al gobernador.
Mormon'larla Kuzey'e gimiş olabilir ya da kestirmeden Santa Fe'ye.
En esta zona hay cientos de huellas. Puede haber ido al norte por el camino de los mormones.
Bence Kuzey'e gitmiştir. Öyleyse oradan başlayalım.
O haber cogido un atajo a Santa Fe.
- Santa Fe ve San Francisco'yu deneyebilirsin. - Tabii.
- Puede tratar con Santa Fe y San Francisco - ¿ Seguro cómo no podría.!
Ama Apaçiler yüzünden Santa Fe arabası buraya uğramaz oldu.
Pero la diligencia a Santa Fe dejó de funcionar por los apaches.
Santa Fe'de yüzdüm, Ordu'da yüzdüm. Her yerde yüzdüm.
He trabajado en Santa Fe, en el ejército, con Hickok...
Pete'nin Santa Fe'de yeri vardı, unuttun mu?
Pete tenía aquel negocio en Santa Fe, ¿ te acuerdas?
Yanlış yapmadan önce onu Sante Fe'den teknisyen olarak tanırım.
Lo conocí de agente en Santa Fe antes de su traición.
Birisi Santa Fe'de olduğunu söyledi, Socorro civarında.
Alguien de Santa Fe dijo que andaba por Socorro.
Santa Fe'de senden bu tüfeği satın aldım
Le compré el rifle en Santa Fe.
- Kim olduğunu biliyor musun? - Kim?
El nombre salió en el periódico de Santa Fe.
Adı Santa Fe gazetesinde yazılı.
- ¿ Por qué? - Mató a unos hombres.
Kutsal sözcüğü nerde duyarsak duyalım yüreklerimiz nasıl da neşeyle doluyor. Atalarımızın inancına, kutsal inanca sizlere sadık kalacağız ölene dek...
Que los corazones se llenen de alegría al oír la gloriosa palabra fe, santa fe en nuestros padres, les seremos fieles hasta la muerte.
Rio Grande, Santa Fe, Albuquerque, El Paso ve içlerinde en gösterişlisi, Kaliforniya ismini bir 15. yy. romanındaki efsanevi bir inci ve altın adasından alan yer.
Río Grande, Santa Fe, Albuquerque, El Paso y el más brillante, California una mítica isla de perlas y oro de una novela del siglo XV.
Santa Fe yakınında bir çiftliğe.
A un rancho, cerca de Santa Fe.
Bu işi bir birlik ya da şerif yapabilir, ama bana göre yardım için Santa Fe'deki Birleşik Devletler şerifini çağırabiliriz.
No disponemos de una partida ni el sheriff puede encargarse de nada.
Birleşik Devletler şerifinin şu an bölgeden temizlemesi gereken bir sürü çapulcu ve asi var.
Podríamos llamar al alguacil de Santa Fe, pero su territorio está infestado de saqueadores y rebeldes.
Santa Fe'ye kadar ödeme yapmıştın.
Ha pagado hasta Santa Fe.
# Santa Fe'ye giderlerken, Jim demiş ki #
De camino a Santa Fe, Jim dijo :
# O gece, Johnny'nin barında koyu kahvemizi yudumlarken # # Santa Fe'deki yaşlı Jim'i yad ediyorduk # # Sonra bir patlama olmuş #
Esa tarde en el bar de Johnny tomando un café solo... y pensando en el viejo Jim en Santa Fe.
# Santa Fe'de işte o an #
En ese momento en Santa Fe.
Missouri üzerindeki şehir Santa Fe'nin sonunda, Oregon Trail'den atlayınca.
Ciudad del Missouri última parada de Santa Fe e inicio del camino de Oregón.
Denver'daki savaş malzemeleri deposundan kalkan bir levazιm treninin... 2. Kaliforniya Birliği'ne giderken... Santa Fe'de durakladιğιnι haber aldιm.
Ha llegado a mis oídos que un tren de carga del Almacén de Pertrechos... de Denver, rumbo a la 2ª Columna de California, ahora acuartelada en Santa Fe, acampará mañana por la mañana en el cruce del río Sand,
Santa Fe'de inip Amarillo üzerinden geri dönerseniz, tam istediğiniz yere gidersiniz.
Si se baja en Santa Fe y regresa por Amarillo... llegará exactamente adonde quiere ir.
Santa Fe'ye doğru yola çıktılar.
Se fueron a Santa Fe.
Sibley'in birliğinde olduğunuzu varsayarsak, o zaman Santa Fe'den geliyordunuz.
Bueno, si estuviste con Sibley, eso significa que venías de Santa Fe.
- Hiç Santa Fe'de bulundun mu, Max?
- ¿ Has estado alguna vez en Santa Fe?
St Mary's temelleri inanç, umut ve yardımseverlik üzerine kurulmuştur.
Santa María está cimentada por la fe, la esperanza y la caridad. La caridad es la mayor virtud.
Tanıştığımızı sanmıyorum, bayım.
Soy el fiscal de Santa Fe.