Saygısızlık etmek istemem перевод на испанский
946 параллельный перевод
Saygısızlık etmek istemem ama neler yaşadığımı bilmiyorsun.
Con todo respeto, usted tiene ni idea de lo que estoy pasando.
Anne, bu bir hata olmuş olsa da onunla evlendim. Saygısızlık etmek istemem ama bir daha onun adını özellikle onun önündeyken duymak istemiyorum.
Querida mamá... aunque eso... fué un error... yo... me casé... y no quiero... con todo el respeto que se merece, oírle hablar así... y menos delante de él
Michiko'ya saygısızlık etmek istemem, ama ihtiyar adam gerçekten inatçı biri.
No falta al respeto a Michiko, pero el anciano es realmente obstinado.
Ben bir ölünün arkasından saygısızlık etmek istemem ama... Nanny çok içten pazarlıklı bir kızdı.
No quiero faltarles al respeto a los muertos... pero Nanny tenía una meta en la vida.
Saygısızlık etmek istemem ama düşümü gerçekleştirmek uğruna hayatımı vermeye razıyım.
Perdonad mi osadía, pero nada me hará cambiar de idea. Iré a pedirle mi libertad al señor gobernador.
- Saygısızlık etmek istemem ama TV departmanımız...
- Con todo respeto al Dpto. De TV.
Fransa bayrağına saygısızlık etmek istemem.
No quise faltarle el respeto a la bandera de Francia, señor.
Size saygısızlık etmek istemem. Buradan hemen uzaklaşmayı düşünüyorum.
Con el debido respeto, me voy a largar de aquí.
George'a saygısızlık etmek istemem, ama geleneksel bir balo bu.
No es que yo sea insensible con Jorge. Pero siempre lo tenemos.
- Efendim, saygısızlık etmek istemem ama...
- Señor, con el mayor respeto,...
Mösyö, saygısızlık etmek istemem, ama zaman insanları geliştirir mi?
Espero que no se ofenda. ¿ Mejora la gente con la edad?
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama albay saçmaladı efendim.
Con todos los respetos, señor, mandaría al coronel al cuerno.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem ama mürettebata söyleyemezsiniz.
Merecen saber. Capitán, sin ánimo de ofender pero usted debe comprender que no puede anunciarles toda la verdad.
Saygısızlık etmek istemem ama insan tabii merak ediyor.
Espero que no crea que fisgoneo pero, naturalmente, una es curiosa.
Saygısızlık etmek istemem ama, kiliseye gitmek için bula bula bu zamanı mı...
No qu ¡ ero ser ¡ rrespetuoso, pero no es momento de ¡ r a Ia ¡ gIes ¡ a.
Saygısızlık etmek istemem ama Washington'da kalmanız daha iyi olur.
Con todo respeto Señor, creo que sería mejor que se quedara aquí en Washington.
Saygısızlık etmek istemem ama rahmetli artık yumuşamaya başlamıştı.
Con el todo debido respeto, el Don, que en paz descanse, chocheaba.
Saygısızlık etmek istemem ama, efendim... destek almak bu kurumun tek şansı.
Con todo el respeto, señor... apoyarnos es la única esperanza que tiene el Departamento de Policía.
Ne düşündüğünü varsayacak kadar saygısızlık etmek istemem sana, ama doğru olanı yapacağından eminim.
Te diré que no pienso tener la descortesía de asumir lo que estás pensando. Pero sé que harás lo correcto.
Saygısızlık etmek istemem, matmazel ama tüm magazin haberlerinde varsınız.
No es falta de respeto, mademoiselle... pero usted sale en todos los periódicos.
Komutan, saygısızlık etmek istemem ama Mavi Filo, tankerler patladığında yakınında bile değildi!
Comandante, con el debido respeto, el escuadrón Azul no estaba allí cuando estallaron esos tanques.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama Bayan Braun'un alanımızda kesinlikle hiçbir tecrübesi yok.
Con todos mis respetos, Sr. Oswald La Sra. Braun no tiene ninguna experiencia en nuestro campo
Everett, saygısızlık etmek istemem ama... bu sağlıklı bir yaklaşım değil bence.
Everett, con todo respeto... No creo que esa sea una actitud saludable.
Saygısızlık etmek istemem, ama dediklerinizden bir şey anlamadım.
No quiero ser maleducada, pero no entiendo lo que me está contando.
Eğer o binadaki herhangi bir objeye bir zarar gelirse... saygısızlık etmek istemem ama, bunun çok ciddi sonuçları olur.
Y si alguien hace algo a los objetos de ese edificio con el debido respeto, sufrirá graves consecuencias.
Saygısızlık etmek istemem ama onun iyi bir rahip olduğunu düşünüyorum.
Sin ánimo de ser irrespetuoso, creo que es un buen sacerdote.
Saygısızlık etmek istemem ama bunun için oturup düşünmesini... bekleyecek kadar zamanımız olduğunu sanmıyorum.
Hable Ud. con él. ¿ Yo?
Her şeyi bilmiyorsun sen, Goodspeed. Saygısızlık etmek istemem, efendim, ama bilmek hakkım.
Esto es un asunto de estado yno tengo que decirle nada.
Özür dilerim, General, saygısızlık etmek istemem ama, neler oluyor?
General, con el debido respeto ¿ qué pasó, carajo?
Saygısızlık etmek istemem...
No es mi intención faltarle el respeto.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama Ben işimi Bildiğim gibi yaparım
Con todo el respeto debido, Señor hago lo que hago de la manera que lo hago yo.
Üstlerinize saygısızlık etmek istemem ama onu en az sizin kadar ben de istiyorum.
Odio imponerte mi rango, pero deseo destruir Industrias Grove tanto como tú.
Saygısızlık etmek istemem ama Binbaşı, duyduklarıma göre onları elde tutmak kolay değil.
Pero con todo respeto, Mayor, por lo que escuché no será fácil mantenerlos ahí dentro.
Saygısızlık etmek istemem ama efendim, Albay Smith'in sıra dışı stratejilerinin mahkemeye karşı çok etkili olacağını düşünmüyorum.
Con todo respeto, señor, no creo que las estrategias poco ortodoxas del Coronel Smith sean muy efectivas en una corte marcial.
Ama Ekselanasları saygısızlık etmek istemem ama insanlar anlayacaklardır.
Pero, con todo respeto, Su Excelencia ellos sabrán comprender.
Saygısızlık etmek istemem ama bana ne zaman soru sorsanız, cevabınız da hazır oluyor sanki.
Bueno, con todo respeto parece que cuando me hace una pregunta, ya tiene la respuesta.
Saygısızlık etmek istemem, efendim... Bizi tutuklayacaksan, bir avukat tutma hakkımız var sanırım?
Con todo respeto, señor... si nos está arrestando, tenemos derecho a un abogado.
Saygısızlık etmek istemem ama, kimliğinizi gösterebilir misiniz?
No quiero ser descortés pero ¿ podría identificarse? - I Por supuesto!
Saygısızlık etmek istemem, ama bunun için biraz geç kaldık.
Con todo el respeto, Sra. Timkin, es un poco tarde para eso.
Baştan çıkarmak gibi sıradan bir şeyle... senin zekana saygısızlık etmek istemem.
Nunca ofendería a tu inteligencia... con algo tan trivial como la seducción.
Size saygısızlık etmek istemem Yüzbaşı, ama artık bu işi yapacak başkaları var.
Con mi respeto, teniente, ese trabajo pueden hacerlo otros.
- Saygısızlık etmek istemem, ama, zamanımızı buna ayıracak lükse sahip değiliz.
- Sin ánimo de ofenderlos pero no nos interesa perder el tiempo.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem, ama bu sizi ilgilendirmez.
Capitán, con todos mis respetos, eso no le concierne.
Saygısızlık etmek istemem, ama belirtmek isterim ki, hiç kimse Karnas'ın taleplerini duymuş değil.
Con todos mis respetos, le diré que nadie ha observado las exigencias de Karnas.
Saygısızlık etmek istemem ama hurafelere inanmam Bence onlar küçük beyinlerin sığındığı bir şeydir.
con el debido respeto realmente yo no creo en supersticiones es refugio para mentes débiles yo voy!
Saygısızlık etmek istemem ama, Baba, onu çok seviyorum.
Con todo respeto, Padrino, la quiero tanto que es doloroso.
- Saygısızlık etmek istemem ama burada salaklıkla suçlanan ben miyim, anlayamadım.
- Entonces, con todos los respetos, no creo que se pueda decir que yo sea la tonta.
- Saygısızlık etmek istemem ama Atılgan bir fecaat.
Con todo respeto... Es un desastre.
Saygısızlık etmek istemem, efendim, takımımı oraya tekrar geri gönderin.
Déjeme regresar con mi equipo, allá.
Saygısızlık etmek istemem ama... Şey... köklü bir ailen yoktu diyelim nazikçe.
Sin ánimo de ofender... te trajo al mundo una pareja de paletos.
Saygısızlık etmek istemem ama olan bu.
No quiero parecer poco respetuoso, pero es verdad.
saygısızlık etmek istemem ama 16
istemem 270
saygılarımla 186
saygı 58
saygılar 76
saygısız 19
saygıdeğer 16
saygı mı 17
saygıdeğer efendim 18
istemem 270
saygılarımla 186
saygı 58
saygılar 76
saygısız 19
saygıdeğer 16
saygı mı 17
saygıdeğer efendim 18