Suçsuz перевод на испанский
1,573 параллельный перевод
Şöyle bir şeydi,'Ne mutludur suçsuz bakirenin dostları.'
La cita dice : " ¿ Cuán feliz es la suerte de la inocente vestal?
Davalı Chris Vaughn'u suçsuz bulduk.
Encontramos al acusado, Chris Vaughn, inocente.
Suçsuz olduğunu...
- ¿ Usted se sintió justificado?
Onlara suçsuz olduğumu anlatacaksın!
¡ Les dirás que no hice nada!
Kaldım çünkü böylece suçsuz olduğum anlaşılacaktı.
Me quedé para aclarar todo.
Fakat Ye ve diğerleri suçsuz.
Los Yip son inocentes.
Müvekkilinin gerçekten suçsuz olduğuna inansaydı mahkemeye kanıt sunardı.
Si realmente cree que su cliente es inocente.. .. debe dar pruebas a la corte.
Benim yapacağım herhangi bir aptallık yüzünden.. .. o Hindistanlı mahkumun özgürlüğünün yeniden elinden alınmasını istemiyorum. Çünkü gerçek şu ki..... O tamamen suçsuz.
Porque humildemente de mi parte... no quiero que la libertad del preso indio se revoque.
Lütfen benim suçsuz olduğumu doğrulayın..
Por favor, testifiquen que soy inocente.
Başına gelenlerin hükümetin hatası olduğunu düşündüğünü biliyorum, belki de öyleydi ama ölecek olan insanlar suçsuz.
Sé que crees que lo que ocurrió es culpa del gobierno y tal vez sea así. Pero la gente que morirá es inocente.
Suçsuz değilim.
No soy inocente.
Ben suçsuz bir adamım Michael.
Soy inocente, Michael.
Fortune 500 listesindeki bir şirketin CEO'su. Bu görevini çok net bir şekilde tek kabul edilebilir karar "suçsuz" olduğunda yapabilir.
Nuestro cliente es la espada, presidente de una de las mayores compañías que ha dicho que el único veredicto aceptable es no culpable
Yani suçsuz olduğunda ısrarlı mısın?
¿ Entonces mantiene su inocencia?
Suçsuz oldukları hâlde bu insanları suçlamanıza göz yumamam.
No voy a dejar que esta gente tome la culpa cuando ellos no lo hicieron.
Olanlardan gerçekten üzgün, onun suçsuz olduğunu düşünüyorum.
Él está muy alterado por esto, pero creo que está limpio.
Lex'in suçsuz bulunduğuna sevindim. Ama bulasmadan önce keske bize gelseydin.
Me alegra que lo hallaran inocente pero debiste contarnos antes de involucrarte.
Bayan Sullivan hayatta olsa ve aleyhime tanıklık etse bile jürinin beni suçsuz bulacağını ikimiz de biliyoruz.
Incluso si la Srta. Sullivan viviera y testificara en mi contra ambos sabemos que el jurado me declararía inocente.
Sanığı suçlu mu, suçsuz mu buldunuz?
¿ Encuentran al acusado culpable o no culpable?
Sanığı suçlu mu, suçsuz mu buldunuz?
¿ Consideran al acusado culpable o no culpable?
Kasıtsız olarak Mehmet Salam'ın öldürülmesine yol açma suçundan,... sanığı suçlu mu, suçsuz mu buldunuz?
Por el cargo de homicidio involuntario sin premeditación de Mehmet Salem, ¿ consideran al acusado culpable o no culpable?
Kasıtsız olarak Hasan Doyan'ın öldürülmesine yol açma suçundan,... sanığı suçlu mu, suçsuz mu buldunuz?
Por el cargo de homicidio involuntario sin premeditación de Hasan Doyan, ¿ consideran al acusado culpable o no culpable?
Emre Celenk'in öldürülmesi için komplo kurmak suçundan,... sanığı suçlu mu, suçsuz mu buldunuz?
Y por el cargo de conspiración para asesinar a Emre Celenk, ¿ consideran al acusado culpable o no culpable?
- Tom Quinn'in suçsuz olduğunu kanıtlayacağız.
- Demostraremos que Tom Quinn es inocente.
Senin suçsuz olduğunu kanıtlamamız gerekiyor.
Tenemos que conseguir probar que eres inocente.
- Watkins suçsuz bulunmuş.
- A Watkins lo soltaron.
Bu akşam kurban edilen tek şey suçsuz bir barmenin kalbi.
Lo único que será sacrificado esta noche es el corazón de un incauto barman.
Bu durumda ben de herhangi bir adamın suçsuz ve günahsız olduğum hallerde bile beni zalimlikle suçlamasından yakınabilirim. Olmaz!
Por lo tanto, no puedo reclamar que ningún hombre me crea dada la crueldad de la que estoy libre de culpa y soy inocente.
- Suçsuz, fakat neyse, ben sadece daha fazla tecrübeli birini bekliyordum.
- No se ofenda, pero... Esperaba a alguien más... experimentado...
- Onun suçsuz olduğunu biliyordum.
- Sabía que era inocente.
"Yokedilmesi gereken O. Suçsuz Prenses değil!"
¡'Él es quién debe perecer! ¡ No la princesa inocente! '
"Suçsuz Prenses değil!"
¡'No la princesa inocente! '
Jüri olarak, davalıyı akıl hastalığı nedeniyle suçsuz bulduk.
Nosotros, el jurado encontramos al acusado inocente, debido a razones de locura.
- T.J. suçsuz.
- T. J. es inocente.
"T.J. suçsuz."
"T. J. es inocente."
Yoksa suçsuz olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ O pensaba que nada de esto pasó por su culpa?
Bu durum karşısında polisin yapabileceği pek bir şey yoktu. Müvekkilim cinayetten suçsuz olmakla birlikte meskene tecavüzden, ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermekten suçlu olduğunu kabul ediyor.
Mi cliente se declara "no culpable" de asesinato... pero "culpable" de allanamiento... y de homicidio involuntario.
Ancak sanık cinayetten suçsuz bulunmuştur. Ancak sanık, ikinci derece cinayetten suçlu bulunmuştur.
El tribunal no lo encuentra culpable de asesinato,... pero lo declara culpable de... homicidio involuntario.
Bir sonra ki dersimiz için, hepinizin sizin yanlışınızın suçsuz birini etkilediği, bir durumu hatırlamanızı istiyorum.
Ahora quiero que todos recordéis alguna situación de vuestra propia vida... en que hayáis transmitido vuestro pensamiento enfermizo a otra persona.
Soruşturma kurulu beni suçsuz buldu.
Una comisión investigadora me absolvió.
Suçsuz bulundu. ... ve avukatlarına onu savundukları. ... için 23 milyon dolar ödedi.
Declarándose inocente le pagó a sus abogados una cifra de 23 millones por defenderlo.
Müvekkilim suçsuz olduğunu savunuyor.
Mi cliente se declara no culpable.
Garip değil mi... suçsuz insanları öldürüyoruz.
Qué gracia, ¿ no? Matamos nosotros a civiles y es un daño colateral.
O da bu kurbanlardan biriydi... suçsuz bir kurban, alıştırma yapan... ondan beklenen herşeyi gerçekleştiren... ve yanlış biryerde yanlış bir zamanda... market orada dururken yolun karşısındaki birine merhaba demek için.
Ella fue una de esas víctimas... de esas víctimas que van a práctica, que hacen todo Io que se supone que hagan... y que estaba en el lugar y momento equivocados por saludar a alguien, cuando la tienda está allí.
Size suçsuz olduğumu söyleyeceklerdir.
Ellos le dirán que no he hecho nada
Suçsuz!
¡ Inocente!
İkisi doğru yolu buldu, biri de tamamen suçsuz.
Dos se han reformado, y el tercero totalmente inocente
KANG'ın suçsuz olduğunu insanların öğreneceğinden korktuğunuz için, kalan tek kızını da öldürdünüz!
Pero, no sabia que So-yeon, era el tripulante desaparecido. No tenía conocimiento de lo que estaba sucediendo.
Babam tarafından suçsuz yere öldürülen insanların karşılığını ödemenin tek yolu, tek başıma gerçeği ortaya çıkarmaktır.
La muerte de la familia KANG fue solo una pequeña parte. Sin embargo, hay gente que... pensando en sus propios pecados, no quiere que esa pequeña parte se sepa.
Demek istiyorum ki... bu Resimlerde çok sevimli ve suçsuz görünüyorsun
Quiero decir.. En estas fotos.. Se te ve tan dulce e inocente.
Alçakgönüllü bir fabrikatörün, hem koca bir servet, hem de halkın saygısını kazanmasını kabullenemediniz mi? Suçsuz bulunabileceklerine rağmen, bütün ailesini nasıl öldürttünüz?
¿ No manejabas la fábrica de papel junto a KANG?