Tıpkı sizin gibi перевод на испанский
400 параллельный перевод
Zihinleri onlara oyunlar oynar, suçlu olduklarına kendilerini ikna ederler. Sonra tıpkı sizin gibi buraya gelirler.
Por algún motivo extraño, se convencen de que son culpables, y Iuego vienen aquí como usted
Linda Mills de yastıksız uyuyor, tıpkı sizin gibi.
Linda Mills, que duerme sin almohada, como usted.
- Rad ve Steve bunlar da New Yorklu, tıpkı sizin gibi.
- Hola, Bobby. Rad y Steve son neoyorquinos, - igual que tú.
Tıpkı sizin gibi geri dönebilirim.
A lo mejor me tengo que volver atrás.
Tıpkı sizin gibi onlar da şafak sökerken tutuklanacaklar.
Nunca lo harán. Todos han sido detenidos al amanecer igual que ustedes.
Biz Fransız'ız, tıpkı sizin gibi.
Somos franceses, como ustedes.
Ve O da tıpkı sizin gibi kendisinin kim olduğunu... iyi biliyor, tıpkı aklı başında biri gibi.
y si es la misma persona quien se cree ser... entonces está igual de cuerdo.
Bu kaba, modern, ticari tiyatro ortamında... Sarah Bernhardt ve Eleanora Duse'un da sonu müzikal komedi olabilirdi. Tıpkı sizin gibi.
Sarah Bernhardt, Eleanora Duse... en el mundo del teatro comercial pudieron terminar en la comedia musical... como usted. ¿ No se da cuenta?
Tıpkı sizin gibi.
Y también ustedes.
Tıpkı sizin gibi. Eğer hastalanırsanız.
Este muchacho le hará ponerse de pie cuando esté enfermo.
Herhangi biriniz, iki buçuk hafta boyunca, tek başına kendinizinkinden başka bir insan sesi duymayacağınız bir buçuk metrekarelik bir kutuya kapatıIsanız hayal gücünüzün de tıpkı sizin gibi kontrolden çıkma olasıIığı oldukça yüksek olurdu. Tıpkı onunki gibi.
Si cualquiera de uds. fuera encerrado en una caja de 5 pies cuadrados... durante 2 semanas y media,... solo, sin escuchar voz humana mas que la suya,... muy probablemente su imaginación huiría con ustedes también,... como obviamente le sucedió a él.
Dünyada en son yapmayı isteyeceğim şey genç ve güzel bir kadını korkutmaktır. Tıpkı sizin gibi.
Lo último en el mundo que el viejo Simon querría hacer es asustar a una bella joven... como usted.
Tıpkı sizin gibi.
Usted es más difícil.
Önce bir haydut, sonra da büyük bir haydut olduğumda, beni tıpkı sizin gibi bir kahraman, bir idealist diye çağırabilirler, tıpkı senin gibi.
Primero un bandido, y más tarde cuando me convierto en un gran bandido, me llaman héroe. Un idealista, como usted. - Se le pagará.
- Doğru. İnandığınız şeyi yapın. Tıpkı sizin gibi.
- Hacemos lo que creemos en la vida, como usted.
Yani kocanız ayaktaymış, tıpkı sizin gibi.
Eso significa que su esposo estaba de pie y... ¿ Ve como está usted?
Ben de bu çetrefil durumu aklımdan çıkaramıyorum, tıpkı sizin gibi.
Yo tampoco puedo sacarme este desastre de la cabeza, igual que usted.
" Tıpkı sizin gibi, ben de eşsiz biriyim.
"Como usted, soy único."
O adamlar da koğuşun üyesi, tıpkı sizin gibi.
Esos hombres son parte del pabellón, tanto como usted.
Onlar tıpkı sizin gibi.
Lo mismo para ustedes.
Şimdi tıpkı sizin gibi oldum, efendim.
Maestro, ahora yo tengo el mismo aspecto que tú.
- Gelip bizi rahatsız eden herifler yüzünden, tıpkı sizin gibi!
- Sí. De los hincha-pelotas como usted.
Tıpkı sizin gibi onları da bir üst dereceye gönderdik.
Como ustedes. Se graduaron con honores.
Arkadaşım, tıpkı sizin gibi kendini taburcu etti. Londra'ya gitti, Brixton'da oda tuttu ve bir daha geriye bakmadı.
Mi amigo se dio de alta él mismo, como usted, fue a Londres, encontró pensión en Brixton y nunca miró hacia atrás.
Tıpkı sizin gibi, o da yalan söyler.
Dice mentiras, también. Como usted.
Onlar da tıpkı sizin gibi hayatta kalanlar.
Son sobrevivientes como tú.
Harcanabilir birisiydi, tıpkı sizin gibi.
Era igual de prescindible que ustedes.
Belki de bu bir talihtir, ki sizin küçük sırrınız sadece bir adamın ellerinde... tıpkı benim gibi.
Ha sido bueno que su secretillo haya caído en mis manos.
Tıpkı sizin ülkenizde de söylendiği gibi, "Para konuşur."
Bueno, como dicen en tu país "El dinero manda"
Bu paraya, savaşın dışında kalan bir ülke el koyuyor. Tıpkı sizin ülkeniz gibi.
Este dinero es requisado por un gobierno que, como eI suyo, está en paz con eI mundo.
Pek çok gözcü tarafından ileriye ve geriye gönderilir ; tıpkı sizin Afrikalı kabilelerin tamtamları, dağlarınızın yankıları, ağaçlarınızın arasından geçen rüzgarın fısıldaması gibi.
Son muchos los centinelas que las transmiten como los tam-tams de vuestras tribus de África... los ecos de vuestras montañas... el viento susurrando entre vuestros árboles.
Kızım da tıpkı benim gibi sizin sınıfınızda olacak.
Mi hija también va a dar clase con usted.
Tıpkı sizin gibi.
Como usted.
Bu bölgesindeki köylüler... - çok şanslı insanlar, tıpkı Şusui Sensei ve sizin gibi, efendim.
Los campesinos a este lado del bosque cuentan con la suerte de conocer a gente como Shusui-sensei y usted, señor.
Bir nedenden ötürü, sizi yok etmesi gerektiğini hissediyor, tıpkı sizin de onu yok etmek istediğiniz gibi.
Por algún motivo, cree que debe destruirle, como usted cree que debe destruirle a él.
6000 asır önce, bu galaksiyi kolonileştiriyorduk, tıpkı sizin yıldız gemilerinizin şimdi bu boşluğu keşfe başlaması gibi.
Hace seis mil siglos nuestras naves colonizaron esta galaxia tal como su Nave Estelar ha empezado a explorar esta inmensidad.
Kıstırıldık, Kaptan. Tıpkı şu an sizin kıstırıldığınız gibi.
Estamos atrapados, capitán, como tú lo estás ahora.
Sizin de tıpkı şu kaktüs gibi dikenleriniz var.
Se está volviendo tan punzante como su maldito cactus.
Sizinle sorunum yok, tıpkı sizin de benimle olmadığı gibi.
Yo no tengo nada en contra suya, y usted tampoco en contra mía.
Tıpkı Willy Wonka'nın şekerci olmak için doğduğu gibi ve sizin de birer Wonkacı olmak için doğduğunuz gibi.
Así como Willy Wonka nació para ser caramelero y tú naciste para ser un Wonkareador.
Sizi tıpkı sizin beni... gördüğünüz gibi görüyorum.
Me veo exactamente tal... como vosotros me estáis viendo.
Bazan ben de tıpkı sizin cin içtiğiniz gibi ot çektim.
Yo fumo hierba a veces, así como usted toma ginebra.
Sonra kendi durumumu düşündüm, sosyal durumumu... tıpkı sizin yaptığınız gibi, ve oynadım!
Despues pienso en mi posicion, mi estatus social... ¡ Me gusta creer que soy usted!
Ona bakmadıysa, Komiser? Tıpkı sizin yaptığınız gibi mi?
Salvo que lo haya visto como lo hizo usted, teniente.
Onu özleyeceğim, tıpkı sizin de özleyeceğinizi bildiğim gibi.
Lo extrañaré, como sé que también ustedes.
Tıpkı sizin benim gibi.
Como tú y yo.
Hiç sapmadan sizin alanınızdan maksimum derecede faydalanmak isterler... tıpkı, tahminimce Margaret'i en iyi şekilde tanımladığı gibi.
Apuntan sin vacilar a aquello que más te duele. Lo cual es una buena manera de describir a Margaret.
Efendim, tıpkı sizin de her zaman söylediğiniz gibi...
Ahora suponte, como tanto te gusta decir...
Ama mesele benim de onu sevmem. Tıpkı sizin sevdiğiniz gibi.
Pero lo que ocurre... es que yo también la quiero, tanto como Uds.
Tıpkı bir oyun gibi olacak sizin için.
Todo será como un juego.
Bakın Albay, hayattaysa, korkmuş ve açtır. Tıpkı sizin ve benim gibi, bir ihtilaf çıkmamasını istiyordur.
Coronel, si está vivo, tendrá miedo y hambre, y estará deseando evitar un conflicto tanto como usted y yo.
sizin gibi 99
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
tıpkı 157
tıpkı senin gibi 132
tıpkı sana benziyor 22
tıpkı eskisi gibi 17