Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Y ] / Yasalar böyle

Yasalar böyle перевод на испанский

87 параллельный перевод
Yardım etmek isterdim, ama yasalar böyle.
Me gustaría ayudarlos, pero desafortunadamente así es la ley.
Yasalar böyle.
Es la ley.
Ziyaret günlerinde bile olmaz ama yasalar böyle.
Ni siquiera los días de visita, pero es la ley.
Yasalar böyle.
Lo dice la ley.
Federal yasalar böyle efendim.
Leyes federales, señor.
Yasalar böyle.
Son las normas.
Yasalar böyle!
Esa es la ley.
Yasalar böyle!
Esa es la ley.!
- Yasalar böyle. - Nerede yazıyor peki?
- Es la i.e. - ¿ Dónde está escrito?
Yasalar böyle.
Es la i.e..
Yasalar böyle söylüyor.
Esta es la ley.
Kusura bakmayın ama yasalar böyle.
Lo siento, son las normas.
Hiçbir suç burada cezasız kalmaz, yasalar böyle.
Ningún delito queda impune aquí. Es la ley.
- Yasalar böyle.
- Es la ley.
Bu, bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi adama rağmen yasalar böyle bir şey söylemiyor, bayanlar baylar.
Pero la ley no dice eso. A pesar de lo que estos siete afirman. La ley no impide salir con un colega.
Yasalar böyle gerektirdiği için burada.
Él está aquí porque el S.E.C. lo requiere.
Yasalar böyle diyor.
Esa es la ley.
Yasalar böyle.
Así es, es la Ley.
Ben eski tüfeğim, gizli görevlerde yer aldım... sivil çalıştım, yasalar böyle.
Soy el viejo Bill, Will, ¿ sabe? Estuve de ronda, encubierto, de traje, sabe, es la ley.
Evet ama yasalar böyle.
Sí, pero es la ley.
Yasalar böyle.
Esto es lo que dice la ley.
Yasalar böyle.
- Gracias.
- Yasalar böyle.
- Esa es la ley.
Yasalar böyle, tatlım.
Es por ley, cariño.
Ama acil bir durum varsa, polise bildirmeniz gerekir. Yasalar böyle.
Si hay una emergencia tienen que venir, es la ley.
Devlet-i Şahanemizin yasaları böyle.
Es la ley de nuestro gobierno.
İnsanoğlunun böyle evrensel bir yapı geliştirebileceğine..... bir gerçeklik modeli,..... tartışılmaz yasaların, mutlak doğrunun modelini oluşturabileceğine inanıyor musun?
¿ Realmente crees que la raza humana podría concebir un concepto universal, un modelo, por así llamarlo, de Ley Absoluta, de Verdad Absoluta?
- Yasalar, böyle bir operasyona izin vermiyor.
- No se nos permite.
Ve bütün yumuşaklığıma böyle yasaları çiğneyerek karşılık veriyorsunuz!
¡ Y así pagan mi indulgencia!
Siz insanların böyle şeyleri engelleyen yasaları yok mu?
¿ No existen leyes contra esto?
Ama Anayasa'yı değiştirirsek böyle çılgın yasalar çıkarabiliriz.
Pero si cambiamos la Constitución... Podríamos dictar cualquier ley.
Ne yazdığımı biliyorum, Mulder. Ayrıca fizik yasalarının zamanda yolculuğu teorik olarak kabul ettiğini de biliyorum, ancak insanların fiziksel dayanılıklılığı böyle bir yolculuğu imkansız kılıyor.
Se que las leyes físicas admiten la posibilidad teórica de viaje en el tiempo pero los límites de resistencia humana evitarían que ocurriera.
Yasalar böyle, avukatlar da buna saygı göstermek zorunda.
Es la ley.
Mahkûmlar içinse böyle yasalar yok.
No hay leyes así para los presos.
Angel, Kaliforniya yasaları böyle. Polislerin bizi durdurmasını mı istersin?
¿ Quieres que nos paren?
Michigan yasalarına göre hayvanlar suç işlemiş sayılamaz. Bu olamaz. Hayvanlarda böyle bir şey yok.
Hay una ley en Michigan que dice que las personas pueden cometer crímenes, pero los animales no.
- hayır değil. böyle birşey yaparak yasaları çiğnemiş olurum, başım belaya girer.
Si hago esta búsqueda, quedarán registros, me descubrirán y arriesgo una sanción.
Bundan böyle Farmington'da federal el koyma yasaları uygulanacak.
Comenzarán a regir leyes federales sobre confiscación de bienes.
Thumper, Felix'e yaptığının cezasını öyle ya da böyle bir şekilde çekecek bu işi ya yasalar halleder ya da ben.
Thumper va a pagar por lo que le hizo a Félix de dos maneras... o la ley se encarga, o lo haré yo.
Sen böyle yasaları çiğneyemezsin.
No puedes quebrantar la ley.
Florida yasaları tarihinde, hiç böyle yorumlanmamış.
Nunca ha sido interpretado de este modo en la historia del derecho de Florida.
Türlerin Kökeni'nin sonunda, böyle bir patika boyunca uzanan karışık bir arazinin, bereketli bitki, kuş, solucan ve böcek yaşamlarıyla beraber, çevremizde etkin olan görünmeyen yasalar tarafından nasıl oluşturulduğunu düşünüyordu.
Al final de "El Origen de las especies" Darwin pudo contemplar la orilla del río a lo largo de un camino como éste y la vida, las plantas, los pájaros y los insectos que se habían formado con las leyes invisibles que actúan a nuestro alrededor.
Böyle şeyler içinde yasalar olmalı.
Debe haber normas por cosas como esa.
New York yasaları böyle söylüyor. Yani... Her türlü, aşağılayıcıydı.
Escucha, ¿ por casualidad estás libre después de tu turno?
İsteklerinize saygı duyuyorum fakat eyalet yasaları böyle icap ediyor.
Respeto sus deseos. Pero verá, la ley ordena que...
New York yasaları böyle söylüyor. Yani...
Lo dice la ley de Nueva York, no yo.
Yasaları ve diğer hukuki şeyleri bilirim. Eğitimim iyi ve deneyimliyim. Böyle durumları bilirim.
Amigo, sé mucho sobre la ley, y mucho de abogacía estoy bien educado con conocimientos, sé que situaciones como éstas relacionadas con los bienes raíces, son muy complejas.
bundan böyle ABD Anayasası'nı ve yasalarını
Estado o soberanía extranjeros...
Bayan Boyle, böyle iğrenç suçlamalarla eylemde bulunmak siz de benim kadar yasaları biliyorsunuz.
Sra. Boyle, por muy atroz que encuentro las acciones del acusado, conoce la ley tan bien como yo.
Bizim yasalarımıza göre, böyle bir suçun geri dönüşü yoktur peki tüm bunlardan nasıl kurtulmuş?
De acuerdo a nuestras leyes, un viaje... rápido al infierno fue esculpido en piedra... así que, ¿ cómo pudo sobrevivir todo esto?
Tam olarak böyle bir şey kralın yasalarına uygun düşmeyebilir.
Estrictamente hablando, tal cosa no estaría en concordancia con las leyes del rey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]