Zamanlari перевод на испанский
23 параллельный перевод
Ve bu yüzden, oldukça hossohbet geçen bu zamanlari sevgiliye ispat edemedigimden dolayi, bunlari kötü bir adama ispatlamaya ve o günlerin bos keyiflerini mahvetmeye kararliyim.
Y puesto que yo no puedo ser el enamorado que seducirá estos tiempos bien hablados estoy determinado a ser el malo y el aguafiestas de estos días frívolos.
Zor zamanlari atlatmamizi saglayan savunma mekanizmasiysa, bu kötü mü?
Si un mecanismo de defensa nos permite superar malos tragos, ¿ qué tiene de malo?
Su samurlari on dakika kadar su altinda kalabilirler ihtiyaclari olan su kabuklularini bulmak icin bol bol zamanlari vardir.
De todas maneras, las nutrias de mar, pueden permanecer debajo del agua por más de 10 min, tiempo mas que suficiente para encontrar los mariscos que necesitan.
Saint Benedict'deki kalan zamanlari... bitmek bilmeyen muziplikle ve.. C've D çiglari arasinda geçti.
Entonces, su tiempo restante en Saint Benedict pasó... en medio de inagotables serie de travesuras, y una avalancha de notas C y D.
Mmm. Gençlik zamanlari.
Buenos tiempos, buenos tiempos.
İllinois'te, televizyondaki tum reklam zamanlari, mushil reklamlariyla doldurulmus.
Cada comercial al aire en la Tierra de Lincoln está obstruido con las compras de laxantes.
Penisim oldugu zamanlari hatirliyorum da...
Me acuerdo de cuando tenía pene.
Ne ihtiyacin olursa... Tur rehberi, yemek zamanlari, aglayacak bir omuz...
Lo que necesites, guía turístico, compañero, confidente.
Cy'dan önceki zamanlari hatirlamiyorum.
No recuerdo nada de antes de que conociera a Cy.
O tüfek bana o zamanlari hatirlatti.
Ese rifle, me hace volver a pensar en esa época.
Lily'nin oyle goguslere sahip oldugu zamanlari hatirliyor musun?
¿ Conocías a Lily cuando tenía senos?
GÜZEL ZAMANLARI YÂD ETMEK İÇİN EVE DÖNERİM DİYE DÜŞÜNÜYORDUM.
Pensé que iría a casa a recordar los bueno tiempos.
Tatil zamanlari dökme demir tavalarimiz kapis kapis gidiyor yalniz. Öyledir.
Aunque la demanda de cazuelas para horno aumenta en vacaciones.
O zamanlari kötülemek için söylemiyorum. Güzel anılar olarak hatırlanacaklar.
No por menospreciar esas experiencias, porque esos fueron momentos especiales.
Basarisiz oldugum zamanlari hatirlayan tek sen degilsin.
Sabes, tú eres el único que recuerda todas las veces que he fallado.
Bizim de aptalca ve tehlikeli seyler yaptigimiz zamanlari hatirliyor musun?
¿ Te acuerdas cuando éramos así?
Sana baktigim zamanlari hatirliyorum.
Recuerdo haberte mirado...
Her biri, Riley'nin hayatindaki asiri önemli zamanlari temsil ediyor.
Cada uno de ellos proviene de un momento importante de la vida de Riley.
Ben daha çok yagmur yagdigi zamanlari demistim.
Estaba pensando mas en días de lluvía.
Agabeyinizin beni Kizil Kale'den çikarip Kralin Sehri sokaklarina sürükledigi zamanlari hatirladim.
Pensé que a veces que su hermano lo quería fuera de la scortassi Fortaleza Roja, las calles de Desembarco del Rey.
Doktorlarin kurtaj yapabilecegi zamanlari gectim doguracagim, Fiona
De todas formas ya no puedo abortar, así que ahórratelo, Fiona.
O zamanlarï özleyeceksin.
Echarás de menos esa época. Y nosotros también.
Ciftlesme zamanlarï.
Es época de aparearlos.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zaman geldi 92
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanını boşa harcıyorsun 43