Zarardan перевод на испанский
168 параллельный перевод
Sevgim seni her türlü zarardan ve mutsuzluktan koruyacaktır!
"¡ Mi amor te protegerá del dolor y la desgracia!"
İkinizin de bildiği gibi... Vücut donma aşamasında zarardan arındırılırsa... insan sonsuza dek yaşayabilir.
Como ambos sabemos, un hombre puede vivir indefinidamente si su cuerpo ha sido inmunizado al proceso de congelación.
Ve eminim ondan sana zarardan başka bir şey gelmez.
Estoy seguro de que no puede traerte nada bueno.
Ve yakìndan izlendikleri için Amerikan halkìna zarardan çok yararlarì dokunacaktì.
Y porque, mirado con atención podían ayudar más que dañar a los ciudadanos estadounidenses.
Oğlunu korumak için güçlü bir iksir hazırladı. Öyle ki onu içeni 24 saat boyunca zarardan koruma amacını güden bir iksir.
Para protegerle había preparado un poderoso brebaje... que convertiría en invulnerable durante 24 horas a quien lo bebiera.
Zarardan çok yararı olur bunun bize.
Nos beneficiará más de lo que nos perjudicará.
Galip olan o namussuzlara saldırmak, adamlarımıza daha fazla zarardan başka birşey vermez.
Atacar a su victorioso ejército solo agravaría nuestros daños.
"... ülkeyi zarardan korumanız... " "... yabancı işgal güçlerine dur demeniz... "
"... ayudar a todos los ciudadanos, aprender y enderezar cualquier error... "
Şimdi... bir buçuk yıldır burada gördüğüm zarardan sonra, bana dönüp diyorsunuz ki'eğer hapse dönmem gerekirse'...
Ahora... después de un año y medio de ser dañado, me dices que si regresara a la prisión... - ¿ Al baño?
Verdiğin zarardan haberin var mı?
¿ Tienes idea del daño que has hecho?
Kaldı ki köy bile olsa, siz bana, benim size verdiğim zarardan daha fazlasını yaptınız.
Además, en el pueblo me hizo más daño que yo a usted, pero aquí...
"Zarardan ders alınır."
"De los errores se aprende."
Şimdi, dinle... Bak, üçkağıdın anahtarı bir dolandırıcı olarak gerektiği gibi davranarak mükafatını göreceğin ya da zarardan kaçınabileceğin şekilde hareket etmektir.
Escucha, la clave para manejar a cualquier convicto está en marcar una posición en la que él crea que tendrá una recompensa o que se puede evitar lastimarlo si hace exactamente lo que le pide el personaje asumido por el que lo tiene atrapado.
Bana zarardan falan bahsetme.
No me hables de daños.
Her zaman düşünmüşümdür : Birgün şu kadının evine girdiğimizde öğreneceklerimiz zarardan çok yarar olacaktır
Estuve pensando, apuesto que se podría descubrir mucho... si alguien entrara al apartamento de esa mujer.
Yeri geldiğinde, zarardan dönmesini bilmek gerek.
Hay que saber cuando retirarse.
Hiçbir şey günümü zarardan fazla mahvedemez.
Nada me arruina más el día que las pérdidas.
Ne kadar büyük bir zarardan bahsediyoruz?
¿ A qué daños nos enfrentamos?
Kariyerinize vereceği zarardan ziyade...
Aparte del daño que podrían hacerle a su carrera...
"Çocukların çekeceği acı, komünist casus anne-babalarının... "... verdiği zarardan dolayı yaşayacakları bir diyettir. "
" El sufrimiento de esos chavales es un pequeño precio por el daño hecho por sus padres espías comunistas.
Tüm bu zarardan... sadece sen ve ben sorumluyuz.
Tu y yo hemos sido responsables... de tanta destrucción.
Kimse ona zarardan konuşmasın.
Nadie le va hacer nada a George.
Kimse ona zarardan konuşmasın. George geri gelecek.
¡ Que nadie hable de hacer daño a George!
Kurallarımız, onları gerçek ya da hayali her tür zarardan sakınmak içindir, ve bu insan türünün sürekliliğinin de bir parçasıdır.
Nuestra tarea es protegerles de los daños, reales o imaginarios, garantizando la continuidad de nuestra especie.
Trenden cephaneleri alsak bile.... onlara bize verdikleri zarardan ne kadar fazlasını verebiliriz?
Y aun si recuperamos más provisiones del tren de ordenanza... ¿ Cuanto más daño podemos infligirles a ellos que ellos a nosotros?
- Onunla, her türlü zarardan korunursun.
Con él, estarás a salvo.
Halkımızı fiziksel zarardan koruyabiliyoruz.
Podemos proteger a nuestro pueblo del daño físico...
Odaya verilen zarardan bahsetmek bile istemiyorum.
Sin mencionar los daños a la habitación.
Genele bakılacak olursa zarardan çok faydası olmuştur.
En general, hace mucho más bien que mal.
- kesinlikle zarardan uzaktadır.
- y está a salvo.
Zarardan kâr, kârdan zarar nasıl olur göreceksin. Çalışacaksın!
¡ Cómo producir una ganancia de una pérdida... y viceversa!
Verdiğim onca zarardan sonra, yeni bir ev, ikinci bir şans.
Después del daño que hice, un nuevo hogar, una segunda oportunidad.
Şimdiye dek sebep olduğun zarardan daha fazlasına sebep olman için seni burada bırakamam.
¡ Y no le dejaré aquí... para que cause más daños!
Nihayet toplum için bir şeyler yapmaya başladın verdiğin onca zarardan sonra.
Por fin le estás dando algo a la comunidad después de tomar tanto.
Duygusal olarak gördüğünüz zarardan dolayı kendiniz avutuyorsunuz.
¿ Intenta distraerse de su daño emocional?
Hastama gelecek zarardan endişe ediyorum.
Estoy preocupada del dolor de mi paciente.
Kendini saklı tut kardeşim, Ve zarardan uzakta.
Matentente bien escondida hermanita... y libre de daño
- Beni herhangi bir zarardan. Biliyorum.
- Para que no me hagan daño.
Mr. Grisham bu oyunda katılmak isteyen herkesin gazinoyu herhangi bir zarardan uzak tutmak için bu belgeyi imzalaması gerek. kişisel güvenilirlik...
Grisham insiste en que quien desee participar en este experimento, debe firmar esta renuncia que absuelva al casino de responsabilidades daños y obligaciones personales, etc.
Bebeğe vereceği zarardan korkuyordu.
Estaba preocupada por lo Que podían hacerle al bebé.
Bu tesisin göreceği olası zarardan geminiz sorumlu tutulacaktır.
Cualquier daño a estas instalaciones serán cargadas a su nave.
İlk baştaki zarardan sonra... Plazma tepkimesi iki güverteyi parçalayacaktır.
Señor, después del daño de la primera vez el retroceso quizás dañe dos cubiertas.
Müvekkilim, bu adamlara zarar vermişse onların vereceği zarardan kurtulmak için yapmıştır.
Mi cliente dice que mató a esos hombres para evitar que la violaran o la mataran.
Zarardan dönmek için geç değil.
Aún estás a tiempo de escapar.
Telefon hatlarının, zürafaların vereceği zarardan korumak için sekiz metreye kaldırılması gerekmişti.
Los cables de teléfono tenían que elevarse 8 metros para no ser dañados por las jirafas.
Avucuma verdiği zarardan dolayı Hustler dergisini dava edeceğim
Demandaré a la revista Hustler por causarme tendonitis en la muñeca.
Zarardan dönüp onu ele verelim.
No corramos más riesgos y entreguémoslo.
Ve son zamanlarda, dürüst olmak gerekirse, görünen o ki ailenize olan en iyi niyetlerim zarardan başka bir şey getirmedi.
Con toda honestidad, parece que todas mis buenas intenciones para con tu familia sólo causan daños.
Bilinmeyen faktörler olmalı ama bizi bir şekilde zarardan korudu.
Deben haber habido factores desconocidos... pero, de alguna manera, al actuar así nos protegió.
İyi ki verdiğin zarardan söz etmedi. Sigortasının karşılayacağını sanmıyorum.
Me alegra que no hayas resaltado el daño que le hiciste al Domo de retadores, pues no creo que el seguro lo pueda cubrir.
Illyria ikinci Çernobil olursa nasıl bir zarardan söz edebiliriz?
Qué clase de daños podemos esperar si Illyria nos monta un Chernobyl?