Çok tuhaftı перевод на испанский
397 параллельный перевод
- Hali çok tuhaftı.
- Se comportó de una forma muy extraña.
Bir sonraki küçük adam çok şeytani ve çok tuhaftı.
El siguiente es un diablillo. Un tipo muy raro.
Fakat bu James kardeşler çok tuhaftır.
Pero esos hermanos James son unos tipos muy extraños. ¡ Muy extraños!
Çok tuhaftı.
Era raro.
Çok tuhaftı.
Fue muy raro.
Her şey çok tuhaftı ama daha da tuhaf olaylar yaşanacaktı.
Era todo muy raro, pero se avecinaban cosas más raras.
Çok tuhaftı. Daha birkaç saat evvel onları görmüştüm.
Les había visto hacía sólo unas horas.
O gün ordan, ondan uzaklaşırken hissettiklerimde çok tuhaftı. Eninde sonunda yine karşılayacağımı biliyordum.
Pero no es mas raro, que el hecho de que me fuera lejos de allí aquel día lejos de ella, sabiendo que inevitablemente, volveríamos a encontrarnos
Az kalsın unutuyordum. Çok tuhaftı gerçekten...
Casi me olvido de decirte con quien me encontré por casualidad.
Aradığında sesin çok tuhaftı.
Parecías raro cuando llamaste.
Tavırları çok tuhaftı.
Su comportamiento era completamente extraño.
Çok tuhaftı.
Ha sido extraño.
O an çok tuhaftır.
Y te sientes extraño.
O kaçığın tahtaya çizdikleri çok tuhaftı.
Fue elaborado en pizarra de la alocada.
Bahse girerim çok tuhaftır.
Apuesto a que sería raro.
Bu durumun tamamı çok tuhaftı.
Todo esto ha sido muy raro.
Tek gerçek arkadaşımın hâlâ bir Cylon olması çok tuhaftı.
Tan extraño como que, aún, mi única compañía era un Cylon.
Son zamanlarda davranışları çok tuhaftı.
Se ha estado comportando muy extraño ultimamente.
Çok tuhaftı.
Todo era muy raro.
- Çok tuhaftı!
- ¡ Extrañísima!
O veda partisini düşünüp durmam çok tuhaftı.
Es curioso como no dejo de pensar en la fiesta de despedida.
Anlattıkların çok tuhaftı.
Tu historia parecía tan rara.
- O neydi öyle? - Çok tuhaftı Sam.
Era tan extraño, Sam.
Çok tuhaftı.
Qué extraño.
Evet. Gerçeği söylemediğimi kabul ediyorum. Ama son 24 saatte her şey çok tuhaftı.
Sí, admito que no dije la verdad pero las últimas 24 horas han sido muy extrañas- -
Çok tuhaftı.
- Fue rarísimo.
Çok tuhaftı.
Ha sido tan extraño.
Çok tuhaftı.
Qué raro.
- Çok tuhaftı.
Eso fue muy extraño.
Buraya geldiklerinde çok acayip davranıyorlardı... çok tuhaftılar, müzayede memuru gibi konuşuyorlardı.
Cuando vinieron, estaban colocadísimos, todos puestos, hablaban como subastadores.
Meleagre çok tuhaftı.
Meleagre era muy extraño.
Çok tuhaftı. Başka biriymiş gibiydi.
No parecía ella.
Böyle korkunç bir şey konusunda mutlu olmak çok tuhaftı.
Era raro estar contenta por algo tan tétrico.
Sonrası çok tuhaftı, çünkü... sanki kurgusu boşalıyor gibiydi... eski bir saat gibi kurgusu boşalıyordu.
Entonces sucedió algo rarísimo. Fue como si se le acabara la cuerda. Poco a poco, como un reloj viejo.
Kendimi izlemek çok tuhaftı.
Se siente raro verme a mí mismo.
Odamı toplamak çok tuhaftı.
Fue tan raro empacar mi cuarto.
Bu da çok tuhaftı, çünkü suikastin üzerinden 20 dakika bile geçmemişti.
Sólo habían pasado 20 minutos desde el asesinato.
Dinle peri, bu çok tuhaftı ama burdan gidiyorum.
Mira, hada, todo ha sido muy raro. Me voy.
Çok tuhaftı.
Es divertido.
- Gerçekten çok tuhaftı.
- Se siente bien raro.
Sanırım, o şartlarda, bunu söylemek çok tuhaftı.
Me pareció muy raro... dicho en aquel momento, pero ya conoces a Olla.
Çok tuhaftı.
- Suerte que... no era Rule Britannia. - ¡ Por los pelos!
- Çok tuhaftı.
- Era muy extraño.
Tuhaftır, bir aktöre ne kadar olumsuz notlar verirseniz, onu o kadar çok öfkelendirirsiniz.
Tiene gracia, se acaba odiando al actor si siempre le escribes malas críticas.
Tuhaftır, çok ilgisi var.
Curiosamente, mucha.
Dün akşamki yemek çok tuhaftı.
Fue extraña la cena de anoche...
Kadınlar tuhaftır Doktor. - Çok tuhaf.
Las mujeres son raras, doctor.
Bu sorun için genelde küçük, yeşil kağıt parçalarının el değiştirmesini içeren bir çok çözüm önerilmişti, ama bu tuhaftı, iyice düşünüldüğünde, mutsuz olan şeyler küçük, yeşil kağıt parçaları değildi.
Se sugirieron muchas soluciones para este problema, pero la mayoría relacionadas con el movimiento de pequeños pedazos verdes de papel, lo cual es raro porque, en general, no eran los pequeños pedazos verdes de papel los que eran infelices.
Evet, mağaralar tuhaftır, çok acayip yankılar yapabilirler.
Sí, las grutas son extrañas. Pueden tener insólitos efectos de eco.
Zaman tuhaf bir şeydir. Einstein'ın tahmin ettiğinden çok daha tuhaftır.
El tiempo es muy curioso, mucho más de lo que Einstein se imaginaba.
Gerçekten çok tuhaftı.
Fue muy raro.
çok teşekkür ederim 2489
çok tesekkür ederim 16
çok tatlısın 281
çok teşekkürler 1924
çok tatlı 272
çok tatlı bir kız 25
çok tatlısınız 41
çok teşekkür ederim efendim 35
çok tatlılar 32
çok teşekkür ederiz 106
çok tesekkür ederim 16
çok tatlısın 281
çok teşekkürler 1924
çok tatlı 272
çok tatlı bir kız 25
çok tatlısınız 41
çok teşekkür ederim efendim 35
çok tatlılar 32
çok teşekkür ederiz 106
çok tatlı biri 28
çok tatlı bir çocuk 17
çok tehlikeli 270
çok tatlı değil mi 24
çok taze 16
çok temiz 27
çok tuhaf 438
çok tatlıydı 26
çok tuhafsın 37
çok tatlıdır 20
çok tatlı bir çocuk 17
çok tehlikeli 270
çok tatlı değil mi 24
çok taze 16
çok temiz 27
çok tuhaf 438
çok tatlıydı 26
çok tuhafsın 37
çok tatlıdır 20