Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Ama ne yazık ki

Ama ne yazık ki перевод на французский

918 параллельный перевод
Keşke size yardım edebilsem, ama ne yazık ki edemem.
J'aimerais vous aider, mais hélas...
Buraya seni soymaya gelmiştim... ama ne yazık ki sana aşık oldum...
Je suis venu te cambrioler, mais je suis tombé amoureux de toi.
Ama ne yazık ki, hikayeye olan ilgilerini yanlış yorumlamışım.
Je me trompais complètement.
Ama ne yazık ki, Concha'yı fabrikadan uzak tutmaya yetmez.
Mais je crains que ce ne soit insuffisant pour que Concha quitte la fabrique.
Linda, senin de onun da amacınızın ne olduğunu anlamayı çok isterdim... ama ne yazık ki anlayamıyorum.
Linda, j'aimerais comprendre où lui et toi voulez en venir, mais j'avoue que je ne peux pas.
Hep onun gibi olmak istedim. Sakin ve iyi kalpli. Ama ne yazık ki, bir hayal kırıklığıyım.
Je rêvais d'être comme elle, calme et douce... et malheureusement je l'aurais déçue.
Ama ne yazık ki, Hükümetteki etkimi abartıyorsunuz.
Mais j'ai peur que vous surestimiez mon importance dans le gouvernement.
Köpeğiniz Red onu buldu. Ama ne yazık ki, Maineke, ölmüş ve gömülmüştü.
mais Meinike ést mort et enterré.
Yapılan herşey olumluydu ama ne yazık ki olmadı.
Mais nous avons fait tout ce qui était possible.
Ama ne yazık ki uzak duramadım.
Mais que Dieu me pardonne, je ne pouvais m'en empêcher.
At binmeyi sevemem gerekir, ama ne yazık ki ben kısa kalıyorum ve atlardan nefret ediyorum.
Je devrais savoir monter, mais je suis borné et je hais les chevaux.
Tek bildikleri şiddettir, ama ne yazık ki, gerekliler.
Ils ne savent que cogner, mais c'est un mal nécessaire.
Çocukken bile duyardım. Bir kaptan olacaktım, ama ne yazık ki...
Tout bambin déjà, je voulais être capitaine au long cours.
Evet, eminim. Ama ne yazık ki hâlâ aklımda.
Mais la formule est encore dans ma tête, malheureusement.
Ama ne yazık ki, kanının akması gerek Sezar'ın.
Hélas, le sang de César doit couler.
Ama ne yazık ki gündüz de nefes alıyoruz.
Dommage qu'on doive le respirer de jour.
Onu o kadar çok düşündüm ki, ama ne yazık ki uygun bir kelime bulamadım.
On me l'a dit tant de fois. C'est un mot que j'oublie constamment.
Ama ne yazık ki kendime bakmak zorundayım.
Malheureusement, je dois me protéger.
Su. Geciktiğim için özür dilerim, ama ne yazık ki tekerlek çıktı.
Désolé d'être en retard, malheureusement, on a perdu une roue.
Ama ne yazık ki kıza yetişti.
Malheureusement, il l'a attrapée.
Sağ olun. Ama ne yazık ki koşullar bizi burada bir süre tutabilir.
Merci, mais les circonstances vont nous retenir ici pour le moment.
Ama ne yazık ki, bu takdire şayan çalışma sonuçsuz kaldı.
Ces efforts n'ont donné aucun résultat.
Ama ne yazık ki daha sert ikna metotları kullanmak zorundayım.
Mais je crains de devoir utiliser la manière forte.
Eğer uygunsuz olacaksa özür dilerim ama ne yazık ki bu sorumluluğu alamam.
Je suis absolument navré de vous décevoir, mais je m'empresse de dégager ma responsabilité.
Ama ne yazık ki henüz bitmedi Prenses Eugenie.
Hélas, je n'en ai pas encore fini, princesse Eugénie.
- Ama ne yazık ki...
- Mais j'ai peur...
- Evet, Bay Kent'in çatı katı. - İyi. - Ama ne yazık ki, Bay Kent Havana'da.
C'est la suite de M. Kent, mais malheureusement, il est à La Havane.
Bu sabah hipodroma gittim ama ne yazık ki siz gelmediniz.
J'arrive à l'instant de Chantilly et je regrette que vous ne soyez pas venu
Evet, biliyorum evlat, ama ne yazık ki yanlış özellikler.
Je sais mon garçon. Mais ce ne sont pas les bonnes.
Ama ne yazık ki, yapamam.
Mais malheureusement, je ne peux.
Kulağa mantıklı geliyor ama ne yazık ki başkana hâlâ bir masaj borcum var.
Dans d'autres circonstances, je serais parti. Mais je ne peux pas tant que je n'aurai pas massé l'Intendant.
Hiçbir şey beni daha mutlu edemez ama ne yazık ki... bir iş görüşmem var.
Ce serait une joie, mais j'ai un rendez-vous d'affaires.
Üniversiteden Profesör Brinati'yi düşünmüştüm, ama ne yazık ki, Brinati'nin sabah dersi var.
Avec le Professeur Brinati, Peut-être... Mais le matin, il a cours.
Sinemaya gitmekten daha iyidir. - Ama gidemiyorum ne yazık ki.
Il est fini!
Ama sevgili Baron gizli fonlarımız sonsuz değil, ne yazık ki.
Mais mon cher Baron, Les fonds secrets ne sont pas hélas, inépuisables.
Ne yazık ki bana çalışmıyor ama onunla gurur duyuyorum.
Si elle veut bien, je demande... à Sally Manners de saluer.
Ama ne yazık ki artık ön saflarda istenmiyorum.
On ne veut plus de moi en première ligne.
Ama bütün hayaller gibi, ne yazık ki bu da sonsuza kadar süremez.
Mais comme tous les rêves, je crains qu'il ne puisse durer éternellement.
Teşekkürler ama ne yazık ki daha yeni kahvaltı ettim.
Je viens de déjeuner.
Ama çocuklar, zamanla, ailelerinden kopuyorlar ne yazık ki.
Mais les enfants se séparent inévitablement de leurs parents.
Ama yazık ki ben yaşayanların arasında değilim.
Hélas. Je ne suis plus dans le même monde que toi.
- Ne yazık ki. Ama bu benim hatam değil.
Hélas, mais je n'y suis pour rien.
İhtiyar Chisholm'a yardım için burada değildim ne yazık ki. Ama anlıyorsunuz ya...
Je n'étais pas là pour aider Chisholm...
Ne yazık ki bu olasılık var, ama göze almamız gereken bir risk bu bence.
C'est possible, mais c'est un risque qu'il faut prendre.
Ne yazık ki Bay Modigliani çıktı ama birazdan gelebilir.
Malheureusement, M. Modigliani n'est pas la. Mais il ne va peut-etre pas tarder.
Ne yazık ki yukarda Peter için yer yok ama burada, yakınımızda olacak.
Il n'y a pas de place pour votre fils. Il restera là avec nous.
Ama ne yazık ki, kurallar... Pekala. Sanırım gitsem iyi olacak.
Je vous quitte.
- Anlıyorum, ama ne yazık ki...
- J'ai bien peur...
Evet ama, ne yazık ki atı ben koşturmayacağım.
Hé... oui! Mais, malheureusement c'est pas moi qui prends le départ!
3 dakika sonra çağrı geldiğinde sahnede olacağım, ama siz ne yazık ki çağrıya yanıt veremeyeceksiniz.
Dans exactement trois minutes je serai de retour sur la scène, sur la réplique, mais vous, désolé de le dire, ne dirai pas vôtre réplique.
Ama iş sanata gelince ne yazık ki yetersizsin.
Mais côté culture, c'est pas ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]