Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Ama önemli değil

Ama önemli değil перевод на французский

1,505 параллельный перевод
6 metre kadar bir şeydir o yüzden muhtemelen bacağımı kırarım. Belki ikisini de, ama önemli değil.
Ça fait plus de 7 m de haut, alors... je vais sûrement me casser la jambe- - Peut-être les deux-
Tornavidamı arıyorum ama önemli değil.
Mon tournevis, en fait. C'est pas grave.
Ama önemli değil, umursamadım.
Mais c'est pas grave. Je l'ai laissé dire.
4400 Merkezi bana yardım edemez, ama önemli değil.
Le centre des 4400 ne peut pas non plus, mais qu'importe.
4400 Merkezi bana yardım edemez, ama önemli değil.
Le monde a changé, Lee, tu n'as pas remarqué?
Bir şeyler söyleyemedim ama önemli değil.
J'ai rien pu dire, mais tu sais, ça va.
Ama önemli olan bu değil, değil mi?
C'est pas la question, n'est-ce pas?
Yani, Monk bunun anlamından emin değil, ama önemli olduğunu düşünüyor.
Monk ne sait pas ce que ça veut dire, mais il sait que c'est important.
Ama, bu senin için önemli değil
Mais, ce n'est pas important pour vous.
Önemli değil ama berbat bir şeydi.
De rien, mais c'est nul.
Oh hayır, önemli değil ama...
Oh non, c'est bon, mais...
Nepal'den buraya olan yolculuğumdan dolayı biraz mahmurluk var üzerimde ama şu an bu pek önemli değil.
Il y a eu quelques gueules de bois et un voyage au Népal entre-temps, mais ce n'est pas important pour ce qui nous occupe.
Önemli değil ama bunu alışkanlık haline getirirsen kendine yeni bir antrenör bulsan iyi olur.
C'est bon. Mais si ça devient une habitude, trouve-toi un autre entraîneur.
Çok önemli değil ama bir sebeple bana tuvalet veriliyorsa, birisi oraya giriyorsa, ve cehennemden gelen kocaman bir koku bombası buluyorsam, amacın dışına çıkılmış demektir.
Si j'ai des toilettes qui me sont réservées, ce n'est pas pour rien. Si quelqu'un les utilise, ça va à l'encontre de notre arrangement, surtout si je retrouve une grosse merde puante.
Bugün biraz geciktim, ama çok önemli değil. Birkaç haftadır, Dr. Casey ile çalışıyorum.
Je suis en retard ce matin, mais ce n'est pas grave parce que je travaille avec le Dr.
Haydi ama. Sağdıcın olarak bana güven. Önemli olan stil değil, uymasıdır.
Tu peux croire ton témoin, ce n'est pas une question de style, mais d'allure.
Ama bu çok da önemli değil.
Mais en fait ça n'a pas beaucoup d'importance.
Ama önemli değil.
On s'en fiche.
Biz sizin çocuğunuz ve sizi seviyoruz, ama sizin mutluluğunuz, bizimkinden daha önemli değil.
On est vos enfants et on vous aime, mais votre bonheur compte moins que le nôtre.
Ama içimde, bilirsin, bu kısım pek önemli değil.
Mais à l'intérieur, la partie qui compte moins.
Ama sana inanmamı bekleme. Önemli değil.
Oui.
Önemli bir iş değil ama hiç yoktan iyidir.
Ce n'est pas grand-chose, mais c'est toujours ça.
Bu kadar önemli bir koç... ... ama pek bir şey yapmıyor, değil mi?
Pour un grand coach, il n'en fait pas tant que ça.
Bunun bir kişi tarafından mı, senin dediğin gibi "bir grup" tarafından mı... yapıldığı konusunda bir fikrim var aslında... ama bu önemli değil...
J'ai mon opinion sur le fait que c'est l'oeuvre d'un seul homme ou d'une bande, comme tu as dit.
Seni yenmek çok hoştu, aksini iddia edemeyeceğim. Ama önemli olan kazanmak değil.
Ça m'a fait vraiment plaisir de te battre, je ne vais pas te le cacher, mais il s'agit pas de ça.
- risk önemli değil ama ben paramı kazanayım yeter.
Ces chiens sauvages se précipiteront sur vous.
Mükemmeldin. Yani, atladığın o küçücük nokta vardı ama o kadar da önemli değil.
Il y a juste eu ce petit souci, mais c'était mineur.
Önemli bir şey değil ama belki salıncağa tekrar oturmalısın.
Tu devrais t'asseoir.
Ama hala sorumlu olduğun bir hayat var, nereye gittiğin önemli değil.
Mais il reste une vie, dont vous demeurez responsable, où que vous vous cachiez.
- Evet! Ama önemli olan para değil, önemli olan resimler!
Mais il ne s'agit pas de l'argent, l'important, c'est les photos.
Ama onu askeri konseye almıyor, hıyarlar. Ama onun için bu pek önemli değil.
Il n'est pas passé en cour martiale, mais il n'a pas eu son étoile.
20 yaşında olsan, o kadar önemli değil, ama artık 20 yaşında değilsin Fanfan.
À 20 ans, c'est pas grave, mais tu n'as plus 20 ans, Fanfan.
Hayır, hayır. Çok naziksin. Ama fincanlar sahiden önemli değil.
Non, ce n'est pas nécessaire, ne vous sentez pas obligé.
Bir de ayağımda problem vardı... ama o kadar önemli değil.
J'ai aussi un ulcère variqueux aux jambes, mais c'est pas grand-chose.
Beni dinle, Audrey, bana ne olacağı önemli değil ama sana zarar vermeleri için bir sebep yok.
Écoute moi, Audie, quoiqu il m'arrive, ils n'ont aucune raison de te faire mal.
Dünya Beysbol Serileri değil ama oldukça önemli bir şey.
Ce n'est pas le mondial, mais c'est... c'est important.
Ama asıl önemli olan bu fark değil, öyle mi efendim? .
Ce n'est pas ce qui compte.
Bu şu anda pek önemli değil ama.
Ça ne m'a pas interpellée tout de suite.
Tamam, Horatio'ya destek olmak isterim ama cinayeti çocuk işlemiş işte. Önemli olan o değil.
Je veux dire, je suis là pour soutenir Horatio, mais sérieusement, le gosse l'a fait.
Oh, hadi ama, önemli bir şey değil mi?
Ne te sous-estime pas, vieux.
İzin akşamınızda sizleri rahatsız ettiğim için üzgünüm beyler. Ama zaman benden taraf değil ve bu cinayete karışan önemli biri var ki onu henüz bulamadım.
Désolée d'interrompre votre soirée de congé, mais le temps nous est compté et il y a encore une personne inconnue impliquée dans ce meurtre.
Önemli ama acil değil.
Passionnant, pas urgent.
Ama gerçekten önemli değil.
Plus sérieusement, il n'y pas de mal.
Ama çok önemli bir şey değil.
Mais rien d'extraordinaire.
Pek önemli değil. Ama son 5 dakikasını yakalayabiliriz.
C'est pas ça, mais on pourrait voir les 5 dernières minutes.
Ama önemli olmamalı, değil mi?
Mais ça n'a pas d'importance.
Ama bu çok önemli değil çünkü...
Mais, finalement, ce n'est pas important parce que...
Çok da önemli değil ama biraz kimyasal sızıntı olmuş.
Rien de sérieux, mais il y a eu des fuites de produits chimiques.
Ama nerede oynadığı önemli değil. Onu durduramıyoruz.
Mais l'endroit où il joue n'a pas d'importance.
Ne söylediğinizi anladığımdan değil... ama önemli olan niyet, öyle değil mi?
Non pas que je comprendrais ce que vous dites... mais c'est le geste qui compte, n'est-ce pas?
Ama önemli değil.
Ce n'est pas grave.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]