Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ A ] / Anlıyorsunuz

Anlıyorsunuz перевод на французский

743 параллельный перевод
Harika. Yani ne söylediğimi anlıyorsunuz.
Super, donc tu vois ce que j'essaie de dire.
Anlıyorsunuz, değil mi?
Vous le comprenez, n'est-ce pas?
Galiba, siz bazı şeylerden anlıyorsunuz!
Je crois que vous pourriez comprendre presque tout!
Anlıyorsunuz değil mi? Bayan Lawrence, karşınızdaki kişileri tanıyor musunuz?
Cela doit passer en premier, vous comprenez?
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Vous comprenez cela, messieurs, n'est-ce pas?
Bakın, siz böyle şeylerden anlıyorsunuz, ben anlamam. - Tavsiyenize ihtiyacım var.
Vous connaissez ces choses, pas moi.
Anlıyorsunuz, değil mi?
Vous voyez ce que je veux dire?
Eğer bu subay kaçacak olursa... kocanız bunu hayatıyla öder. Size verdiğim görevin ciddiyetini anlıyorsunuz.
Si ce fonctionnaire se sauvait votre mari le paierais de sa vie inutile de vous décrire l'importance de votre mission
- Tam duydum denemez. Anlıyorsunuz ya, kulak vermedim.
- Pas vraiment, et... j'ai pas essayé.
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz bayan Totten. Evet.
- Vous voyez ce que je veux dire.
Gazete yönetmekten gerçekten bunu mu anlıyorsunuz?
Est-ce votre conception du journalisme?
Anlıyorsunuz, değil mi? - Evet, evet.
Vous comprenez cela?
General, soğandan çok iyi anlıyorsunuz.
Absolument. Vous gâchez le meilleur.
Bunlar 30 günlük izinler. - Anlıyorsunuz değil mi?
Ces visas sont valables 30 jours.
Efendim, burada kalamazsınız. Anlıyorsunuz. Gitmeniz gerekiyor efendim.
Vous ne pouvez pas rester ici, vous comprenez.
- Nasıl olduğunu anlıyorsunuz, değil mi?
- Vous comprenez. - Oui.
Yine de anlıyorsunuz değil mi? Zavallı Edwin çok hassastır.
Son oncle est d'une susceptibilité!
- Anlıyorsunuz, değil mi?
Vous comprenez, n'est-ce pas?
Ama Nelly gerçek bir. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz ya?
Mais Nelly est réelle, si vous comprenez ce que je veux dire.
- Bence anlıyorsunuz.
- Bien sûr que si.
Neyse, en azından buranın niçin size uygun olmayacağını anlıyorsunuz.
Maintenant vous avez compris...
Gerçekten. Anlıyorsunuz ya, böyle bir şey ilk defa yaşanmıyor.
Vous savez, ce n'est pas la première fois.
Durumumu anlıyorsunuz, Doktor.
Comprenez-moi, docteur.
Anlıyorsunuz işte.
Vous comprenez.
Bay Charles bence yanlış anlıyorsunuz.
M. Charles, vous ne comprenez pas.
Sanırım beni anlıyorsunuz, beyler.
Je pense avoir été assez clair, messieurs.
Ve hatırlayacağım da. Anlıyorsunuz ya kızlar, birinizin kocasıyla kaçıyorum.
En effet, puisque je pars avec le mari de l'une d'entre vous.
- Arabalardan anlıyorsunuz, değil mi, Bay Donely?
- Vous connaissez les voitures.
Anlıyorsunuz.
Au moins toi, tu comprends.
- Anlıyorsunuz değil mi?
- Vous comprenez bien cela?
Bayanlar ve baylar, bu harika çifte baktığınızda bütün dünyada herkesin dilinde olmalarının şaşılacak bir şey olmadığını anlıyorsunuz
Quel couple merveilleux! Notre Lina est à notre Don ce que le café est au lait.
- Anlıyorsunuz, o benim...
Vous voyez, - Il n'est pas mon...
Anlıyorsunuz ya, sizden bize her hangi bir zarar gelirse bu durum önemli bir uluslararası hadise haline gelir.
S'il nous arrivait le moindre mal par votre faute, vous risquez un grave incident diplomatique.
Beni yanlış anlıyorsunuz.
Non, vous ne me comprenez pas.
- Beni anlıyorsunuz, değil mi?
- Vous me comprenez?
- Peki siz nasıl anlıyorsunuz?
- Commentvoulez-vous que je le prenne?
Anlıyorsunuz değil mi?
Une famille détruite!
Çiçeklerden iyi anlıyorsunuz.
Les fleurs, ça vous connaît.
Söylediğim her şeyi anlıyorsunuz, ama bunu gösteremiyorsunuz.
Vous me comprenez, vous ne pouvez pas le montrer.
Bir adamla kırk yıl evli kalınca suyun yüzüne çıkmayan şeyleri de anlıyorsunuz.
Quand on est marié depuis 40 ans... on sait que ça n'a pas beaucoup de valeur, tout ça.
Her şeyi yanlış anlıyorsunuz.
Vous vous faites des idées.
Şey, izin verirseniz, eminim anlıyorsunuz.
Eh bien, je suis sûr que vous comprenez.
İhtiyar Chisholm'a yardım için burada değildim ne yazık ki. Ama anlıyorsunuz ya...
Je n'étais pas là pour aider Chisholm...
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Vous comprenez ça, non?
Ama büyükelçi geldi, anlıyorsunuz ya.
Mais l'ambassadeur est arrivé...
Öyle ise ne demek istediğimi anlıyorsunuz.
, je suppose que non.
- Bunu anlamıyorsunuz, değil mi? - Evet, anlıyorum.
Vous ne comprenez pas ça, hein?
Hasta olmadan, hastaneye gelmeden öncesiyle ilgili ne hatırlıyorsunuz? Anlıyor musunuz?
Comprenez-vous?
Beni anlıyorsunuz değil mi? Evet ama bu size bağlı.
Ça dépend de vous.
Beni anlıyorsunuz, değil mi?
Vous me suivez?
Birbirimizi anlıyoruz siz de doğru sözcükleri bulmada zorlanmıyorsunuz Sizin sempati göstermenizi istemiyorum.
Je tiens à être claire, il est inutile de chercher vos mots. Je ne veux pas de votre pitié.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]