Ayrılmalıyız перевод на французский
418 параллельный перевод
Christine, buradan başımız dik ayrılmalıyız.
Nous devons quitter cette maison la tête haute!
Buradan çok çabuk ayrılmalıyız. Her şeyi ayarla, makineler ve ekipmanla birlikte dön.
Nous allons repartir et revenir ici avec le matériel nécessaire.
- Ayrılmalıyız.
- Il faut se séparer.
Hayır, biz ayrılmalıyız.
Non, pas sans vous.
Sanırım, hepimiz hemen ayrılmalıyız. Tamamen aynı fikirdeyim, efendim.
Nous devrions quitter cette île immédiatement.
Buradan ayrılmalıyız. Böyle şeyler olabilir.
Nous devons partir.
Belki de parayı bölüşüp ayrılmalıyız.
Nous devrions peut-être partager et nous séparer.
O halde 11'den önce ayrılmalıyız.
Il y a plus de fouilles, plus de personnel.
Bu gece buradan ayrılmalıyız.
C'est ce soir ou jamais.
Sabah ilk iş buradan ayrılmalıyız.
Nous partirons à la première heure.
Çok geç olmadan buradan ayrılmalıyız.
Nous devons partir d'ici avant qu'il soit trop tard.
Burada ayrılmalıyız.
Nos chemins se séparent ici.
Buradan ayrılmalıyız.
- Il faut partir d'ici.
Buradan ayrılmalıyız.
Nous devons partir d'ici.
Hemen ayrılmalıyız. Acele et!
Il faut partir de suite.
Ayrılmalıyız.
Faut qu'on se sépare.
İki gruba ayrılmalıyız.
Nous sommes trop nombreux.
Belki de ayrılmalıyız.
On devrait peut-être s'arrêter là.
Ayrılmalıyız.
- Vite, on se tire.
Belki de ayrılmalıyız.
On devrait peut-être se séparer.
Bence Venedik'ten gerçekten ayrılmalıyız.
Nous devons partir d'ici.
Buradan ayrılmalıyız, John.
Il faut partir.
Ayrılmalıyız.
On pourrait bien.
Ayrılmalıyız.
Il faut qu'on se sépare.
Derhal ayrılmalıyız
Ne bougez pas!
Görevi tamamlamak için buradan ayrılmalıyız.
Il faut qu'on aille compléter notre mission.
Buradan olabildiğince çabuk ayrılmalıyız.
On part à la première occasion.
Koloniden ayrılmalıyız.
Nous devons tous quitter la garenne! Tous!
- Geri dönmeyeceğim. - Belki de ayrılmalıyız.
- Devrions-nous partir?
Öğün tertiplemek için ayrılmalıyız
Je vous en prie.
Alex, hemen ayrılmalıyız.
Alex, nous devons embarquer.
Şimdi tekrar ayrılmalıyız... birimiz bir yol bulana kadar.
Il faut á nouveau nous séparer... jusqu'à ce que l'un de nous trouve le chemin.
- Çok göze çarpıyoruz. Ayrılmalıyız.
Il nous faut être discrets.
- Ayrılmalıyız. - Ne?
Séparons-nous.
Bence derhal burdan ayrılmalıyız.
Je crois qu'on ferait mieux de partir tout de suite.
Hemen buradan ayrılmalıyız..
Si tu voyais dehors.
Belki de bunu, birbirimizi bulduğumuz ve sevdiğimiz mükemmel bir hafta olarak düşünmeli... .. ve sonra da ikimizin de yardıma ihtiyacı kalmadan ayrılmalıyız.
Peut-être qu'on devrait prendre ça comme une semaine parfaite... où on s'est rencontrés et on s'est aimés... et laisser chacun partir avant d'avoir besoin d'aide professionnelle.
- Ayrılmalıyız. - Hayır, gidemeyiz.
- Faut qu'on se sépare.
Arkadaşınızdan burada ayrılmalıyız.
Scott. Malerek, consulat américain.
Ayrılmalıyız.
Séparons-nous après ce passage..
Ayrılmalıyız.
Séparons-nous.
Ama şafaktan önce ayrılmalıyız. Sonsuza dek...
Mais nous serons séparés avant l'aube, et pour toujours.
Sonra, iki araştırma grubuna ayrılmalıyız.
Ensuite on se sépare en deux groupes de recherche.
Hemen ayrılmalıyız.
Nous partons immédiatement.
Ayrılmalıyız artık.
Partons.
- Hemen ayrılmalı mıyız?
- Devons-nous quitter la maison?
Sence ayrılmalı mıyız?
Tu penses qu'on devrait se séparer?
Pierre belki de ayrılmalıyız.
Écoute, ça serait beaucoup mieux pour nous, on devrait se séparer.
Ayrılmalıyız.
Mieux vaut nous séparer.
Ayrılmalıyız.
Il faut nous séparer.
- Ama ayrılmalıyız.
Je ne peux pas.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19