Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Benimle değil

Benimle değil перевод на французский

2,143 параллельный перевод
Ama sonra bunu okudum. Ve bu benimle değil, Sam'le ilgiliymiş.
Ce n'est pas du tout sur moi.
Bay Swick, ne aldığınızı söylemediğiniz için hakkınızı vermeliyim, çünkü- -... benimle değil benzerimle konuşuyordunuz.
M. Swick, vous avez bien fait de ne pas révéler ce que vous avez ingéré parce que vous parliez vraiment à un imposteur.
Yapacağımı yaptım, Cromwell. Olanların benimle değil de, seninle ilgili olduğunu görüyorum.
Mon cher Lord Cromwell, tout ce temps, nous ne parlions pas de moi mais de vous.
Bu, Chase'le yapman gereken bir konuşma benimle değil.
C'est avec Chase que tu devrais parler de ça.
Benimle aynı metalden değil ama.
Pas le même métal que moi.
Benimle ilgili değil.
John est important.
Benimle değil.
Elle m'a installé dans cette maison après la mort de Michelle.
Benimle aynı fikirde değilsen de sorun değil, öyle devam ederiz.
Mais si tu n'es pas d'accord, très bien.
Ama sadece benimle hayatını devam ettirebilirsin değil mi?
- Tu peux survivre rien qu'avec moi.
Neden kızdığını çok iyi anlayabiliyorum, ama bu benimle yapman gereken bir konuşma değil.
Je sais pourquoi t'es en colère, mais c'est pas à moi qu'il faut le dire.
Meslektaşlarımdan bazıları benimle aynı fikirde değil.
Certains de mes collègues ne sont pas d'accord.
Sen benimle mutlu değil misin?
Es-tu malheureuse avec moi?
Benimle olmaktan rahatsız değil misin?
Vous n'êtes pas fâché contre moi?
Söz veriyorum! Bu benimle ilgili, seninle değil.
Je te le jure, le problème vient de moi, pas toi.
Öyle değil. Benimle ilgili.
Tu es égoïste, et je te déçois.
Bu sadece benimle alakalı değil.
- Il ne s'agit pas que de moi.
Ona benimle çalışabilmek için ricada bulundun, değil mi?
Vous avez demandé à travailler avec moi, n'est-ce pas?
Çünkü, Chuck, o benimle işi ciddiye bindirmeye çalışıyor ve ben onun beni başka şeyler için değil, ben olduğum için sevdiğinden emin olmak istiyorum.
Parce qu'elle veut que ça devienne sérieux entre nous. Je veux être sûr qu'elle m'aime pour moi et pas... pour autre chose.
Hayır, değil. Çünkü senin aksine her şey benimle ilgili değil.
Non, parce que, contrairement à toi, tout n'est pas ramené à moi.
Olanların hiçbiri benimle alakalı değil.
Tout ça ne me concerne pas.
Bu Jackson Farnsworth boşandığı için morali bozulan ve bu yüzden benimle ve annemlerle yemeğe gitmek yerine onu teselli etmek zorunda kaldığın üniversite arkadaşın değil miydi?
Tellement abattu par son divorce que tu l'as consolé au lieu de dîner avec mes parents?
- Benimle dalga geçiyorsun değil mi?
- Tu te fous de moi?
Bu sadece benimle ilgili değil. Kafasında birşeyler kuran sadece ben değilim.
Que ce n'est pas moi qui me suis fait un monstrueux film dans ma tête, pour ne pas avoir tellement honte.
bu seninle ya da benimle ilgili değil.
Il ne s'agit pas de toi et moi.
Senin derdin Efendi Holbein'le değil, benimle.
vous n'avez pas à faire à Maître Holbein, mais à moi.
Tabii benimle bedavaya yatacak, değil mi?
Donc, il me baisera pour rien?
- Sen değil, o. Gel benimle.
Viens avec moi.
Ama bence, bu olay onunla değil, benimle ilgiliydi.
C'était pas pour lui, mais pour moi.
Benimle gelmiyorsun, degil mi?
Tu ne viendras pas?
- Benimle dalga geçiyorsun, değil mi?
Vous avez pas autre chose?
Neden benimle konuşmuyorsun? - Çünkü sen erkek arkadaş değil şiddet yanlısı, hastalıklı herifin tekisin. - Tara Mae!
C'est ma nana, adresse-toi à moi.
Benimle karımmış gibi konuş dedim. Çıktığım kızlar gibi değil.
Comme si on était mariés, pas comme si on sortait ensemble.
Benimle geliyorsun değil mi?
Vous me suivez? Inutile de demander.
Tina, ona saygı duyduğumu biliyor ve eminim o da benimle aynı fikirdedir ki Maria gibi bir rolü üstlenmeye hazır değil.
Tina sait que je la respecte et elle serait d'accord avec moi pour dire qu'elle est pas prête pour un rôle comme Maria.
Bir hafta sonra hırsızlıktan kovuldum değil mi? Bay Maint eczaneden bana geldi benimle anlaşma yapmak istediğini söyledi.
Après avoir été viré pour vol, M. Maint, de la pharmacie, me propose un plan.
Benimle dalga geçiyorsun değil mi?
Tu déconnes?
Onunla değil benimle konuş.
Elle... - Non. Parle-moi.
Eğer benimle gelirsen, en azından gözetim altında olurum, değil mi?
Si vous venez, je serai suivi, hein?
İnsanlar buraya geldiğimden beri bu ceket yüzünden, benimle dalga geçiyor, fakat... Eğer onları mutlu etmek uğruna çıkarırsam bu beni zayıf biri haline sokar değil mi?
Les gens se foutent de ma veste depuis que je suis arrivé, mais si je la retire, je suis faible, non?
Benimle alakalı bir şey ifade etmiyor, değil mi?
Ça ne dit rien sur moi, si?
Bildiklerimi FBI la paylaşmak benim için iyi değil. Tamam. Benimle paylaş o zaman.
Je suis moins efficace quand je dois partager avec le FBI.
Benimle aldatıyor olman gerekiyordu, beni değil!
Pas me tromper.
Benimle görünmekten utanmıyorsun değil mi? Tanrım, hayır.
Tu n'es pas embarrassée d'être vue avec moi?
Baba benimle uğraşacağın bir gün değil.
Papa, c'est vraiment pas le moment.
Güzel ve doğal bir oyunculukla benimle kafa buluyorsun, değil mi? Hayır, bak.
Tu essaies gentiment de me chercher, c'est ça?
Geceleri sana öğretmenlik yapıyor olup benimle hala konuşmaması sence de garip değil mi?
C'est bizarre qu'il soit ton mentor le soir et qu'il ne me parle toujours pas.
Ama gözlerim kör değil. Ve sırf beni düşündüğün için benimle birlikte kalmanı istemem yani, siz ikiniz birlikte savaşa gitmiş...
Mais je n'oublie pas, et je ne veux pas que tu restes avec moi, car tu te sens redevable.
Bu kan olayıyla ilgili benimle dalga geçemezsin, çünkü komik değil.
Tu ne peux pas te moquer pour le sang parce que ce n'est pas marrant.
Benimle yatarak kanunların dışına çıkmış değil.
Il n'a pas enfreint de loi en couchant avec moi.
Bak, kurbanların son yemekleri hakkında benimle konuşmak istemiyorsan sorun değil.
Ecoutez, si vous ne voulez pas me parler du dernier repas de notre victime, parfait.
Benimle konuşabilirsin. Biliyorsun değil mi?
Tu peux me parler, tu sais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]