Bir kadının перевод на французский
44,489 параллельный перевод
Bir adamın dayanabileceğinden fazla hatta bir kadının dayanabileceğinden fazla. "
Plus de douleur que ce qu'un homme peut supporter. Bien plus que ce que peut supporter une femme. "
Bir herifin peşindeyim. Daha doğrusu bir kadının, onu önce benim... Çok geç kalmışım.
Enfin, chasse à la femme, et je dois la trouver avant... qu'il soit trop tard.
Bilek güreşçisi bir kadının sevgilisi olmamak için çok da istekli göremedim seni.
On ne vaut pas grand chose avant d'avoir été une petite copine de lutteuse.
O psikopata aşık olan bir kadının olması zaten garip, ama ikincisi de mi varmış?
Une femme amoureuse de ce légume psychotique défie l'entendement, mais deux?
Bir polis, ama bir kadın.
Flic, mais une femme.
Söylesene Walter. Bir kadına ihtiyacımız olacağını ima etmiyorsun değil mi?
- Dis-moi, Walter, tu sous-entendrais pas qu'on aurait besoin d'une femme?
Bekçiye saldıran serseriler Aurédie Pradier'i görmeye gelmişti,.. ... binada yaşayan genç bir kadın.
Les voyous venaient voir Aurélie Pradier, une jeune femme qui vit ici.
Seni görmeden önce çok çirkin bir manzarayla karşılaşmıştım polisler, askerler ve yerde yatan ölü bir kadın.
J'ai dépassé une scène horrible quelques miles avant de vous voir... police, soldats, une fille morte sur la route.
Bu arada Pasifik Eyaletleri'nde dün gece Direniş'ten bir kadın, vurularak öldürüldü.
Au fait, une femme de la résistance a été visée et tuée dans les états Pacifique hier soir.
Ne kadar güçlü, güzel bir kadın kişisiydi, koca memeli falan.
C'était une femme de sexe féminin si forte avec de gros seins.
Hızlıca bir soru, Larry, "Düş yakamızdan" da kadın başrol kim?
Test surprise, Larry : Qui est l'actrice principale dans Playboy à saisir?
Pekâlâ, oyuncak gorilla çalan ergenlerimiz var go-kart araçlarından gaz çalan bir yaşlı kadın var bakır kabloları duvardan söken bir keş var.
On a des ados qui volent un gorille empaillé, une vieille qui siphonne de l'essence à un kart, un junkie qui arrache les câbles du mur...
Başka bir kadın için buradasın :
Tu es vraiment ici pour une autre femme :
Neden bir tek kadın kurtadam var?
Pourquoi une seule femme loup-garou?
Uçaktaki kadın bir düşman.
C'est la femme dans cet avion l'ennemie.
Ben kendi kendini yetiştirmiş bir kadınım.
Je suis une femme qui a réussi toute seule.
Bana işlemez çünkü ben büyük işler başarmak üzere olan ayık, aklı başında ve duygusal açıdan dengeli bir kadınım!
Ça ne marchera pas avec moi car je suis une femme sobre, physiquement et psychologiquement équilibrée sur sa voie pour faire de grande choses!
Onunla yatıp sonra kaybolan bir kadın?
Une femme a couché avec lui puis a disparu?
Bak diğer kadın Mitch adında bir dublör.
L'autre femme est un cascadeur nommé Mitch.
Bonnie, başka kadın isteseydim bile, onunla bir şey yapamazdım.
Bonnie, même si je désirais une autre femme, je ne pourrais rien faire avec elle.
MJ. 42 yaşında, sağlak birkaç yıl üniversiteye gitmiş bir kadın.
M.J. est une droitière de 42 ans ayant suivi plusieurs années d'enseignement universitaire.
Jaclyn Blackstone 39 yaşında, Berkeley'de yaşayan çok yönlü bir kadın.
Jaclyn Blackstone est une ambidextre de 39 ans vivant à Berkeley.
Ayrıca da kadın bir terapistle çalışma yapmasını önerdim.
Je recommande également que son thérapeute soit une femme.
Şu hafıza problemleri olan, zamanı idrak edemeyen ve ikinci bir kişiliği olduğunu iddia eden kadın mı?
Euh, des absences, des problèmes de mémoire, elle dit avoir une seconde personnalité.
Dünyayı değiştirmek için bir taraf veya ideoloji seçen pek çok bağnaz kadın ve erkek tanıyorum. Ancak her gün uyanıp neye inanacağına bugün neyin doğru olduğuna ne zaman kalkıp ne zaman duracağına karar vermek zor bir iş.
Mais le fait de devoir se lever tous les matins, et de faire tout son possible pour décider en quoi croire, quelle cause défendre et quelle cause rejeter... ça demande du courage.
Ayrıca bir kadın ismi daha var...
J'ai aussi le nom d'une femme...
Sığınma isteyen sizin yaşınızdaki bir kadın için, çocuk doğurma kabiliyeti bir faktördür.
Pour une femme de votre âge demandant l'asile, la possibilité d'avoir des enfants est un facteur.
Bir kadın bunu asla söylemez.
Une femme ne le dit jamais.
Bir erkekle bir kadın arasında özel bir bağ oluştuğunda erkek penisini çıkarıyor ve...
Quand un homme et une femme partagent une connexion spéciale, l'homme prend son pénis et... Le bébé dort.
Umarım Kadın Hastalıkları ve Doğum'la ilgili bir şeydir.
Pour être franche, j'espère que c'est un gynécologue.
Bir erkek, bir kadın.
Un homme, une femme.
402, bir erkek, bir kadın, iki çocuk.
402, un homme, une femme, deux enfants.
Biraz önce tuvalette yaşlı bir kadını bastım ve az kalsın çıldıracaktım.
Je viens de tomber sur un vieille dans les toilettes et j'ai presque perdu le contrôle.
Eğer buna bir çözüm bulmazsak ikimiz de bilek güreşçi kadınların sevgilileri olacağız.
Si on n'y met pas un terme, on va toutes les deux devenir des petites copines de lutteuses.
Ben makul bir kadınım.
Je suis une femme raisonnable.
Ölmekte olan bir kadınla konuşmanın pazarlık şansını oldukça azaltacağını bilmiyor musun?
Ignorez-vous que vous parler à une mourante, ce qui limite fortement votre négociation?
Tam da oğluna isteyebileceği türden bir kadınsın.
Elle vous adorerait, Lee. Vous êtes exactement le genre de femme qu'elle aurait souhaité pour son fils.
Güzel bir kadın tasviri.
Une sacrée bonne femme.
Normal yani, en son bir kadını gelinlikle gördüğünde seni tüfekle tehdit ediyordu.
C'est compréhensible, étant donné que la dernière fois que vous avez vu une femme en robe de mariée, elle avait un fusil à pompe pointé sur vous.
Elbette aşkın ayağına dolanmak istemezdim ama bu kadın onun için bir felaket olurdu.
Bien sûr, je ne voulais pas me mettre en travers de l'amour, mais... cette femme aurait été un désastre.
Masum bir kadını öldürdün.
Tuer une femme innocente.
Bu Isabella denen kadının Nygma bir kütüphaneci olduğunu söylemişti değil mi?
Cette femme, Isabella... Nygma a dit qu'elle était bibliothécaire, non?
Bir kadın var.
Il y a une femme...
Bakayım çalışacak mı? Evet, bir an önce hallet Ella. Kayıp olan kadın hayattaysa hemen işe koyulmalıyız.
Aussi vite que tu peux, Ella, on doit procéder comme si cette femme disparue était toujours vivante, d'accord?
Uzun tırnak izleri var. Yani katilimiz bir kadın. Sayılmaz.
Ongles longs, ce qui signifie que le tueur est une femme.
Kadının bir an önce cehenneme gitmesi lazım.
Et elle doit aller directement en Enfer le plus tôt possible.
Leila Simms adında bir kadın.
Une femme du nom de Leila Sims.
- Çünkü inanılmaz bir kadınsın.
Parce que vous êtes une femme incroyable.
Lucifer'ın hayatında yeni bir kadın var.
Il y a une nouvelle... Les femmes dans la vie de Lucifer.
Evet, kocaman kadınım kendime ait bir yere taşınmamın vakti geldi.
Je suis une grande fille et je dois avoir ma maison, et il est temps.
- Bir başka genç kadın demek.
Un autre visage d'ingénue.
kadının 24
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir karar verdim 25
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kelime 22
bir karar verdim 25
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kelime 22