Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Birşey değil

Birşey değil перевод на французский

2,266 параллельный перевод
Büyük birşey değil.
Pas la peine d'en faire un plat.
Size anlatacağım birşey değil.
Je n'ai pas envie d'en parler avec vous.
Bir gün benim bu ailenin patronu olmam olmayacak birşey değil.
Il n'est pas impossible que je puisse être le patron de cette famille un jour.
Teal'c ve Bra'tac için düşünülecek birşey değil bu.
Pour Teal'c et Bra'tac, ce n'est pas un argument recevable.
Ve ciddiyim, çok büyütülecek birşey değil.
Et... Franchement c'est... y a pas de quoi en faire tout un plat.
- Bak, bu artık çokda büyük birşey değil.
Ecoutez boss, c'est...
Birşey değil.
- Merci. - Je t'en prie.
O kadar da büyütülecek birşey değil.
Ce n'est pas si grave.
Sadece 5 kilo. O kadar da büyütülecek birşey değil
C'est 3 kilos tout au plus, ce n'est pas grand chose.
Uh, evet, ihtiyacın vardı, ve birşey değil.
Uh, si, t'en avais besoin et de rien.
Yo yo önemli birşey değil.
Non, non, ce n'est pas important.
Fazla birşey değil.
Rien de plus.
Açıklayabileceğim birşey değil.
J'arrive pas à l'expliquer.
İyi de, bu bir kadının dairesi için anormal birşey değil.
Rien d'étonnant dans un appartement de femme.
Aslına bakarsan abartılacak birşey değil.
C'est pas vraiment important.
Ama eğer korksan bile kötü birşey değil.
Mais, même si tu l'étais, ça serait pas grave,
Bu hiç güzel birşey değil adamım.
C'est pas cool, mec.
Çünkü bu büyütülecek birşey değil!
Pas grave!
- "Büyütülecek birşey değil"?
- "Ce n'est pas grave"?
- Seni sormak için. Normal birşey değil mi?
Prendre de tes nouvelles.
- Bu öğretilebilecek birşey değil.
Ça s'apprend pas.
- Birşey değil.
Y a pas de quoi.
Beladan başka birşey değil, şu modern işler.
Que des emmerdes, ces trucs modernes!
Hayır, öyle birşey değil.
C'est pas ça.
Herkesin becerebileceği birşey değil.
Tout le monde ne supporte pas.
Bu kesintilerle, çok birşey değil.
- Avec tout ça, pas grand-chose.
Birşey değil.
De nada.
Birşey değil.
Cohen.
- Birşey değil.
- De rien.
Yapma, bu piyeslerdeki yaptığın gibi birşey değil bu.
C'est pas comme si tu faisais quelque chose dans ces pièces.
Bu utanılacak birşey değil.
Il n'y a pas de quoi avoir honte.
Başka birşey değil.
Euh, rien d'autre.
Bu kötü birşey değil.
Ce n'est pas quelque chose de mal.
Ona söylemek iyi birşey değil.
Lui dire non était une bonne chose.
- Birşey değil.
- Il y a pas de quoi.
Demek istedigim, bu benden bir çocugun bisiklet istemesi gibi birsey degil.
C'est pas comme si tu me demandais un nouveau vélo, ma fille.
Siz ufak siyahların, iyi birşey yapmaya hiç niyetiniz yok değil mi?
Les mecs, vous avez rien à foutre?
Aslında birilerine çalışmıyor, fakat her zaman daha büyük birşey çalınıyor, bu sadece parayla ilgili değil, orada öğrenci olarak kaybettiği zamanı açıklamaz.
Ca ne va pas non plus, car bien qu'il vole toujours plus gros, ça n'est pas suffisant pour justifier tout le temps passé à ses études. Attends voir.
Birşey saklamıyorsun değil mi?
REUNION DE FAMILLE DES FINNERTY Tu ne me caches rien?
Hiç birşey olmadı. Denemediğimizden değil.
On n'a rien fait, et c'était pas faute d'essayer.
Yani... Ama bu her gün olan birşey, değil mi?
Mais ça arrive tous les jours, non?
Birşey değil.
Ce n'est rien.
Bu o günlerle ilgili birşey değil.
Et c'était pas notre but aujourd'hui.
Birşey değil.
De rien.
O böyle birşey demedi, bu--nedeni bu değil...
Elle ne l'a pas dit comme ça, c'est pas pour ça que je.
Keşlik başka birşey, değil mi?
Pas simple non plus la came, hein?
Ejderha diye birşey olmadığına karar vermiştik, değil mi?
On est d'accord, les dragons n'existent pas?
Bu adam hakkında pek birşey bilmiyorsun, değil mi?
Vous ne le connaissez pas beaucoup.
Sen ve Keith'in bir bebeğinizin doğacak olması... çok harika birşey, değil mi?
Mais c'est plutôt cool, non? Que toi et Keith ayez un bébé.
Görüyorsunuz, söyleyecek birşey olmalıydı, değil mi?
Vous voyez, il doit y avoir quelque chose, pas vrai?
Hayır, öyle birşey değil.
Non, non plus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]