Bu doğru olmaz перевод на французский
203 параллельный перевод
Bu doğru olmaz. Beni yanlış anladın.
Vous allez rentrer seule.
Bu doğru olmaz.
Pas du tout!
- Bu doğru olmaz. - Anlamsız olurdu.
- C'est ridicule et fou
Onunla sadece söz verdiğin için evlenirsen eğer, mecbur olduğun için evleniyor olacaksın ve bu doğru olmaz.
Si tu te considères comme engagé... Elle pensera que tu l'épouses par devoir.
Bu doğru olmaz. Belki izliyordur.
Il guette peut-être.
Hayır bu doğru olmaz.
Non, surtout pas.
Bence bu doğru olmaz.
Je ne crois pas que ce soit une bonne idée.
- İyi bir usta onu bırakmaz. - - Bu doğru olmaz. - - Prosko ya cevap ver... -
Elle est exploitée par un garçon compétent, mais particulièrement malhonnête, qui répond au nom de Proshko.
Minnie ve Laura-Louise çok yaşlı. Bu doğru olmaz.
Minnie et Laura-Louise sont trop âgées.
Bu doğru olmaz bir adamı uygun giysileri olmadan gömmek olmaz.
Ce n'est pas bien d'enterrer un homme sans un costume.
- Bu doğru olmaz.
- On ne devrait pas.
Sahiden de bu doğru olmaz galiba.
Peut-être que ce n'est pas bien.
Bu doğru olmaz.
C'est pas une bonne idée.
- Hayır, bu doğru olmaz.
Ce ne serait pas juste.
Bu doğru olmaz.
Ce n'est pas commode pour moi.
Bu doğru olmaz.
C'est pas bien.
Bu doğru olmaz.
Il ne faut pas l'être.
Hayır, bu doğru olmaz.
Ce n'est pas bien.
Bu doğru olmaz.
Ça ne serait pas bien.
Onların böyle şeyleri nasıl karşıladıklarını dürüstçe anlatmazsam... bu doğru olmaz, değil mi?
Si je ne vous montrais pas honnêtement ce qu'ils en pensent, ce ne serait pas juste de ma part.
Bu doğru olmaz.
Ça se fait pas!
Bu doğru olmaz.
Je préfère vous laisser seuls.
Bu doğru olmaz.
Ce ne serait pas convenable.
Bu doğru olmaz.
Ca ne va pas.
Bu doğru olmaz. Annen seçici kurulda. Kazanırsan ne düşünürler?
Ta mère est membre du jury, de quoi ça aurait l'air?
Bu doğru olmaz, Sam.
C'est immoral.
- Neden olmasın? Sarhoşsun bu doğru olmaz.
- Pourquoi?
- Hayır, bu doğru olmaz.
Non, il ne vaut mieux pas. Je ne peux pas.
- Bu şekilde değerlendirmek doğru olmaz.
Formulation peu flatteuse.
- Çünkü bu doğru olmaz.
Je ne veux pas.
Sizi orduya alamam. Bu sizin için dogru olmaz.
Je ne peux pas vous laisser vous engager.
Korkarım, bu elbiseleri değiştirmek için çıkarttığında, seni seyretmemiz çok doğru birşey olmaz.
J'avais peur qu'une fois que tu aurais quitté ta belle robe tu n'aies plus si belle allure.
Bu doğru değil... doğru olmaz.
C'est injuste!
Bu haberlerden bahsetmek doğru olmaz.
Ce que disent les journaux est faux!
Kan bedeli olan bu parayı tapınak kasasına koymak doğru olmaz.
Nous ne pouvons le verser au trésor, car c'est le prix du sang.
Benim için doğru olmaz ikinizi de bırakıp gitmek bu canavarın eline o hiç sizin gerçek oğlunuz olmadı.
Je serais moche de partir en vous laissant tous deux... à la merci de ce jeune monstre... qui n'a jamais été un vrai fils.
Bu işe seni ben soktuğum için doğru olmaz.
Je t'ai mêlé à ça.
Küçük bir çocuk olması daha iyidir, ama bu da, doğru türden... bir yetişkin kadar etkili olmaz.
Un enfant, c'est mieux, mais... il n'y a rien de plus efficace que l'adulte adéquat.
Bu şartlar altında doğru olmaz.
Dans les circonstances, ça semble approprié.
Hem bu doğru da olsa, senin için geçerli olmaz.
Même si je l'étais, pas avec toi.
Sam lütfen, nedenini söyleyemem ama bu hiç doğru olmaz.
Je ne peux pas te dire pourquoi, mais tu ne dois pas faire ça.
Bu ekolojik açıdan doğru olmaz.
Anti-écologique.
Ama Tanrı şahidimdir, Kate, ne sararıp solabilirim... ne dil dökebilirim, ne de kandırıcı sözler edebilirim... yüzü güneşe çıkmaya layık olmayan... aynaya baktığında orada gördüklerini hiç beğenmeyen... bu karakterde birini istiyorsan... beni al ; aksi halde, ölürüm demem doğru olacaktır... ama senin aşkın için, Tanrım, olmaz... yine de seni seviyorum.
Mais devant Dieu, Kate, je ne sais pas prendre un air transi... ni soupirer avec éloquence... ni nier habilement de mon amour. Si tu peux aimer un garçon de cette trempe, Kate... qui ne regarde jamais dans son miroir par plaisir de ce qu'il y verrait... que ton oeil me cuisine à son goût. Je te parle simplement en soldat.
Bu doğru, 200. Ama onun borcu için benimle çalışmak istersen bir şeyler ayarlayabiliriz. - Bu hoş bir teklif ama şimdi olmaz.
on peut s'arranger... mais pas maintenant... s'arranger "?
- Hayır, bu doğru olmaz.
- Ça se fait pas.
Hayır bu doğru değil, herhangi biriyle böyle olmaz.
C'est faux. Ca ne fonctionne pas avec n'importe qui.
Bu doğru bir şey olmaz.
Ce n'est pas bien de faire ça.
Başkan henüz bu küçük sırrı bilmiyor ve söylemen de doğru olmaz.
Le président n'est pas au fait de cette initiative et... il ne serait pas sage de lui en parler.
Söylediklerin doğru olsa bile senden yardım almaktansa ölmeyi tercih ederiz.. Bu sefer olmaz Xena.
Quand bien même, plutôt mourir que d'accepter ton aide à nouveau.
Pardon ama, Kaptan, bu da benim hayatım. Benim karar vermem daha doğru olmaz mı?
Au risque de vous déplaire, c'est ma vie et ma décision, non?
Benim ölümüm Tanrı'nın planının bir parçasıyken olmaz. - Bu-bu doğru değil mi?
Pas si ma mort est la volonté de Dieu.
bu doğru 2940
bu doğru mu 716
bu doğru değil 1332
bu doğru değil mi 82
bu doğru olamaz 126
bu doğru olabilir 25
bu doğru olabilir mi 20
bu doğruysa 39
doğru olmaz 22
olmaz 3739
bu doğru mu 716
bu doğru değil 1332
bu doğru değil mi 82
bu doğru olamaz 126
bu doğru olabilir 25
bu doğru olabilir mi 20
bu doğruysa 39
doğru olmaz 22
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu doktor 16
bu doğal 26
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu doktor 16
bu doğal 26