Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bu doğru

Bu doğru перевод на французский

32,031 параллельный перевод
Bu doğru değil. Hiç söyl...?
Ce n'est pas la vérité?
Bu doğru değil.
Ce n'est pas vrai. Alors comment vous expliquez ça?
- Bu doğru değil, seni soytarı olarak tutmuşlar.
C'est pas bien qu'ils vous aient coincé avec ce clown.
- Hayır, bu doğru değil. - Doug...
Non, c'est faux.
Bu doğru.
Exactement.
Bu doğru, Jack dedim. Ona Jack diye hitap etmemi söyledi, kendisine Jack denilecek.
Oui Jack, il m'a dit de l'appeler Jack, donc je l'appelle Jack
Evet, bu doğru.
Oui, c'est exact.
Çünkü seni sürekli ofisinden alıp ofisine bırakıyorum. Sanki ofisinde uyuyor gibisin ama bu doğru olamaz.
Je viens vous chercher et vous dépose à votre bureau comme si vous dormiez là-bas, mais c'est impossible.
Cece, bugün benzinci olur yarın yerel haberler. Bu doğru. Sonra bir bakmışsın şeker hastalığı oranıyla ilgili bir haber sunuyorsun.
C'est vrai Cece, aujourd'hui c'est une station essence, demain ce sera les infos locales... et avant que tu le saches, tu annonces les statistiques du diabète pendant qu'on regarde tous des images rapportées de grosses personnes marchant dans la rue.
Biz kurtulmak için yollar arıyoruz. Bu doğru.
On cherche un moyen de se débarrasser d'une marque mystique.
Bu doğru değil.
Ce n'est pas vrai.
Bu doğru.
Oui, c'est ça.
Ne yazık ki, bu doğru.
Malheureusement, c'est vrai.
Teknik olarak bu doğru ama yine de bizden yardım istiyor.
Techniquement, c'est vrai. Pourtant, elle est venue nous demander de l'aide.
- Aslında bu doğru değil.
- C'est faux, en fait.
Bu doğru değil.
C'est faux.
Bu doğru değil.
Non, c'est pas vrai.
- Evet. Bu doğru avukat.
C'est correct, conseiller.
Bu doğru. Onları Filipinler'den buraya senin getirdiğini söyledi.
Elle a dit que tu les avais amené elle et son frère des Philippines.
- Bu doğru mu?
C'est correct?
Evet, bu doğru.
C'est vrai
Bu doğru avukat.
Ce sont les faits, Jack.
Bu doğru değil.
- C'est faux.
Doğru değil. Anne, bu doğru değil.
Ce n'est pas vrai.
- Bu doğru değil.
- C'est pas correct.
- Bu doğru değil.
- Mais si.
- Bu doğru değil.
- Ce n'est pas vrai.
Bu doğru değil, doğru değil.
C'est faux.
- Bu doğru.
C'est vrai.
Bu ilişkinin anlamını veya nereye doğru gittiğini hiç konuşmadığımızı biliyorum.
Je sais... On n'a jamais parlé du pourquoi ou du comment ça allait.
Bu doğru değil ve sen de biliyorsun.
Ruby, on va découvrir ce qui est arrivé à Dorothée.
Bu çok doğru.
C'est tellement vrai.
- Doğru mu bu?
- C'est vrai?
Eğer doğru kişiyi tanıyorsan bu durumdan nasıl kurtulacağını gösterdiğini söyledi.
Il disait qu'il représentait ce qu'on peut avoir si on connait les bonnes personnes.
Tamam, vadinin altındaki anakayaya göre, fay ya sağa doğru kırılıp çöle doğru yayılıyor, ya da kırık hattı boyunca sola devam ediyor ki bu da Los Angeles'in geri kalanına 30 dakika verir ; ta ki...
Ok, selon le substratum rocheux du col, l'énergie peut se propager à droite, se dissiper dans le désert ou virer à gauche... le long de la faille ce qui laisse 30 secondes à Los Angeles avant...
John, bu kesinlikle doğru değil.
C'est absolument faux.
En doğru bilgiyi elde etmek için bu gerekli, Watson.
Nous recherchons les données les plus précises, Watson.
Bu doğru.
C'est exact.
Doğru mu bu?
C'est bien ça?
Bu kesinlikle doğru değil.
- C'est totalement faux.
Yani bir şeyler doğru gelmiyor. Bu çok kolay.
Ça va pas, c'est trop facile.
Bizi yeniden duysa ama bu sefer doğru, yalan olsa?
Et si il nous entendait encore, mais cette fois, en mentant?
- Doğru mu bu? Evet.
C'est vrai?
Sanırım bu politikaların yarardan çok zarar getirdiğini söylemek doğru olur, efendim.
Il est juste de dire que ces mesures font plus de mal que de bien, monsieur.
Bu omuz muhabbetinin doğru olduğundan emin olalım.
Et que son épaule est bien abîmée.
Birkaç tane doğru politik görüş ortaya at, sonra bu kıyamet meraklılarının yönetimine girmek kolay.
En agitant les bons fanions politiques, on infiltre les forums survivalistes.
Biliyorsun, bu bina kendini dışlandığını ya da hiçbir şeyi doğru yapamadığını kendini dışlanmış... ya da hayatının bir noktasında yolunu kaybetmiş hissedenlerle dolu.
Vous savez, ce bâtiment entier est plein de gens qui sentent ils ne sont pas allés dans ou n'a rien pu faire droit ou a senti des rudderless à un point dans leurs vies. Mais nous étions tout donné une chance à travers Scorpion.
Bu doğru değil.
Faux.
Doğru mu bu?
C'est vrai?
Çünkü eğer düşündüğüm şeyse, bu konuşma vatan hainliğine doğru gidecek.
Car si c'est ce que je crois, alors cette conversation se rapproche dangereusement d'une conspiration pour trahison.
Belki burası bu tartışmayı yapmak için doğru yer değildir anne.
Ce n'est pas le lieu pour cette conversation. - Maman?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]