Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bu imkânsız

Bu imkânsız перевод на французский

1,253 параллельный перевод
Bu imkânsız, yoldan çıkıyorsun, Louis!
- C'est pas vrai!
- Bu imkânsız. Onu öldüreceğim!
Mais je vais le tuer!
Bu imkânsız
C'est impossible.
Syd bu imkânsız.
C'est impossible.
Bu imkânsız.
C'est impossible.
- Bu imkânsız.
C'est impossible.
Bu silahla, kalan bu kadarcık zaman içerisinde bu imkânsız.
Pas avec cette arme ni avec le temps quil nous reste.
- Bu imkânsız.
C'est impossible!
Bu imkânsız.
- C'est impossible
Hayır bu imkânsız.
Impossible.
- Bu imkânsız.
- Impossible.
Bu imkânsız ve eninde sonunda hükümet masumları suçlulardan ayırmak için tasarlanmış tüm bu süreci atlar çünkü onlar gelecekte yapabilme ihtimalleri olduğu için insanları hapsetme anlayışını hiç bir zaman benimsemezler.
C'est impossible! Donc, en fait, le gouvernement supprime toutes les procédures permettant de distinguer un coupable d'un innocent, parce qu'elles ne conviennent pas à une politique d'arrestations basées sur l'éventualité d'un acte futur.
Sanırım bu imkânsız.
Ce m'est impossible d'aller ‡ Darjeeling ‡ ce moment.
Sanju... bu imkânsız Ram.
Sanju... pas question Ram
Bu imkânsız, patlayacak!
Ça n'ira pas! Ça va exploser, papa!
- Bu imkânsız.
- lmpossible.
Bu imkânsız.
Cela ne doit pas être.
Bu imkânsız.
- C'est impossible.
- Hayır, bu imkânsız.
C'est impossible.
Bu imkânsız bir aşktı.
C'était un amour impossible.
Bu imkânsız!
C'est impossible!
Ama bu imkânsız.
C'est impossible.
- Üzgünüm, bu imkânsız
- Je suis désolé, mais c'est impossible.
Bu imkânsız. Bu mahkûmlar farklı ülkelerde değil mi?
Ne sont-ils pas détenus par différents gouvernements?
- Bu imkânsız.
- C'est impossible.
Ama bu imkânsız.
Mais... c'est impossible.
Bu imkânsız. Tamam.
C'est impossible.
Bu imkânsız olur.
Non, ce serait impossible.
Hayatım, bu imkânsız.
Chérie, tu te plantes.
Hayır. Bu imkânsız.
Non, aucun risque.
Bu imkânsız.
Mais c'est pas vrai!
Bu imkânsız!
C'est pas vrai!
Bu lifler el yapımı. Hayvan, sebze veya mineral liflerini bulmak imkânsız olurdu.
Ce sont des fibres synthétiques.
... bu yüzden koparılmış uçla karşılaştırmak imkânsız. Ama araştırmayı derinleştirdin, değil mi?
lmpossible de comparer avec nos morceaux déchirés.
- Bu yüzden göz damlası, kocanızın Brad'in silahla yanına yaklaştığını görmesini imkânsız kıldı.
Votre mari naurait pas pu voir Brad lapprocher avec larme.
Ama bu detaylar biraz da anlık geliştiği için, birebir canlandırmak tamamen imkânsız.
Mais les événements ne peuvent jamais être parfaitement recréés.
Jo bu filmi yapmamın neden imkânsız olduğu konusunu saatlerce tartışabiliriz. En önemli neden artık ona inanmıyor olmam.
On peut épiloguer pendant des heures sur les raisons pour lesquelles il m'est impossible de faire ce film, mais la vraie raison, c'est que je n'y crois plus.
Bu imkânsız.
Vous les avez poussées vers l'avant, à fond.
- Bu istatistiksel olarak imkânsız.
Je perds chaque fois,
Korkarım kanıtlaması neredeyse imkânsız, bu durumda onun sözüne karşılık sizinki.
Je crains que ce ne soit impossible à prouver, ce sera votre parole contre la sienne.
İmkânsız bu, çok sıkıymış.
je reviens.
Bu imkânsız!
Pas question!
Bu imkânsız.
Impossible.
Asla gerçekleşemeyecek imkânsız şeyler düşünülürse evet, bu kez, yanılmış olurdun. Yani?
Parmi les choses impossibles, qui n'auraient jamais pu arriver, oui, tu te serais trompée.
İmkânsız. En azından, bu gezegende.
Pas sur cette planète, en tout cas.
Bu imkânsız.
Mais non.
Bu kadar işkenceden sonra hayatta kalman imkânsız.
Tu n'y survivras pas, pas avec tout ce que tu as encaissé.
Tek yumurta onuzu değillerse. Ki bu da istatistiksel olarak imkânsız.
- Sauf en cas de naissance multiple.
Bu annenlerin katılacağı bir etkinlik olacağı için, seni götürmem imkânsız diye düşündüm.
- Tu aurais pu y aller tout seul - Tu ne vas pas à ces trucs seul
Bu gerçekten imkânsız olur Binbaşı.
Ça serait impossible, Major.
İmkânsız bu!
C'est impossible!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]