Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Değil mi frank

Değil mi frank перевод на французский

253 параллельный перевод
Hayır, tam olarak arkadaş sayılmayız. En azından şimdilik. Ama beraber küçük bir iş yapıyoruz, değil mi Frank?
Pas vraiment... pas encore... mais nous sommes en affaires.
Ne tesadüf, değil mi Frank?
Ça te rappelle quelque chose?
İyi fikir değil mi Frank?
Drôle d'idée, hein, Frank?
O daima benden sonra yer, öyle değil mi Frank?
Frank mange toujours après moi.
Onu iyice hırpaladın, değil mi Frank?
Tu l'as bien écrasé, Frankie?
Sert erkeklerden hoşlandığımı biliyorsun, değil mi Frank?
Je ne déteste pas un peu de violence.
Bu gerçekten de araştırmamızda tamamen göz ardı ettiğimiz bir şey değil mi Frank?
Voilà... qui nous avait complètement échappé. N'est-ce pas, Frank?
Onun için 75 frank alırdın, değil mi?
Vous en accepteriez 75, n'est-ce pas?
Biz bir can aldık, değil mi, Frank? Şimdi bu canı geri verebiliriz.
Nous avons supprimé une vie.
Olanların sebebi buydu, değil mi, Frank?
C'était à cause de lui, Frank?
Ya da kızın hasta olduğuna karar verdiler diyelim. Bunun adamımıza faydası olmaz, değil mi?
Déclarée folle, Frank gagnerait?
İhtiyar Frank Patch'i hatırlıyorsun değil mi Howie?
Tu te souviens de Frank Patch, hein, Howie?
Hiçbir şey görmedik, değil mi, Frank?
Non, nous n'avons rien vu. N'est-ce pas, Frank?
Daha önce hiç bir kadına ateş etmedim, değil mi, Frank?
Je n'ai jamais descendu de femme, hein, Frank?
Doğru değil mi? Frank.
Pas vrai, Frank?
Durmadan yaşlandığına yemin ederim, Billy, öyle değil mi, Frank?
Tu vieillis, Billy. Pas vrai, Frank?
Kardeşiniz Frank başka bir bankanın yönetim kurulunda değil mi?
Votre frère dirige l'autre banque, non?
Frank. Kardeşin Dave'in kasabaya dönmesi heyecan verici değil mi dedim?
Frank, n'est-ce pas merveilleux que Dave, votre frère, soit revenu?
Onu satmak istemezsiniz, değil mi Bayan Frank? Asla.
Vous ne le vendriez pas, par hasard, Mme Frank?
Frank ve çocukların yukarıdan dolanıp beklediklerini sanmıyorsun, değil mi?
Tu ne crois pas que Frank et les autres t'attendent pour te tuer?
Frank bir kadına ateş etmez, değil mi?
Frank ne tuerait pas une femme, quand même?
Değil mi, Frank?
Pas vrai, Frank?
- Frank Jesse, değil mi?
Frank Jesse, je crois? Vous nous connaissez?
- Yine bana kazık attın değil mi?
Frank, tu m'as encore roulé!
İsminiz Frank'ti, değil mi? - Evet.
Frank, n'est-ce pas?
Clanton çetesinin üyelerini temsil ediyoruz - sen Ike Clanton, ben Frank McLowery - sonra Bay Chekov diğer Billy olmalı, öyle değil mi?
Puisque nous représentons chacun un membre du clan Clanton - vous lke Clanton, moi Frank McLowery - et M. Chekov serait l'autre Billy, n'est-ce pas?
Sana 30 frank borcum var değil mi?
Ça va bien. - Dis! Je te dois bien 3 000 francs?
Sana 50 frank borcum var değil mi?
- Dis donc, je te dois bien 5 000 balles.
- Sana 100 frank borcum vardı değil mi?
- Bonjour. - Je te dois bien 10 000 francs?
Adın Frank, değil mi?
Vous vous appelez Frank, pas vrai?
Charlie, Frank Harmon'ı tanıyorsun değil mi?
- Charlie, tu connais Frank Harmon. - Désolé.
Frank, benim de seni korumam gibi, Candy'yi koruyor, değil mi?
Frank protège Candy comme je t'ai protégée, non?
Öyle değil mi, Frank?
N'est-ce pas, Frank?
Değil mi? - Gitmek mi istiyorsun, Frank?
- Tu veux t'en aller?
Frank'di, değil mi?
- Vous fumez?
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Ona sen tuzak kurdun, değil mi?
Et vous l'avez piégé.
- Selamlar. ( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Jai alai değil gine değil mi? ( Çavuş Dedektif Frank Arriola )
- C'est pas l'heure du match?
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Ha, evet arıyacaktınız değil mi?
- Vraiment? - Oui.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Oh.Tabi ne diyordun sen... ( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) "Departmanlar arası işbirliği" değil mi?
C'est ça, la "coopération inter-départementale"?
- Evet o kadar oldu. ( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Allahım, nasıl da yetenekliydi, değil mi?
Il était doué, hein?
Kocan ve oğlun Frank'in elinde Değil mi?
Frank a ton mari et ton fils, n'est-ce pas?
Frank dememe kızmıyorsun değil mi Albay?
Ça ne vous dérange pas que je vous appelle Frank, colonel?
Olmazsa Frank Buckman'ın planını devreye sokarız. İyi, değil mi?
Sinon... on met le plan Frank Buckman en application.
Frank, bize bu konuda yardım edeceksin, değil mi?
donc, Frank, tu vas nous aider avec tout ca?
Ruth, Frank Bennett'le yeni evlenmişti, değil mi?
Ruth venait juste d'épouser Frank Bennett?
Parası iyi, değil mi?
Frank... ça rapporte gros, non?
- Öyle değil mi, Frank?
N'est-ce pas, Frank?
Sizi Gauntlet'e Frank götürecekti, öyle değil mi?
Frank devait vous faire passer le Gauntlet.
Bana bak, Frank. Frank, değil mi?
Frank... c'est bien ça?
en azından önlüğü uzaklaştırabilirdin değil mi Frank?
Peux-tu au moins enlever ton tablier, Frank?
Frank Churchill'i umursadığımı düşünmüyorsunuz değil mi?
Vous ne pensez tout de même pas qu'il m'intéresse?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]