Diyebiliriz перевод на французский
1,869 параллельный перевод
Öyle de diyebiliriz.
En gros, oui.
Beni kontrolü altına alan kötü bir eğilim diyebiliriz.
C'est mon mauvais penchant qui a pris le contrôle sur moi.
Yani, burasu TEHRAN diyebiliriz! Anladın mı?
On pourra leur montrer que c'est ça, Téhéran.
Şöyle diyebiliriz. "Geceye sessizce karışmadı."
Disons qu'il n'a pas fait une sortie discrète.
Kanın sıçramasına bakarsak tahmini olarak 1.83 boylarında biri diyebiliriz.
Vu les éclaboussures, le meurtrier mesure plus de 1 m 80.
Bana 9 diyebiliriz. Şimdi beni dinle, odanın içinde yürü ve sonra duruma göre, hamleni yap.
Alors prends la situation en main dès ton entrée dans la pièce.
Hayır, yaşamadık diyebiliriz.
Un bon point pour nous.
Aslında, onun hakkında düşünmeyi unuttum diyebiliriz.
En vérité, j'ai un peu oublié.
Seni tanıdığım günden beri diyebiliriz.
- Environ depuis... le jour où je t'ai rencontrée.
Evet bana açılıyor diyebiliriz.
Oui, il s'est un peu confié à moi.
Sanırım buna yeni çağ mucizesi diyebiliriz.
Il faut croire à un miracle moderne.
Diyebiliriz ya da egosunu tatmin etmeye çalışan biri.
On pourrait, ou on pourrait croire à un veilleur en manque d'ego.
4 olacak sanıyordum - 2 buçuk da diyebiliriz.
Il devait y en avoir quatre. Avec celle-là, elle vaut le prix de deux.
- Bir nevi tatil diyebiliriz.
Des vacances européennes.
Bu noktada görüşmek değildi sadece bakmak diyebiliriz. Ama hala umudum var.
En ce moment, pas vraiment, mais... une fille doit espérer.
Küçük bir yardım alıyor, diyebiliriz.
Eh bien, sachez qu'il n'est pas tout seul.
"Richard Antrem'in beyni ; olsa olsa bir çift cinsiyetlinin çükü kadardır veya bir çük kafalının zekası kadar da diyebiliriz."
Richard Antrem a le cerveau d'un homme atteint de syphilis tertiaire, le pénis d'un hermaphrodite, et le jugement moral d'un débile profond.
Şimdi ikimiz de aynı yoldan geçtik diyebiliriz.
Maintenant on peut dire qu'on l'a enduré tous les deux.
Kurbanlar da diyebiliriz.
Des victimes, on peut dire.
İlkiyle işler istediğimiz gibi yürümedi diyebiliriz.
La première... Disons que ça n'a pas bien collé.
Oradan buradan diyebiliriz.
D'un peu partout.
Bu hücumda katliama uğradı diyebiliriz.
Il s'est fait décimer sur cette action.
Ama aslında kızın kalbine taşındı diyebiliriz.
Il est vraiment dans son coeur.
Hatta mükemmelim diyebiliriz.
Oui, je vais mieux que bien même.
Herkesin kalbini kazanmış bir adam, en azından denemiş diyebiliriz.
L'homme qui a enflammé tous les cœurs, ou du moins, qui a essayé.
Öyle diyebiliriz.
Si on veut...
Sam'in kıçından çıkardık diyebiliriz.
tu peu dire qu'on la sorti du cul de Sam.
Dağ Sıçanlarına kız izciler diyebiliriz. Ancak ilgi alanları bilim ve Jeffersonian tarafından destekleniyorlar.
Les Marmottes sont comme des girl-scouts, mais scientifiques... et administrées par le Jeffersonian.
İş hayatı hariç, kapalı kutu diyebiliriz.
Hors antenne, il est plutôt discret.
Araf gibi de diyebiliriz.
Exactement comme l'enfer.
Fakat katı ve sağlam mimarilerine bakarak bunlara kale de diyebiliriz.
Il s'agit plutôt d'une forteresse épaisse et ultra sécurisée.
Zaten hep yalnızdım da diyebiliriz.
On pourrait dire que j'ai toujours été seul.
Yüzde 80'in üstü de misyonerlerden oluşuyor, bekâr erkekler de diyebiliriz.
Et plus de 80 % étaient des missionnaires, soit des hommes célibataires.
- Uzmanlık alanım diyebiliriz.
- C'est mon domaine.
O halde, buna genel bir ziyaret diyebiliriz. Hayır.
Ce qui fait de ceci une visite de "courtoisie".
Genel bir kanı diyebiliriz.
C'est ma conclusion générale.
Hoş geldin, sefa getirdin demekten başka ne diyebiliriz...
Que dire si ce n'est "Bienvenue".
İhtiyacınız olan son doktor diyebiliriz.
C'est vraiment le recours ultime.
En azından umut verici diyebiliriz.
Ou du moins il augurait de bonnes choses.
Bir tür kartvizitim de diyebiliriz.
Ma carte de visite en quelque sorte.
Daha çok kankasıyım diyebiliriz.
Plutôt le lieutenant.
Sonunda hep "Anneciğim" diyebiliriz.
On peut, si c'est Zou-oui maman.
Şey gibi, şöyle diyebiliriz, savaşçıların lideri olarak.
Disons, en tant que commandant de tous les soldats.
O bedenden ayrılmış biri, ruh da diyebiliriz,
C'est une personne desincarnée, ou esprit, si vous préférez,
Motörhead olmasaydı Metallica, Megadeth, Anthrax ve muhtemelen Slayer olmazdı diyebiliriz.
S'il y avait pas eu Motörhead, il y aurait pas eu Metallica, Anthrax, Megadeth ou Slayer.
Bu yüzden diyebiliriz ki Tanrı balık tutmaktan daha sakin daha sessiz, daha masum bir eğlence yaratmamıştır.
"Alors, Dieu n'a jamais fait " une récréation aussi calme, doux et innocent que la pêche. "
Öyle diyebiliriz.
Probablement.
Diyebiliriz ki bunu ilk kez The Rock'ta göreceksiniz.
Vous l'aurez vu en avant-première au Rock.
Evet, öyle de diyebiliriz.
Si on veut.
Ya da zafer sarhoşluğu da diyebiliriz.
Ou on dira que c'est surtout le frisson de la victoire.
Buna böyle diyebiliriz.
Ce sera ta canette, on mettra ton nom dessus.