Diyebilirim ki перевод на французский
1,825 параллельный перевод
Diyebilirim ki hayatta kalmanın başka bir yolu bu.
Je formulerais ça dans l'autre sens.
İkinci Charles'tan esinlenerek diyebilirim ki prens ve hanımefendi, yeni bir çağın eşiğini temsil edecekler.
Taxi! En s'inspirant de Charles II, nous voyons le prince et sa courtisane représentant l'aube d'une ère nouvelle.
Ne diyebilirim ki adamım?
Que puis-je dire?
Ne diyebilirim ki?
Qu'est-ce que j'y peux?
Bu çavuşun tecrübesine göre, diyebilirim ki ; sona doğru her asker, içinde şu an olduğundan çok daha fazlasının olduğunu keşfedebilir. Hayal bile edemeyeceği kadar fazlası...
Les soldats qui passent ce cap finissent par découvrir en eux plus qu'ils n'espéraient.
Ne diyebilirim ki, hayranlarımın pek çoğu liseden veya ıslah evinden.
Mes fans sont des lycéens ou des détenus.
Ve diyebilirim ki...
En ce sens, je peux dire...
Diyebilirim ki kimliği belirsiz kişiyi evde öldürmüş. Muhtemelen bunun emri de aynı patrondan.
C'est sûr, elle a tué cet inconnu dans la maison, sûrement sur l'ordre de ce... même chef.
Şu anda, 45 yıldır baroya kayıtlı bir avukat olarak diyebilirim ki bu şirket sizin davanıza düşündüğünüzden daha fazla zaman harcadı.
Moi, je le suis depuis plus de 45 ans, et je peux vous dire qu'on a passé plus de temps sur votre dossier que vous ne le pensez.
Ama ben çok şey gördüm.. Ve sana şöyle diyebilirim ki ; Sanat bizi zamanın ötesinde buluşturur..
Mais... j'ai assez vécu pour te dire que l'art nous unit dans le temps.
Düşündüğüm her şeyi hesaba katarsak, sanırım şu an kesin olarak diyebilirim ki, ihtiyacım olan, Elsa değildi.
Tout compte fait, je peux dire désormais avec certitude qu'Elsa n'était pas celle qu'il me fallait.
Bilmiyorum. Ne diyebilirim ki?
- Qu'est-ce que je peux dire?
Tüm bunları göz önüne alarak diyebilirim ki... ruh göçü beş para etmez bir savunmadır.
Tout bien considéré, je dirais que la migration spirituelle est une défense sacrément pourrie.
Ne diyebilirim ki? Sopayı elinden kaçırdı.
Un simple accroc.
Ben ne diyebilirim ki?
Ce n'est pas de mon ressort.
Ama diyebilirim ki Zzyzx'tekilerin peşinde olduğu şeyin Madacorp'un eline geçmesine izin veremem.
Vu ce que Zzyzx manigançait, il faut que j'empêche Madacorp de mettre la main sur les données.
Ne diyebilirim ki, o bir asi.
- C'est une rebelle, qu'est-ce que tu veux que je te dise?
Ne diyebilirim ki?
C'est comme ça, c'est la vie.
Ve diyebilirim ki bunu oldukça iyi karşılıyor.
Et on dirait qu'elle le prend plutôt bien.
Diyebilirim ki, ne olduğunu biliyordum.
J'ai su ce qui se passait. Vous le sentez.
Diyebilirim ki, sen kesinlikle o değilsin.
Tu n'es définitivement pas lui
Hiç birşey bilmiyorum ne diyebilirim ki?
Vous pourrez me frapper autant que vous voudrez.
Ne diyebilirim ki?
C'est comme ça.
Gece nöbetimde eşek gibi çalıştım. Ne diyebilirim ki?
J'ai fait du bon boulot dans ma garde, ça doit être ça.
Diyebilirim ki Declan malum meşaleyi taşıyor.
Je dirais que Big D est le porteur de la palme d'or.
Kesinlikle diyebilirim ki burası eski işime göre çok daha teşvik edici.
En tout cas, je suis plus stimulé ici qu'à mon ancien boulot.
- Diyebilirim ki...
J'aurais aimé...
Başka ne diyebilirim ki?
Quoi d'autre pourrais-je dire?
Ne diyebilirim ki?
Que dire de plus?
Kendi başıma iki çocuk yetiştirmiş biri olarak sana diyebilirim ki o yaş her genç için zor bir dönem.
J'ai élevé deux garçons et je peux te dire que cet âge est difficile.
Gördünüz mü, seksi olmuşum, daha ne diyebilirim ki.
Tu vois, elle me trouve sexy, je sais pas quoi te dire.
O zaman diyebilirim ki, bu onu tanıman için uygun bir zaman.
Alors, je dirais que ce serait l'occasion rêvée pour vous de connaître mon fils.
Nasıl hayır diyebilirim ki...
Comment dire non à...
Tekrar gidecek kadar delisin değil mi? Ne diyebilirim ki?
Vous êtes assez fou pour partir?
Ne diyebilirim ki?
Que dire?
Ne diyebilirim ki?
- Tu veux que je te dise quoi?
Ama diyebilirim ki... ... çalışanlar rahatsız, David.
Mais je sens les gens mal à l'aise, David.
Biliyor musun, gördüklerime dayanarak diyebilirim ki, bu giysiler içlerinde kim varsa ona göre şekil alıyorlar.
Je crois que cette combinaison s'adapte à la personne qui la porte.
* Nadia, ne diyebilirim ki?
"Nadia, que dire?"
Ne diyebilirim ki? İnsanlar bana güveniyor.
Que dire d'autre à part que les gens me font confiance
Ne diyebilirim ki?
Que veux-tu que je te dise?
Ne diyebilirim ki?
Qu'est ce que je peux dire?
Ne diyebilirim ki?
Comment dire?
Ne diyebilirim ki?
- Mais que voulez-vous?
Ne diyebilirim ki, Alan? Bir hata yapmışım.
J'ai fait une erreur.
Ne diyebilirim ki?
Qu'est-ce que je peux dire?
Ne diyebilirim ki?
J'y suis pour rien.
Ne diyebilirim ki? Tam bir gerizekâlılık!
Je te l'avais dit.
Sana ne diyebilirim ki?
Que dois-je répondre?
Ne diyebilirim ki baba?
Qu'est-ce que tu veux que je te dise?
Ne diyebilirim ki?
Que puis-je dire?