Doğu avrupa перевод на французский
279 параллельный перевод
Doğu Avrupa'nın Polonya ve Rusya kesiminde... el değmemiş, devasa yeni reserv kaynakları buluna kadar... doğuyu kolonileştiren yaratıcı Almanya'nın Ari kültür yolunu izlediler.
De là, ils suivirent le chemin de la culture aryenne des Allemands créatifs colonisant l'Est..
XIX. ve XX. yüzyıllarda Doğu Avrupa'dan bütün kıtaya... ve sonra tüm dünyaya doğru yayıldılar. XIX. yüzyılın kafa karıştıran insan eşitliği ve özgürlüğü fikirleri...
Jusqu'à trouver enfin un gigantesque réservoir inexploité dans les parties polonaise et russe de l'Europe de l'Est.
Eğer onları örgütler yerine Gestapo'ya iletirse bu sadece yüzlerce insanın ölümü değil Doğu Avrupa'daki örgütlenmemizin de yıkımı anlamına gelir. Tabii ki öyle.
S'il les donne à la Gestapo, des centaines de personnes vont mourir, et notre organisation en Europe de l'Est est finie.
Doğu Avrupa Çelik Şirketi'nin numarası çıktı.
C'est le numéro de la Délégation de l'Acier pour l'Europe de l'Est.
Doğu Avrupa Çelik Şirketi'ninki de öyle.
Comme celui de la Délégation de l'Acier.
DOĞU AVRUPA ÇELİK ŞİRKETİ
DÉLÉGATION DE L'ACIER POUR L'EUROPE DE L'EST
Seravno Hapishanesi, Doğu Avrupa'nın en güvenlikli hapishanesi.
Cette prison est considérée comme la plus imprenable d'Europe de l'est.
Seravno, Doğu Avrupa'nın en sıkı korunan hapishanesi.
Cette prison est considérée comme la mieux gardée d'Europe de l'Est.
Sınırdışı edip Doğu Avrupa'ya dönmem için.
La déportation pour l'Europe de l'Est.
Senko Brobin tüm Doğu Avrupa'nın Karşı İstihbarat Başkanı şu ana kadar mikrodevrenin yerini öğrenmek adına Dean'in direncini kıramadı.
Senko Brobin, Directeur du contre-espionnage de l'Europe de l'Est, n'a pas encore réussi à le faire parler, et n'a pas encore trouvé le microcircuit.
Ülkesinin gizli polis teşkilatı şefliği yanında Başsavcılık görevini de yürüten Josef Varsh Doğu Avrupa'nın en tehlikeli adamlarından biri.
Josef Varsh, procureur et chef de la police secrète de son pays, est un des hommes les plus dangereux de l'Europe de l'Est.
Eşiniz bize Sturdevant denilen bir ajanı hatırlatıyordu. Savaştan sonra adamları Doğu Avrupa'ya kaçtı. Saklandıkları yerden çıkarmak neredeyse imkansızdı.
Votre mari nous parlait d'un espion nommé Sturdevant qui avait monté un réseau dans l'Est.
DOĞU AVRUPA
EUROPE DE L'EST
Ondan sonra Skorzeny gezmeye başlamış. Zamanla Doğu Avrupa gecelerinde nam salmış. 2.
À l'époque, Skorzeny se mit à voyager et acquit la réputation, dans toute l'Europe de l'Est, d'être un sacré noctambule.
Ve şimdi de Eric Kriegler, geçen yılın Doğu Avrupa şampiyonu.
Et maintenant Éric Kriegler, champion d'Europe de l'Est l'an dernier.
Doğu Avrupa.
- L'Europe de l'Est.
Ve en akılcı cevabı ise, esnek çalışma saatleri güzel manzara, renkli Doğu Avrupa'da tüm masrafları ödenmiş lüks yerlerde konaklamalar.
Je rationalise avec l'idée d'horaires flexibles et de beaux décors, de vacances tous frais payés en Europe de l'Est.
Varşova Paktı, Sovyetler Birliği ile yedi Doğu Avrupa ülkesi tarafından imzalanmış bir anlaşmadır.
Le pacte de Varsovie fut ratifié par l'URSS et sept pays de l'Europe de l'Est.
Çernobil'den ötürü Doğu Avrupa'daki milyonlarca insan hala akciğer hastalıkları yaşıyorlar.
Des milliers de gens en Europe ont des problèmes respiratoires après Tchernobyl.
O gece... biz Doğu Avrupa ulusal marşlarını çalışacağız.
Pour une soirée d'hymnes nationaux des pays de l'Est.
Doğu Avrupa'daki aç ve sefil mültecilere insani yardım için bağışlanan 750,000 dolarlık tahvilleri teslim edecekti.
Il était censé récupérer et livrer un don, une bourse diplomatique avec 750 000 $ en titres au porteur destinée à l'aide humanitaire. Pour les réfugiés affamés d'Europe de l'Est.
Neyse, işte karşınızda Doğu Avrupa`nın favori kedi ve fare takımı Worker ve Parasite!
Alors voici le chat et la souris les plus célèbres d'Europe de l'Est, Le Travailleur et le Parasite!
Doğu Avrupa özellikle.
À l'Europe de l'Est, en particulier.
Umarım Doğu Avrupa'ya bir şans verirsin.
J'espère que vous tenterez votre chance pour l'Europe de l'Est.
Yine de birşey istiyorum. Alden'i arayıp doğu Avrupa'yı unutmasını söylemem için iznin.
Mais je voudrais pourtant voir Alden et lui dire d'oublier cette histoire d'Europe de l'Est.
Doğu Avrupa teklifini reddettiğimi bildirmek istiyorum.
Je voulais seulement vous dire que je refuse l'Europe de l'Est.
Ücreti elbette daha az ama Doğu Avrupa'nın da öyle.
C'est moins bien payé, mais l'Europe de l'Est, c'est pas mieux.
Onların aileleri Doğu Avrupa'dan gelir saygıyla, Henry.
Leurs parents sont trafiquants d'or en Europe de l'Est, sauf ton respect.
ClA'in Gayri Resmi Ajanlar listesinin yarısını çaldı. Bu liste, Doğu Avrupa'daki tüm gizli ajanlarımızın kayıtlarını içeriyor.
Il a volé la moitié d'une "liste N.O.C."... nos agents Non Officiellement Couverts en Europe de l'Est.
Eğer o liste çalınırsa, Doğu Avrupa ülkelerindeki ajanlarımızın adları parayı verene açık artırmayla satılacak.
Si cette liste fait surface, les noms de nos agents d'Europe de l'Est seront vendus au plus offrant :
- Doğu Avrupa, güvenliksiz.
- Europe centrale. Sans filet.
Sana aynı parayı veririm, ama şimdi sırf Doğu Avrupa'yı değil, tüm listeyi istiyorum.
Je vous donnerai autant, mais je veux la liste complète, et plus seulement l'Europe de l'Est.
Bu tür bir iş Doğu Avrupa ülkelerinden, Rusya'nın dışından çıkmıştır.
Les pays de l'Europe de l'est, la Russie, l'appliquent.
Asya üzerine Demir Perde inecek mi, Rusya ve Doğu Avrupa'ya indiği gibi?
Le rideau de fer s'abattra-t-il comme sur la Russie et l'Europe de l'est?
Bir zamanlar, Doğu Avrupa'da küçücük bir köy vardı, bir yahudi köyü. Yıllardan 5.701'di, yeni takvime göre de 1941.
Il était une fois dans petit shtetl... une petite bourgade juive de l'Est de l'Europe, en l'an 5701... c'est à dire 1941, d'après le nouveau calendrier...
Doğu Avrupa'nın süt fazlalığını azaltmak için onlardan 17 bin ton süt almayı kabul etmiştik.
Nous avons accepté de vider le surplus de lait de l'Europe de l'Est en leur achetant 17 000 tonnes de lait.
Muhtemelen Doğu Avrupa'dan.
Sûrement de l'Europe de l'Est.
Şu Asya-Doğu Avrupa bölgesini asla tutamazdınız.
L'Asie-Europe de l'Est, tu pouvais jamais la tenir.
Şu anda Doğu Avrupa'dan gelenler için kontenjan dolmuş durumda.
Le quota des pays de l'Europe de l'est est atteint.
Moudan'ın babası Doğu Avrupa'dan "Buffalo Grass" votka ticareti yaparak servet yapmış, tanınmış bir tüccar.
Le père de Moudan était un dealer connu, qui avait fait fortune en vendant de la vodka à l'herbe de bison d'Europe de l'Est.
Doğu Avrupa'da bu arabayı 110, 120 bin dolara satabilirsin.
En Europe de l'Est, elle peut se vendre 120 000 dollars.
Doğu Avrupa'da gömme ayinleri çok ciddiye alınır. Onları küçük düşürebilir.
Les rites funéraires comptent our eux.
Avrupa ve Orta Doğu'da çalışıyorsunuz.
Mais en Europe et au Moyen-Orient.
Avrupa'nın istilası planını son haline getirmek üzere Orta Doğu'daki... muadilleriyle buluşmak için dün gece yola çıkmıştı.
Il est parti hier soir pour rencontrer ses homologues au Proche-Orient, afin de mettre au point les plans d'invasion de l'Europe.
Avrupa ve Doğu Amerika'da kibar bir uygarlık yaşanıyordu.
L'Europe et l'est des Etats-Unis étaient des pays raffinés
Ama Orta Doğu'da değil, Avrupa'da.
Pas au Moyen-Orient, mais en Europe.
1920 yılında Doğu'da bazı sıradışı deneyimler edinmiş... tanınmayan bir kişi Avrupa'da ortaya çıktı.
En 1920, un homme arriva en Europe, venant de l'Est où il avait vécu d'extraordinaires expériences.
Hollanda Doğu Hint ticaret şirketi Avrupa'nın nadir ve değerli mallarını Dünya'nın uzak köşelerine taşıyıp satan devletin çok yönlü bir ticaret organıydı...
La Compagnie hollandaise des Indes orientales est une société mixte... qui vogue aux quatre coins du monde... à la recherche de denrées rares qu'elle revend en Europe.
Doğu Avrupa, 1904
Europe de l'Est, 1904
Doğu Avrupa'daki efsaneler.
- Le pain.
Doğu Avrupa'da doğdu, 12 yaşına dek hiç koşmadı.
Née en Europe de l'est.