Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ G ] / Gelıyorum

Gelıyorum перевод на французский

190 параллельный перевод
Sana yalvarıyorum, lütfen eve gel.
J'ai appris la nouvelle, avec surprise.
Kendimden utanıyorum. Onlara kanıverdim. Gel.
J'ai honte d'avoir cédé.
Kaç haftadır seni arıyorum. - Selam, Nick. - Gel, içeri gir.
Ça fait des semaines que je te cherche partout.
Hadi gel. Sana bir şeyler ayarlayabilecek bir idare memuru tanıyorum.
Un copain contremaître t'inscrira.
Hey, Mike, buraya gel. Sizden silahlarınızı sırt yataklarınıza bırakmanızı istedim sanıyorum.
Je vous avais demandé de ne pas prendre d'armes.
Ben de orada kalıyorum. Gel seni kışla revirine götüreyim. - Oranın yemekleri daha iyidir.
Je vais te faire entrer à l'infirmerie.
Al bu doları yemek ye yarın sabah tekrar gel. Seni işe alıyorum.
Prenez ce dollar, allez manger, et revenez demain matin.
Yemeği çıkarıyorum ve bu kahvaltı dediğiniz şeyi... - Gel!
- et ce que vous appelez petit-déjeuner.
Şaka yapıyorum, gel buraya.
Je plaisante, viens ici.
Yatıyorum, yarın yine gel.
Je vais me coucher, repasse demain.
Açmıyorum. Haydi gel.
Je n'allumerai pas.
Seninle konuşmak istiyoruz. Gel pisi, pisi. Peki ama, kedimi arıyorum.
- Mais je cherche mon chat!
" Hemen gel. Sensiz yaşayamıyorum.
" Viens tout de suite, je n'en peux plus.
Kendine gel. Ben şu an o şeyi yaşıyorum. Luyba'lar yatacaklardı ve dışarısı çok soğuk.
C'est très exactement ce que je ressens en ce moment... lls se couchent, chez Liouba, je vais pas rester à geler dans l'escalier...
Gel gör ki, kimilerimiz ötekilerden çok daha büyük bir şevkle yaptı, değil mi? Seni suçlamıyorum.
Rien que d'y penser, j'en ai la tête qui tourne.
Gel de oyna. Servet kazanıyorum.
Joue donc, je gagne une fortune!
Yatağa gel, gece sen dışardayken uyuyamıyorum.
Viens te coucher. Sinon je ne peux pas dormir.
Kendine gel tatlım. Dinlediğini sanmıyorum.
Petite, je crois que t'as pas compris!
Hep alıyorum, getiriyorum, şunu al gel, bunu getir...
J'suis bon à porter l'eau chaude, moi. et puis rien du tout.
Şehre yeni geldim, ve Beverly Hills'de... Dr. George Maitlin'nin bürosunun dışında çalışıyorum... Gel beni bul.
J'exerce dans le cabinet du Dr George Maitlin de Beverly Hills.
Bir ara beni görmeğe gel. Ben ultrasonik delgi kullanıyorum. Bir kedi yavrusu gibi mırıldanıyor.
Venez me voir, ma roulette ultrason ronronne comme un chat.
"Ayrıca sana yalvarıyorum... dört torununla birlikte lütfen Hawaii'ye gel... ve Suzujiro'yla buluş."
"Moi aussi, je t'en prie. " Viens á Hawai avec tes quatre petits-enfants, " voir Suzujiro.
Araba kullanıyorum. - O zaman sadede gel hemen.
- Alors passons aux choses sérieuses.
Gel, seni alıyorum.
Allons, je veux bien de toi.
Gel buraya şaka yapıyorum
Voyons, je plaisante.
- Yüzmezsem kımıldayamıyorum. - Benimle gel, kahve alacağım.
J'ai besoin de nager... sinon je ne peux plus bouger.
- Boşaltıyorum. Yani, boşaltıyordum. Gel gör ki durmadan da çoğaltıcıya göz atıyordum ve...
- C'est ce que je fais que je faisais, mais le synthétiseur était là...
Terlediğim için söylemesi zor ama jöle kutusunda yazdığı gibi kullanıyorum.
Là, bien sûr, je transpire, mais je mets la quantité de gel indiquée.
Bilmek isteyeceğini sanmıyorum ama içeri gel.
Ça ne te fera pas plaisir de le savoir. Mais tu peux entrer.
Gel içeri Bart. Boş vaktimi, korkunç bir cadı için, kokuşmuş ve harap bir evde dantellerin tozunu alarak geçireceğime inanamıyorum.
Je vais devoir épousseter des bibelots... pour une vieille sorcière dans une baraque qui pue le renfermé.
Tamam, buraya gel hazırlıklara başlıyorum.
Tu reviens ici et je fais les pr Ž paratifs.
Chakotay ve ben, yarın sabah biyomimetik jel ikmali yapacağız, ve şu anda o şeyi nakledebilmek için uygun bir konteynır bulmaya çalışıyorum.
Il faut aller chercher un chargement de gel biomimétique demain. J'essaie de trouver le conteneur qui correspond.
İstiyor musun? Ö zaman saat 7de 1 Milyonla benim evime gel, çünkü malı açık arttırmaya çıkarıyorum.
Si tu veux amène un million à ma "casa" à sept heures parce que je suis en train de faire monter les enchères pour ta came là.
Ve bir haftadır dişlerimi saç jölesiyle fırçalıyorum.
Et depuis deux semaines, je me brosse les dents avec du gel.
Seni tam olarak tanıyorum... Gel ve içime eri...
Je sais que tu peux te fondre en moi
- Cesur davranmana bayılıyorum canım. Gel buraya.
J'adore quand tu joues les gros durs.
Buraya gel yenge Ben başlıyorum
Mais tu dois exprimer l'amour que tu as dans ton cœur.
- Chuck, gel şöyle. Dostlarının yanında iken, havanı bozmamak için..... bizi önemsemez tavrını anlıyorum, Chuck.
Je comprends que tu fasses le rigolo devant tes potes pour sauver la face.
Büyük kukulu kızlardan hoşlanıyorum. ) Hadi South Park'a gel ve birkaç arkadaşımla tanış.
Suivez-moi à South Park Et j'vous présenterai des potes
Büyük kukulu kızlardan hoşlanıyorum. ) O halde South Park'a gel ve bazı arkadaşlarımla tanış.
{ y : bi } Suivez-moi à South Park { y : bi } Et j'vous présenterai des potes
Görmediğin için seni suçlamıyorum. O yüzden, gel ve test et beni.
Bon, si tu n'es pas convaincu, mets-moi à l'épreuve.
Sadede gel. Ne alıyorum?
Bref, combien j'aurai?
İniş bölgesine gel. Tekrarlıyorum. 3. İniş bölgesi.
Gagnez Z.A. 3, je répète Z.A. 3
Gel buraya oğlum. Geleceğini sanmıyorum.
- Il bouge pas.
Ve bu jel paketi tüm ara yüzü etkiledi. Onu tamir etmek için şimdi yola çıkıyorum.
Et ces packs de gel sont connectés à tous les systèmes affectés.
Hadi, hadi, gel buraya. Lanet olsun çocuk, dikkat et. Elimden gelenin en iyisini yapıyorum, Bay güçlü.
Bien, les plus vieux, comme Hayak, c'est pareil, mais Mapes... sa génération et les plus jeunes, je pense qu'on peut les sauver.
Anlıyorum. Buraya gel ve bizi al.
Viens, passe nous chercher.
Çalışıyorum. 40 dakika sonra işim bittiğinde gel.
Je travaille. Reviens dans 40 minutes, quand j'aurai fini.
Sadece düşün ve gel benle. Beni yalnız bıraktığını anlatıyorum.
Si je suis là, c'est pour te dire de me laisser tranquille.
Yarın vaktin olursa gel. "Merhaba, nasıl gidiyor" diyen herkesten nefret etmeyi planlıyorum.
Demain, si tu as le temps, j'ai prévu de mépriser tous ceux qui diront : "Salut, ça va?"
Salonda ilgini çekecek bir şey olduğu sanıyorum. Gel hadi.
Il y a quelque chose qui pourrait vous intéresser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]