Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ H ] / Haın

Haın перевод на французский

6,023 параллельный перевод
Neyse bana ne yapacaksın, ha?
Qu'est-ce que tu vas me faire?
Ne yapacaksın, ha?
Qu'est-ce que tu vas faire?
Bana uyduruk bir adres verip, hıyar gibi görünmemi sağladın, ha?
Donne moi une adresse bidon, fait de moi un bouffon, hein?
Bu günler Harvard'da kimseye izin vermiyorlar mı, ha?
Harvard accepte n'importe qui.
Açsın ha?
Tu as faim, hein?
Sen de katılmak zorunda kalırsın, ha?
Tu vas devoir regarder.
Zahmet olmazsa biriniz onu oradan atar mısınız? Ha siktir!
Quelqu'un pourrait-il le faire tomber en bas du toit...
Yarışı bıraktınız ha?
S'enfuir, hin?
- Ne yaptın sen ha?
- Qu'est-ce que tu as fait?
Ha? Bulaşık falan da yıkamıyorsundur, değil mi?
Je parie que tu ne fait plus la putain de vaisselle, n'est-ce pas?
Anneme sarkmayın ha.
Ne sors pas avec ma mère.
- Sakın ha!
- T'enterrer!
Onların birbirini öldürmesi gerekiyordu ha.
Cette voie ne peut être que sans issue.
Demek, madam, siz bir uzmansınız, ha?
Vous êtes connaisseuse?
Suç yaşamından kendinizi asla kurtaramadınız, ha?
Impossible de vous passer du crime, si?
Cerberus. Sahibin saldırıya uğradığında neden havlamadın, ha?
Cerbère, qui n'aboie pas quand sa maîtresse est attaquée.
Bir şey bulamadın, ha?
- Rien, hein?
Sakın ha!
Non, non, non, non.
Bizi bıraktın ha?
Tu nous quittes?
Hep şakacısın, ha?
Toujours avec des blagues, hein?
- Ha. İri kadın.
- Une sacrée dame.
Ha-yo çılgın gümüş.
Salut, petit monstre.
Burada komik bir elemanınız var demek, ha?
Ce petit rigolo, c'est toi qui l'as engagé?
Burada bir şey yok. Kamera bozulmuş gibi ama bununla ne yapacaksın ki, ha?
On dirait que les caméras sont en panne, mais... qu'est-ce que vous voulez faire?
Başka türlü nasıl bu işte olmadığını söyleyecektin, ha?
Comment t'aurais pu dire que tu y étais pour rien si j'avais pas fait ça, hein? Merde!
Geç kaldınız, ha?
T'es en retard, hein?
Şimdi ne yapacaksın, Christo, ha?
Comment tu te sens maintenant, Christo? Hein?
Benimle ilgili ne kadarını biliyorsun? Ha?
Qu'est-ce que tu sais de moi?
Ağabeyimi hiç tanımamışsın.
Ha, tu n'as jamais connu mon frère.
Desmond Tutu konferansının oluğu geceyi unuttun mu? - Tamam, yeter. O gece ha?
Tu as oublié la soirée après la conférence de Desmond Tutu?
Vay, Ram, vay dostum! Demek evlendin, şimdi de balayındasın, ha?
Vous avez épousé d'abord et aussi fêté votre lune de miel?
- Gerçekten bıraktın, ha?
Alors tu as vraiment démissionné?
Saçını değiştirmişsin, ha?
Ta coiffure est différente.
- Her limanda bir kadın ha, Jerry?
Une femme dans chaque port, hein, Jerry?
Sür atını kovboy!
Yi-ha! En avant, cow-boy!
Medici arkadaşın nerede şimdi, ha?
Où est ton pote Medici maintenant?
Biz yaparken iğrenç oluyor ama sen ikinci sınıfların tümünü öperken iyi oluyor, ha?
C'est dégoûtant quand on le fait, mais pas quand tu embrasses tous les gars de ton année à l'école?
Kapımı çalarsın ha, çıkıp seni bir güzel...
Cogne à ma porte, approche et je vais te frapper...
Emin olamazsın. Ha siktir!
On ne peut jamais être certain.
Sakın evlenme ha. Sizin için artık çok geç.
Ne te marie pas, toi, trop tard pour toi.
Gerçekten şahane. Tam isabet, ha? Harraps'ın yeni imajı için bulduğumuz bazı konseptlerden oldukça memnunuz.
Vraiment merveilleux... bingo nous sommes très fières des nouveaux concepts que nous avons trouvés.
Bu olmayacak!
Ha! Ce n'est pas près d'arriver.
Ha? Birkaç yumruk atamaz mısın?
Vous ne pouvez pas lancer quelques coups de poing?
Gittiği her yerde arkadaş edinen bir adamsın ha?
Alors t'es le genre de mec à se faire des amis partout où il va, hein?
Pesah'ın, yani İsa'nın çarmıha gerildiği günün üzerinden 50 gün geçmişti.
Il y a 50 jours depuis la pâque, le jour où Jésus a été crucifié.
Sakın ha.
N'approchez pas.
Av hayvanların bol olduğu, yalnızca iyi yürekli kişilerin ayak basabildiği ve zenginliklerinden faydalanabildiği bir yer.
Une terre où seuls les coeurs purs pourraient poser le pied et cueillir son abondance. - Ha!
Sen harika bir avcısın.
Ha! - Quel grand chasseur tu fais!
Hemen gidiyor olamazsın herhalde?
Ha! Mm!
Karga Kwatak çok akıllı yeni ustasını buldu bile.
( roucoulements du corbeau ) - Ha! Vous avez vu?
Ona yazan bir kaç kadın var, ama bir kadın ona defalarca yazmış, karşılık almadan defalarca hem de.
Il y a eu plusieurs femmes qui lui ont écrit mais une femme lui a écrit de multiples fois avec aucune réponse. Ha.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]