Her şeyi aldın mı перевод на французский
295 параллельный перевод
Her şeyi aldın mı Donald?
Vous avez tout trouvé, Donald?
Her şeyi aldın mı?
Et moi donc!
- Her şeyi aldın mı? - Her şeyi.
Tu as ramené tout ce qu'il nous faut?
- Her şeyi aldın mı? - Aldım sanırım. İyi.
Il y avait tellement de monde, que je n'étais pas sure d'être servie.
Her şeyi aldın mı? Evet.
Vous avez tout?
Juanito. Her şeyi aldın mı?
Juanito, tu as tout pris?
Her şeyi aldın mı?
Vous avez bien tout?
- İhtiyacın olan her şeyi aldın mı?
- T'as tout ce qu'il te faut? - Oui.
Her şeyi aldın mı?
Tu as tout?
- Tamam, her şeyi aldın mı?
- Tu as tout?
- Her şeyi aldın mı?
- Tu as tout pris? - Je pense.
Listendeki her şeyi aldın mı?
Tu as toute ta liste?
- Her şeyi aldın mı?
- T'as toutes mes affaires?
Askerlerin kalesinden her şeyi aldın mı?
Tu as tout pris, au fort militaire?
Her şeyi aldın mı?
Tu n'as rien oublié?
- Her şeyi aldın mı?
- Tout y est?
- Her şeyi aldın mı?
- Tu as tout? - Oui.
- Elvis, her şeyi aldın mı?
Tu as toutes tes affaires?
Her şeyi aldın mı?
- Qui vous opère?
- Topladığınız her şeyi aldı mı?
- Il a tout pris?
Hayli şaşırtıcı mesajını bu sabah aldım. Her şeyi bir kenara bırakıp buraya geldiğimi söyleyeyim.
Dès que j'ai reçu votre message, je suis venu.
Diğer her şeyi aldım. Fakat kasayı açamıyorum.
J'ai tout le reste, mais je n'ouvre pas le coffre.
Her şeyi yanına aldın mı, Agneta?
Tu as tout, Agneta?
Hayatında bundan iyi bir teklif aldın mı? Her şeyi kapsayan?
Avez-vous jamais connu pareille tentation... pour tout l'or du monde?
Piknik yapmak gibisi yok, Yağmur ve karıncalar dışında her şeyi aldım...
Oh, il n'y a rien de mieux qu'un pique-nique et j'ai tout amené à part la pluie et les fourmis.
- Benden aldığın her şeyi geri alacağım. - Sen delirmişsin!
- Ma patience a atteint ses limites.
- Her şeyi not aldın mı?
Vous avez compris?
- Her şeyi aldınız mı?
- Vous avez tout?
- Her şeyi aldınız mı?
- Tu as tout ce qu'il faut?
Her şeyi aldılar... Babamın bana bıraktığı altın saati bile.
Ils ont tout pris... même la montre en or que mon père m'avait léguée.
Hayatta istediğim her şeyi satın aldım, üçünüz dahil.
Tout ce que j'ai toujours voulu, je l'ai acheté, y compris vous trois.
Ama daha sonra da benden aldığınız her şeyi geri vereceksiniz.
Mais avant, rendez-moi tout ce que vous m'avez volé!
Bayım, istediğiniz her şeyi aldınız.
Monsieur, vous n'aurez rien de plus.
Her şeyi aldınız mı?
N'oubliez rien, surtout.
Usturanı ödünç aldım. Zaten her şeyi okuyacaksın.
J'ai prêté votre rasoir, et... vous lirez le reste dans les journaux.
Karl'ın ailesi nafaka parasından ve diğer bütün skandallardan sıyrılmak için oğulları, sevgili yeğenimi inanılmaz sorumsuz bir şekilde yetersiz hazırlıkla ta Amerika'ya gönderip şu bahsettiğim hizmetçi kızın düşünüp kaleme aldığı daha bir önceki gün elime ulaşan ve yeğenimin görünüşünden bindiği geminin adına kadar her şeyi anlattığı mektubu olmasa Amerika'daki keramet ve mucizelere emanet edip New York limanında mahvolmak üzere postalamışlar.
Car... comme les parents, pour éviter rente alimentaire ou tout autre scandale, ont fait transporter en Amérique mon cher neveu, avec un équipement irresponsablement insuffisant, ainsi ce garçon serait, sans les signes et miracles encore vivants en Amérique, déjà en perdition dans une ruelle du port de New York, si cette servante ne m'avait pas dans une lettre qui est arrivée en ma possession avant-hier, communiqué toute l'histoire, le signalement de mon neveu et judicieusement aussi le nom du bateau.
Yaptığım aptalca bir hatanın bütün her şeyi geri aldığına inanamıyorum.
Une erreur de ma part ne peut pas tout effacer.
İstediğin her şeyi aldın mı?
T'as eu tout ce que tu voulais?
- Hey, ihtiyacınız olan her şeyi aldınız mı?
Vous avez tout ce qu'il vous faut?
Yaptığın her şeyi incelemek için sürekli senin yanında durma emri aldım.
J'ai pour ordre de rester avec toi en permanence, afin de pouvoir t'observer.
Niye olmasın? Her şeyi benden aldın
Tu m'as bien pris tout le reste.
Her şeyi aldınız mı?
- Oui, j'ai les billets d'avion aller-retour Paris-Athènes, ensuite ceux du bateau pour Héraklion.
Babam bu teleskopu satın aldı ve yatağımın yanına yerleştirdi. Böylece pencereden her şeyi görebiliyordum.
Mon père m'a donc acheté ce télescope et l'a placé à côté de mon lit pour que je puisse tout observer de la fenêtre.
Her şeyi aldın mı?
Tu prends tout?
Bir daha asla elde edemeyeceğim bir şeyi benden aldın. Benim için her şey demekti. Sense benim için hiçbir şeysin.
Tu m'as pris une chose irremplaçable qui me tient plus à coeur que toi.
.. ve benden aldığın her bir şeyi!
de chaque chose que tu m'as prise.
Her şeyi aldınız mı kızlar?
- Ça y est?
Seni her türlü imkanı sağlayarak büyüttüm. Her şeyi satın aldım.
Tu as été élevé avec tous les avantages.Je t'ai tout offert :
Her şeyi aldım tatlım. Limuzinle işiniz bitince onu bize gönderin.
Et n'hésitez pas à nous renvoyer la limousine!
Sen de ona yardım etmek için her şeyi göze aldın aynını ben de babam için yapardım.
Et tu as tout risqué pour l'aider. J'en aurais fait autant pour mon père.
Her şeyi aldık mı?
On n'oublie rien?
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi 506
her şeyi biliyorum 83
her şeyini 16
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi 506
her şeyi biliyorum 83
her şeyini 16