Her şeyi planladım перевод на французский
122 параллельный перевод
Her şeyi planladım.
Juste quelques amis, les amis de Johnny et ceux de Julia, tous dans la salle de jeu. J'ai tout prévu.
Her şeyi planladım her şey benim olacak.
J'ai mes canons dans la passe, s'il commence, il y passe.
Her şeyi planladım. Bir yıl daha geçsin, sonra çuval dolusu parayla eve döneceğim.
Dans un an, je retournerai chez moi avec un bon paquet de fric.
Hem her şeyi planladım.
- J'ai tout prévu.
- Ben her şeyi planladım!
J'ai tout prévu.
Her şeyi planladım.
J'avais tout planifié.
- Her şeyi planladım.
- Pour moi c'est arrangé.
Her şeyi planladım.
Eh ben, j'ai tout prévu.
Her şeyi planladım.
- Oui. J'ai un plan.
Her şeyi planladım.
J'ai un plan :
Ben her şeyi planladım.
J'ai déjà tout prévu.
Her şeyi planladım, bahriyeli.
J'ai tout prévu, Sailor.
Her şeyi planladım.
- Tout tracé.
- Her şeyi planladım, böyle yerlerde başlayan kavgalar bir-iki yumruktan sonra hemen ayırılır.
J'ai tout planifié. Les bagarres dans de tels endroits ne vont pas plus loin qu'un coup ou deux.
- Dostum, bak ne diyeceğim. Ben her şeyi planladım.
- Mon vieux, je vais te dire, j'ai vraiment tout calculé.
Her şeyi planladım.
J'ai tout noté.
Her şeyi planladım.
Je domine tous les éléments
Her şeyi planladım.
- J'ai tout prévu. - Comment ça?
Anlamıyorsun, her şeyi planladım.
J'ai tout organisé, t'énerve pas.
- Ben her şeyi planladım.
J'ai tout prévu.
- Harika. - Her şeyi planladım.
J'ai tout organisé.
Dibine kadar her şeyi planladım, sadece uyum sağla.
J'ai de grandes visions pour le groupe, donc contente-toi de les suivre.
Ben kimsenin hapse girmemesi için her şeyi planladım.
J'ai tout planifié et personne n'ira en prison.
Kodeste yatarken Her şeyi planladım
J'ai fait des plans, un prisonnier de l'état
Virajı alıyorum, midem hopluyor Jantlari seyrediyorum Kodeste yatarken Her şeyi planladım
Play the curve and get nauseous Watchin'the spinner spin I made plans to make it A prisoner of the state
Tamam, her şeyi planladım.
Okay, j'ai tout prévu.
İnan bana, her şeyi planladım.
Fais moi confiance, j'ai un plan.
Her şeyi detaylıca planladınız çünkü bunun ilgimi çekeceğini düşündünüz.
Vous avez tout disposé pour m'intriguer...
Ama ben her şeyi dikkatle planladım.
Mais j'ai tout soigneusement préparé.
Her şeyi ben planladım ama, siz pek bir şey yapmadınız.
Vous n'avez pas eu à faire d'effort. J'ai tout planifié.
Her şeyi ince ince planladım. Cumartesi sabahı Walley Dünyasında olmalıyız.
Nous devons arriver à Walley World samedi matin.
Her şeyi biz planladık! . ( Isabel Batista ) Beni yalvarırım öldürme!
Ne me tuez pas!
Her şeyi hesapladım, planladım.
J'ai tous les plans, | et j'ai calculé tous les frais.
Her şeyi ben planladım.
Tout ce qu'il a dit est vrai.
Richter kafayı üşütüp planladığım her şeyi bozuyor...
Richter devient fou et bousille ce que j'avais mis un an à préparer.
Bud Amca, iyice düşündükten sonra her şeyi başta planladığımız gibi yapmaya karar verdiğini bana söyledi.
Il me laissa savoir que, aprés réflexion, il décidait que nous devrions nous en tenir au plan convenu.
Her şeyi planladım.
C'est prévu.
Yapmayı planladığımız her şeyi zaten yaptık.
Nous avons fait tout ce qui était prévu.
Bakın, her şeyi gerçekten çok iyi planladım. Planladım ve planladım.
J'ai tout prévu en détail.
Her şeyi ben planladım.
C'est pas un hasard C'est mon oeuvre quand même
- Her şeyi planladığımızdan emin olmak istiyorum.
Je veux être sûr que tout est en ordre.
Her şeyi çok ince planladım.
J'ai tout prévu de A à Z.
Sonra her şeyi planladım ama.
Mais j'ai tout organisé.
Her şeyi ben planladım.
J'ai tout manigancé. C'était un coup monté.
Sadece ikimiz, her şeyi biz planladık, hatırladın mı?
On planifiait tout à deux, tu te souviens, mec?
35 milyon dolarlık altını, silahlarımıza bile dokunmadan çaldık, çünkü o her şeyi dört dörtlük planladı.
On a volé 35 millions de dollars en or sans la moindre arme parce qu'il a pensé à tout.
- Neden Christopher onun için planladığımız her şeyi feda etti?
Pourquoi Christopher devrait sacrifier ses projets pour une...
Tam olarak bilmek istediğim şey internette her ne gördüysen planladığımız şeyi engelleyemeyecek olduğu.
Ce que j'ai besoin de savoir avec certitude, c'est si ce que tu as vu sur internet n'interfèrera pas avec ce que nous avons prévu.
Her şeyi planladım.
J'avais tout prévu.
Bir bebeğim olacak, okula gideceğim ve planladığım her şeyi yapacağım.
Je vais avoir mon bébé, je continuerai l'école et tout le reste.
Yemeğe çıkacak olsak her şeyi ben planladım.
Chaque fois qu'on sortait souper, c'est moi qui organisais tout.
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi biliyorum 83
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyi biliyorum 83