Icabına bakarım перевод на французский
583 параллельный перевод
Seni öldürürler Anton. Kenara çekil. Ben bu domuzların icabına bakarım.
Écarte-toi, Anton Je m'occupe de ces porcs.
- Ben bunun icabına bakarım. - Pop, hayır.
- Je m'en occupe.
Ben icabına bakarım.
Je m'en charge!
Umarım bir daha gelmez yoksa icabına bakarım onun!
et qu'il ne revienne pas le fils Dauvergne, moi je lui régle son compte
Ben onun icabına bakarım.
Je m'en occuperai.
Bir şekilde yaşlı Henry'nin icabına bakarım.
Il y a toujours moyen de se débrouiller.
Eğer öyleyse söyleyin, icabına bakarım.
Je vous importune?
Bana Jonathan deyip durma, ben onun icabına bakarım.
Je me chargerai de lui.
Bağırarak, "Burası benim mekanım ve eğer hile yaparken yakalarsam, senin icabına bakarım." dedi.
Il a crié : "Vous êtes chez moi. Si je vous reprends à tricher, ça ira mal."
Polislerin icabına bakarım.
Je m'en occuperai, des flics!
Bu belalı yerden yine de tek parça çıkacağım, işte o zaman Büyük Ed'in icabına bakarım.
Je vais sortir et m'occuper de lui.
Onun icabına bakarım, Cody.
À moi de m'en occuper!
Harvey kapımıza gelirse ben icabına bakarım.
Et quand Harvey se manifestera, je m'occuperai de lui.
Onun icabına bakarım.
Je m'arrangerai avec lui.
Ben icabına bakarım.
Ne te casse pas le tronc.
Hemen icabına bakarım.
Je m'en occupe tout de suite.
Etraflarından dolanıp bir kaçının icabına bakarım. Kalanlar cesaretlerini kaybeder, kaçar, dağılır ve evlerine giderler.
Si j'en abats quelques-uns, les autres perdront courage et rentreront chez eux.
Siz bekleyin, ben icabına bakarım.
Attendez ici, je m'en occupe.
Ben icabına bakarım.
Je m'en charge.
Ben Ringo'nun icabına bakarım.
Je m'occupe de Ringo.
Şimdi icabına bakarım.
Je vais l'avoir. C'est juste sur une laitue.
Ben icabına bakarım, aynı senin yaptığın gibi.
Je m'occuperai de l'or, comme tu le ferais.
Asinin icabına bakarım. 500 dolara.
Je m'occupe du rebelle. 500 dollars.
Teşekkürler, ben icabına bakarım.
Merci bien, je m'en sortirai tout seul.
Efendimizi karşılamak için ortalıkta gözükmene gerek yok. O samuraya gelince, ben icabına bakarım.
Vous n'aurez pas à accueillir le Seigneur, je m'occuperai du samouraï dans le moulin moi-même.
Pekala, yemeği bana bırak, icabına bakarım.
Bien, on dîne dehors ce soir.
Ben onun icabına bakarım.
Je m'occupe de lui.
Ben onun icabına bakarım.
Je peux la gérer.
Ben senin icabına bakarım, inan bana.
Je m'en chargerai.
Sen Ned'in peşine düş, ben Chaney'nin icabına bakarım.
Occupez-vous de Ned, je me chargerai de Chaney.
- Onu buraya getir, ben onun icabına bakarım, merak etme.
Prenez là ici, ensuite je m'en occuperai
Merak etmeyin, ben kuşun icabına bakarım.
Je vais m'occuper de ce satané oiseau.
"Onun icabına eve gidince bakarım"
Je vais lui toucher 2 mots dès qu'il sera à la maison.
O büyük çekirgenin icabına zamanı geldiğinde kendim bakarım.
Je m'occuperai de lui le moment venu.
Her şeyin icabına bakarım.
Allez-y.
İcabına bakar mısınız? Şunu da.
Faites le nécessaire.
Kimin dediğini söyle, hemen icabına bakarım.
Qui a dit ça?
Yarın icabına bakarım.
Je m'en occupe demain.
- İcabına bakarım.
- Je m'en occupe.
İcabına bakarım.
Laisse-moi prendre les choses en main.
Bak Bunte, sen siyasetle ilgilen. İşin icabına ben bakarım.
Tu t'occupes de la politique, moi des affaires.
Onun icabına ben bakarım. Sen kardeşini serbest bırak yeter.
Relâche son frère, et je m'occupe de Joe.
Onların icabına buradan çıkınca bakarım.
Mais je verrai ça à ma sortie.
Büyük Ed'in icabına ben bakarım.
Non.
- İcabına bakarım.
- Je vais régler ça.
- Kuzeyin icabına ben bakarım.
- Je me charge du nord.
Biz icabına bakarız.
Je m'en occupe.
Onun icabına ben bakarım, Amos.
Je m'en charge, Amos.
İcabına bakarım.
Je m'en charge! Tu vas voir!
İcabına bakarım.
Je trouverai une solution.
- İcabına bakarım.
Alors, rien de neuf?