Işe yarar перевод на французский
5,237 параллельный перевод
"Kocanız hapiste" ifadesi her zaman işe yarar, bilirsin.
"Votre mari est en prison", c'est mieux quand on vous le dit en face.
Sence bu işe yarar mı?
Et tu penses que ça va marcher?
Bizde her türlü işe yarar.
On le fait mieux sonner.
Ofisteki fotokopi makinesi bile benden daha çok işe yarar.
La photocopieuse travaille plus que moi?
Voodoo hakkında ne biliyorsun, bilmiyorum... ama bu sadece insanlarda işe yarar.
Je ne sais pas ce que tu connais sur le vaudou, mais ça ne marche que sur les gens.
- Bu işe yarar. - Tamam.
Ça ira.
Kimse nereye gittiğini bilmezse, işe yarar.
Cette affaire marche seulement si personne n'est au courant. Compris?
Bir silah her zaman işe yarar.
On a toujours besoin d'un flingue.
O yüzden, biliyorum ki o, oyununu buldu. Kendini ona ve farklı şeylere gerçekten adamıştı, yine de sonunda işe yarar bir şey buldu.
Donc quand il a commencé à jouer, il s'est investi à fond dans ce jeu.
- Christina işe yarar olduğunu kanıtlıyor.
- Christina se montre utile.
Bu adamlar bir gün işe yarar diye sıradan bir yazılım oluşturdular ve artık burada yaşıyorlar.
Fichu Goolybib, mec. Ces mecs ont fait un logiciel médiocre, qui pourrait valoir quelque chose un jour, et maintenant ils vivent ici.
Yardımın işe yarar.
On pourrait utiliser ton aide.
Terapi ; kendimizi olmak istediğimiz kişi olarak değil, olduğumuz kişi olarak görmeye dair samimi bir isteğimiz olduğunda işe yarar.
La thérapie fonctionne seulement quand nous avons le désir sincère de nous connaître tel que nous sommes, pas comme nous voudrions être.
Etki, farkında olmadığımız zamanlarda işe yarar.
L'influence fonctionne mieux lorsque l'on en est pas conscient.
Bir sıfat olarak... "gerçeği kanıtlıyor"... daha işe yarar.
En adjectif... "un fait avéré"... là ça marche.
İyi bir kukla ölü olmaktansa hayattayken daha çok işe yarar.
Eh bien, une bonne marionnette est plus utile vivante que morte.
Yakında ne kadar işe yarar olduğunu göreceğiz.
On verra à quel point vous êtes utile... très bientôt.
Bahsettiği yöntemi kullanmayı hiç istemiyorum fakat eşek şansının da etkisiyle işe yarar bir şeyler öğrenmiş olabilir.
Je répugne à utiliser sa méthode, mais fichtre, peut-être qu'il peut nous servir à quelque chose.
Mahkeme kararları işe yarar.
Un ordre de la cour est en route.
Bu kadar işe yarar hissetmek harikaydı.
C'était si merveilleux de se sentir utile.
Aramayı yapacağım eğer işe yarar bir şey bulursam ararım.
Je vais faire des recherches et vous tenir au courant si je trouve quelque chose qui en vaille la peine pour vous.
Sence işe yarar mı?
Vous croyez ça possible?
Bu işe yarar mı?
Ça marchera?
Bak bu işe yarar işte.
Ah, ça pourrait le faire.
Suyum sadece kaderinin daha yazılmadığı kişilerde işe yarar.
Mon eau peut guérir seulement ceux dont les destins n'ont pas encore été écrits.
- Ne işe yarar?
Qu'est-ce que ça fait?
Sence arkadaşınla senin aranda hanginiz daha çok işe yarar?
Alors entre toi et ton ami, qui est le plus utile?
Eğer hayaletler işe yarar bir şeyler yapabilselerdi iyi bir takım olabilirdi.
Ça semble être une équipe d'enfer si le fantôme apporte quelque chose.
Evet, evet bü işe yarar.
Oui. Oui, ça va marcher.
Eğer sabit durursan, bu daha çok işe yarar.
C'est plus facile si tu te tiens tranquille.
Katılıyorum. Cüretkâr bir plan ama işe yarar gibi duruyor.
OK. c'est un plan bancal, mais ça devrait marcher.
Bazen cerrah bıçağı işe yarar, bazen de çekiç.
Il y a un temps pour le scalpel et un temps pour le marteau.
Bu, işe yarar, Remy.
Ça marche, Remy.
Bana bazı işe yarar teknikler öğrettiler. ve bunlardan biri Lucid Rüyaydı ( * ).
Mais ils m'ont appris quelques techniques qui ont marché, et l'une d'entre elles est appelée le rêve lucide.
Ve bu adamların işe yarar yetenekleri var.
Leurs compétences seront utiles.
İşe yarar bir şey söylemedi.
- Rien d'utile, non.
Karşımıza ayı falan çıkarsa işe yarar.
- Utile si on croise un ours polaire.
İşe yarar mı bilmiyorum ama eğer sen de istersen denemeye değer.
Je ne suis pas sûr que ça marche, mais.. Je pense que ça vaut le coup d'essayer, si vous êtes d'accord.
İşe yarar bir şey yok. Merhaba, affedersiniz Bay Gregory.
Rien d'intéressant.
İşe yarar bir doku yok.
Il n'y a pas de matière pour travailler.
İşe yarar bir şeyler için en az sekiz saat.
- 8 heures au moins.
- İşe yarar hissederdim.
Je me sentais utile.
İşe yarar bir bilgi verdiler mi?
Ces filles ont-elles fourni des informations utiles?
İşe yarar mı?
On peut y aller?
Evet. İşe yarar.
C'est bon.
- İşe yarar mı?
Est-ce que ça va marcher?
İşe yarar bir muhbir olduğunu düşünmeye devam etsinler diye.
- qu'il était une indic fiable.
- İşe yarar ifadeler aldım.
- J'ai recueilli des témoignages utiles.
İşe yarar bir şeyler öğrenemediğim için üzgünüm.
Désolé de n'avoir rien appris de plus.
Elimde daha çok bilgi var. İşe yarar bulacaksın.
J'ai beaucoup d'informations que vous pourriez trouver très utiles.
- Dedim ya sana, her parça işe yarar.
Je te l'ai dit, chaque petit geste aide.
işe yarar mı 34
işe yararsa 16
yararı yok 137
işe yaradı 291
işe yaramaz 340
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112
işe yararsa 16
yararı yok 137
işe yaradı 291
işe yaramaz 340
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe yaramayacak 101
işe yarıyor 218
işe yaramadı 112